Büyüdüğünde çok derinden seveceği bir kızla tanışabilir. | Open Subtitles | عندما يكبر قليلا , قد يجتمع بفتاة ويحبها بعمق. |
Birini çok derinden seversem bilirsiniz, ailem gibi elimden alınacaklarından korktum. | Open Subtitles | شعرت انه لو احببت شخصا بعمق بما في ذلك عائلتي فسوف يؤخذ مني |
Gabrielle çok ama çok derinden yaralanmıştı o kadar derindi ki bunu kimse göremedi. | Open Subtitles | إلا أنها جُرحت بعمق ٍ شديد لا يمكن لأحدٍ رؤيته |
Biliyor musun, çok derinden kesersen, tendonları da kesersin parmak hareketi devre dışı kalır. | Open Subtitles | انا اعرف عندما تجرح عميقا تتقطع الاوتار لا تستطيع ان تحرك الاصابع |
Eğer çok derinden etkilenmiş olmasaydım şu an seni öldürürdüm. | Open Subtitles | فما استقاموا لكم فاستقيموا قتلك الآن إذا I لم يكن ذلك انطباعا عميقا. |
Hayatında seni çok derinden etkilemiş bir kadın vardı, ve bir elveda bile demeden çekip gitti. | Open Subtitles | هناك إمرأة أثرت في حياتك بشكل عميق جداً |
- Hayır, yani siz çok ama çok "derinden" evlisiniz demek istedim. | Open Subtitles | -عندما كان لنا حفل زفاف ؟ -لا,أعنى ,أن... مرتبطين بشكل عميق... |
Onu çok derinden seviyordu ve bu sefer sabırlı olacaktı... her detayı hesaplıyordu en azından onun tam elinin altında olacağı zaman gelene kadar. | Open Subtitles | لقد أحبها بعمق جدا لدرجة انه كان صبورا و ان يكون مهووسا بكل تفصيل حتى أخيرا وصلت اللحظة |
Kimyasal tedavi ve psikolojik tedavi, ikisinin de rolü vardı ve yine o depresyon sayesinde anladım ki bir şeyler içimize çok derinden örülmüş öyle ki ayırmak mümkün değildi kişiliğimizden ve kimliğimizden. | TED | إن للعلاجين الكيميائي و السيكولوجي دورين مهمين معاً، و أيضاً استنتجت أن الاكتئاب هو شيء متداخل بعمق بحيث لا يوجد انفصال عن شخصنا أو شخصيتنا. |
Diğer şövalye kitaplarının ve hatta tüm diğer kurguların aksine Cervantes'in hikâyesi baş kahramanın iç yaşamını çok derinden irdeliyor. | TED | لكن، وعلى نقيض كتب الفروسية أنذاك وغالبا على نقيض كل كتب العصور السابقة، قصة سيرفانتس تتحرى بعمق عن الحياة الشخصية لبطل الرواية. |
Fakat asıl önemli olan kız da onu çok derinden sevmeli. | Open Subtitles | ولكن ما يهم أكثر , أنها سوف تحبه بعمق. |
Ona çok derinden önem veriyor ama yine de gitmesine izin veriyor | Open Subtitles | إنه يهتم بها بعمق , ومازال يتركها |
"Seninle birlikte ameliyat odasına girmek için sabırsızlanıyorum. O zaman kalbine dokunabileceğim. Çünkü sen benimkine çok derinden dokundun." | Open Subtitles | لا أستطيع أن أنتظر لأكون في غرفة العمليات معكِ لألمس قلبكِ " " لأنكي لمستي قلبي بعمق |
çok derinden bakıyolar. Ve sen bunu biliyorsun. | Open Subtitles | ينظران بعمق شديد وانت تعرف ذلك |
Sadece çok derinden bir iç çekti ve bunu yaptı. | Open Subtitles | انه تنهد بعمق كبير فقط وثم قال : |
çok derinden kesmemeye çalışacağım, ama yine de deli gibi acıyacak. | Open Subtitles | سأحاول الا اقطع بعمق لكنها سوف تؤلم |
Seni seviyorum, Pierre, çok derinden. | Open Subtitles | أنا أحبك، بيير، عميقا. |
O olayları...çok derinden hissederdi. | Open Subtitles | كان فقط ... يشعر بالأشياء بشكل عميق |
Bu olanlar beni çok derinden etkiliyormuş. | Open Subtitles | و التي ستؤثر في بشكل عميق |