Biz gerçekten sizin için çok hızlıca bir fiziksel nesne üretebiliriz. | TED | في الحقيقة يمكننا ان نصنع لك, و بسرعة, جسم مادي. |
çok hızlıca olumlu bir noktaya değinip bitirmek istiyorum. | TED | وهنا أود أن أختم بسرعة مع هذه الملحوظة الإيجابية: |
Geri tepki sürelerinin altında içeri girmeliyiz, yani çok hızlıca. | Open Subtitles | لذا يجب أن نتصرف تجاه رد فعلهم بسرعة فائقة |
Bu konuda ne düşündüğümüzden çok, hızlıca söyleyebileceğiniz bir şey ve söyleyeceğiniz insan da yönlendirilmeyecek ya da bayılmayacak ya da Skymall kataloğunu almayacak, uçakta onların yanında olsanız dahi olmayacak. | Open Subtitles | انها ليست الطريقة التي نفكر بها في ذلك ولكن انه شيء يمكنك أن تقوله بسرعة والشخص الذي تتحدث معه سوف لا |
Li-Fi veriyi çok hızlıca iletmek için sıradan ticari LED'leri kullanıyor ve bunu kararlı ve güvenli bir biçimde yapıyor. | TED | يستخدم لاي-فاي مصابيح ليد لنقل البيانات بسرعة رهيبة وايضا باسلوب امن |
Şimdi, çok hızlıca mutluluk hakkında düzgün düşünmememizin bir nedeni de yaşam hakkında düşünürken ve onu yaşarken aynı şeylere dikkat etmememizdir. | TED | الآن، بسرعة جداً، سبب آخر لعدم مقدرتنا بالتفكير مباشرة حول السعادة هو أننا لا نستحضر نفس الأشياء حينما نفكر بالحياة، ونحن في الواقع نعيشها. |
hayır, sadece, bilirsin... ..bu tür şeyler genelde çok hızlıca gelir ve giderler. | Open Subtitles | هذه الاشياء عادة تاتي وتروح بسرعة |
Ve insanları çok hızlıca tanımaya başlarsınız. | Open Subtitles | وأنت تعرف على الناس بسرعة شديدة جدا. |
(Gülüşmeler) Ama sonra, çok hızlıca, bıyık uzatma yeteneğimi hafife almaya başladım ve çok büyük bir hale geldi. | TED | (ضحك) لكن بعد ذلك بسرعة كبيرة، بسبب أنني قللت من أهمية سرعة نمو شاربي باتت كبيرة جداً |
çok hızlıca konuşuruz, | Open Subtitles | سنتحدث بسرعة كبيرة، |
çok hızlıca halledelim. | Open Subtitles | سنفعل ذلك بسرعة. |
Bu onları çok hızlıca indirdi demek. | Open Subtitles | يعني انهُ قام بأخراجهم بسرعة كبيرة ! |
çok hızlıca büyüdü. | Open Subtitles | لقد كبر بسرعة |