çok uzak değil, istersen seni kasabaya kadar bırakabilirim. | Open Subtitles | إنها ليست ببعيدة وإنكنتترغب، يمكنني أن أقلك إلى المدينة |
- Ingram Park çok uzak değil. Bir aşık için... | Open Subtitles | حسنا ، حديقة "إنغرم" ليست بعيدة جداً ، ليس لعاشق متقد. |
çok uzak değil. Andrei'i falan da götüreceğiz. | Open Subtitles | إنه ليس ببعيد وسيأتي أندري والجميع |
Var olmadığı yerlerde, mesela kışın Grönland'da, Mars çok uzak değil. | TED | وحيث لم يكن ، كما هو الحال في غرينلاند في فصل الشتاء ، المريخ لا يزال ليس بعيدا جدا. |
- çok uzak değil. - Binmek istemediğine emin misin? | Open Subtitles | ليس بعيداً جداً متأكدة أنكِ لا تريدين الركوب؟ |
Bir topluluğumuz var, buraya çok uzak değil. Duvarlarımız, elektriğimiz var. Güvenli de. | Open Subtitles | إن لدينا مجتمعًا غير بعيد عن هنا، فيه جدران وكهرباء، وننعم فيه بالأمان |
çok uzak değil. | Open Subtitles | لست بعيداً الآن |
Göl, şehirden çok uzak değil. | Open Subtitles | البحيرة ليست بعيدة من البلدة |
Adres buraya çok uzak değil. Geliyor musun, gelmiyor musun? | Open Subtitles | هذا العنوان ليس بعيد عن هنا، هل ستأتي معي أو لا؟ |
Evine çok uzak değil, değil mi? | Open Subtitles | انها ليست بعيدة عن المكان الذي تعيش فيه أليس كذلك؟ |
Hatta bir kulübe bile yaptım, çok uzak değil buraya. | Open Subtitles | ربما حتى سأشيد لى مقصورة ليست ببعيدة عن هنا |
Bulunduğumuz yerden çok uzak değil. | Open Subtitles | أنها ليست ببعيدة من مكاننا الآن. |
Cheshire'a çok uzak değil. | Open Subtitles | بما أنها ليست بعيدة جداً عن تشيشر |
Biliyorum orayı yedinci bölgede. çok uzak değil. | Open Subtitles | أعرفها في القسم الخامس ليست بعيدة جداً |
çok uzak değil. | Open Subtitles | إنه ليس ببعيد عن هنا |
Tamirci: çok uzak değil. Tercihen öndeki delikler. | TED | ليس بعيدا جدا. يفضل أقطاب الجبهة. |
çok uzak değil. Seni götürebilirim. | Open Subtitles | ليس بعيداً جداً يُمكنني إصطحابك إلى هُناك |
Kendisi heykeltıraş. Atölyesi buraya çok uzak değil. | Open Subtitles | نحّات، لديه استديو غير بعيد عن هنا |
çok uzak değil. | Open Subtitles | لست بعيداً الآن |
Ben Rionegro'da doğdum, buradan çok uzak değil. | Open Subtitles | لقد ولدت في مدينة (ريونجرو) وهي ليست بعيدة من هنا |
Evet. Odessa, Teksas. çok uzak değil. | Open Subtitles | حسن, أوديسا.تكساس هذا ليس بعيد |
çok uzak değil. | Open Subtitles | انها ليست بعيدة. |
Sienna Caddesi üzerinde, Cafe Cleo'ya çok uzak değil. | Open Subtitles | وعلى سيينا شارع، ليس بعيدا عن مقهى كليو. |
Hayır, çok uzak değil. | Open Subtitles | لا، ليست بعيدة جدا. |
Altın koleksiyonu çizgisine de çok uzak değil, ama. | Open Subtitles | أعني، ليست بعيده عن خطّ اليوبيل، بالتأكيد. |
çok uzak değil. | Open Subtitles | ليس كثيراً يا عزيزتي |