Planımız işe yaramazsa bu çok kısa bir savaş olacak. | Open Subtitles | لو لم تفلح خطتنا , فستكون هذه معركة قصيرة جداً |
Miktara bakılınca, akla yatkın alıcıların çok kısa bir listesi çıkıyor. | Open Subtitles | وفقاً للكمية، يوجد لائحة قصيرة جداً من البائعين الذين يبدون منطقيين |
Şu ana kadar tüm bilimsel cihazlar lPV'nin çok kısa bir an için temas dışı kaldığını gösteriyor. | Open Subtitles | ورغم كل هذا فالكل يؤكد اننا فقدنا سيطرتنا على الجهاز لجزء من الثانية |
Bu yüzden, 1980lerde yapılan çok kısa bir videoyu göstereceğim burada. | TED | عندي مقطع قصير جدا هنا اؤخذ في أواخر الثمانينات. |
Çoğu, çok kısa bir süre içerisinde öldürüldüler. | TED | قتل العديد من الأشخاص خلال وقت قصير جداً. |
Aslında dünya gibi bir gezegen diye adlandırdığımız şey çok kısa bir zaman dilimini kapsar. | TED | ما نسميه كوكبا شبيها بالأرض هو في الواقع فترة قصيرة جدا من الوقت. |
Sonra da tamamen durmuş gibi görünecekti. Tüm bu süreç çok kısa bir zaman alabilir. | Open Subtitles | قد تستغرق العملية بأسرها فترة وجيزة جداً |
çok kısa bir süre içinde 18 cm yağmur yağdı | TED | 7 بوصات من المطر تساقطات على مدى فترة قصيرة للغاية. |
Aşkı anlamaya çalışırken, dünyanın her tarafından şiirler okumaya karar verdim. Size 8. yüzyılda Çin'de yazılmış çok kısa bir şiiri okumak istiyorum. Bu şiir, tümüyle belirli bir kadın üzerine odaklanmış bir adamı gösteren mükemmel bir örnek. | TED | وفى محاولة لفهم الحب الرومانسي وددت لو إستطعت أن أقرأ كل شعر العالم و ما أريد أن أقرأة عليكم هو قصيدة صينية قصيرة جداً تعود إلى القرن الثامن وهذا لأنه خير مثال لرجل يركز تماماً على إمرأة بعينها |
Çok korkunç bir an: çok kısa bir zaman diliminde birçok şey olabilir. | TED | إنها لحظة مخيفة جداً: يجب أن يحدث الكثير خلال فترة قصيرة جداً من الزمن |
Ama ilginç olan şey bütün kayma çok kısa bir zaman diliminde olmuş. | Open Subtitles | لكن المثير للانتباه أن الزّحف حدث في مدة قصيرة جداً. |
Geleceğin hakkında çok kısa bir konuşma yapacağız. | Open Subtitles | أنا و أنت, ستجري بيننا مناقشة قصيرة جداً بشأن مستقبلكَ |
çok kısa bir süreliğine havalandım ve sanki havada süzülüyordum. | Open Subtitles | لجزء من الثانية , كما لو أنني أطفو .أقولكلك . |
Düşmeden önce çok kısa bir an dengede kalır ve ağırlığını çocukların olduğu tarafa vererek yıkılır. | Open Subtitles | يحافظ على توازنه على نقطة واحدة لجزء من الثانية قبل أنْ يطيح على جانبه، والجانب الذي يطيح عليه هو الذي يرجّحه الطفل. |
Peki, bu da söylendiğine göre, çok çok kısa bir zamanımız var. O yüzden sunumunuzda olması gereken şeylerin bir üzerinden geçelim. | TED | إذن , كما قلنا سابقا , نحن لدينا وقت قصير جدا جدا. لذا دعونا نراجع الأمور التي يتوجب عليكم تضمينها في عرضكم الترويجي. |
Şimdi size çok kısa bir video klip göstereceğim, bir hastaya ait 5 saniyelik bir klip kendisi inşaa ettiğimiz organlardan birini aldı. | TED | سأريكم الان مقطع فيديو قصير جدا. مدته 5 ثواني لمريضة تم علاجها بواحد من تلك الاعضاء التى تمت هندستها |
Denek, hayatı boyunca öğrendiği her şeyi çok kısa bir zaman içerisinde deneyimler. | Open Subtitles | تجاربه, كل فكرة حضى بها بوقت قصير جداً |
çok kısa bir açıklama yapacağım. | Open Subtitles | سأدلى بتصريح قصير جداً |
Görünüşe göre bu çok kısa bir raunt olacak. | Open Subtitles | يبدو من النظر إلى هذا أن هذه الجولة ستكون قصيرة جدا |
Bunlar çok kısa bir sürede oluyor. | Open Subtitles | كل ذرة كونت جسمك سوف تطير إلى مالا نهاية في فترة قصيرة جدا من الزمن |
- Kore'ye gittiğini bilmiyordum. - çok kısa bir süre. | Open Subtitles | "لم أعرف أنك كنت في "كوريا - لفترة وجيزة جداً - |
Şunu söyleyebilirim ki çok kısa bir alıcı listesinde en üstte yer alıyor. | Open Subtitles | ويمكنني أن أخبرك أن عرضك على رأس قائمة قصيرة للغاية من العروض المنافسة |