Buradan çok uzak bir yerde bir hayat sürebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أنعم بحياةٍ في مكان آخر بعيد عن هنا... |
Buradan çok uzak bir yerde bir hayat sürebilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أنعم بحياةٍ في مكان آخر بعيد عن هنا... |
- Doğru. Burada olmayan bir şey bulmak için çok uzak bir yoldan geldin. | Open Subtitles | قطعتَ مسافةً طويلة لتجدَ شيئاً غير موجودٍ هنا. |
Çünkü bu genç bayan çok çok uzak bir yoldan sırf seni bulmak için yüzmüş. | Open Subtitles | لأنّ هذه الشابّة قطعت مسافةً طويلة للعثور عليكِ |
Bu nedenle, yedi yaşımdayken ailemden ayrılmak ve köyüme çok uzak bir şehirde ailemle hiç iletişim kurmadan yaşamak zorunda kaldım. | TED | لهذا السبب, كان علي ان اترك العائلة عندما كنت في السابعة وان اسكن في مدينة بعيدة عن قريتي بدون وسيلة للاتصال بعائلتي |
Yakında sizleri, hepinizin güvende olacağı insanlardan çok çok uzak bir adaya götüreceğiz. | Open Subtitles | قريباً سنأخذكم في جزيرة بعيدة عن البشر لتعيشوا كلكم في أمان |
Buraya çok uzak bir gezegenden geldik. | Open Subtitles | أتينا من عالم بعيد جدا من هنا |
Hayır ama eğer Coulson bir şeylerin farkındaysa muhtemelen Skye'ı oradan çok uzak bir yere göndermiştir. | Open Subtitles | لا، لكن إذا علِم (كولسون) أن شيئاً يحدث، فلربما أخذ (سكاي) إلى مكان بعيد جدا من هنا. |
Buradan çok uzak bir yerden geldiğini biliyorum. | Open Subtitles | وأعرف أنك جئت من مسافة بعيدة عن هنا |
Yüksek çözünürlükte görüntü alabilmek için çok uzak bir mesafe. | Open Subtitles | بعيدة عن أي أحد ليلتقط صورة عالية الدقة |