Eğer çocuklara gidip bunu mahvetmeye çalışırsan, bunu çok uzun bir süre unutmam. | Open Subtitles | لذا لو ذهبت إلى الفتيان وحاولت العبث معي سأتذكّر ذلك لزمن طويل جداً |
Burada çok uzun bir süre kalmayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أَتوقّعُ لِكي أكُونَ هنا لوقت طويل جداً. |
Uzun bir sıra vardı. Üzgünüm. Gerçekten çok, çok uzun bir sıra vardı. | Open Subtitles | طابور طويل، آسفة، كان الطابور طويل للغاية |
Yani çok uzun bir süredir bir kral ve asil bir aile tarafından geleneklerine bağlı kalınarak yönetiliyor. | TED | أي إنها تحكم من قبل ملك و عائلة ملكية وفق تقاليدهم ، منذ مدة طويلة جداً. |
O günden sonra çok uzun bir süre herkes onu "Şampiyon" diye çağırmıştı. | Open Subtitles | لمده طويله بعد ذلك " " "كل شخص كان يطلق عليه " البطل |
Biz ilk adımımızı ProtonMail ile attık; ama bu gerçekten çok çok uzun bir yolculukta sadece ilk adım. | TED | قمنا بتنفيذ الخطوة الأولى في بروتون مايل، ولكنها أول المشوار من رحلة طويلة جدا. |
Böylesine ufak bir dava için yedi yıl çok uzun bir zaman. | Open Subtitles | سبع سنوات هي فترة طويلة من الزمن لقضية صغيرة كان لديك هناك. |
Son üç yüzyıldır, çok uzun bir yol katetmiştir. | Open Subtitles | أتى من طريق طويل جداً .خلال الثلاثة قرون الأخيرة |
İspata benziyor. Bir ispat. çok uzun bir ispat. | Open Subtitles | يبدو كبرهان، أعني إنه برهان برهان طويل جداً |
İspata benziyor. Bir ispat. çok uzun bir ispat. | Open Subtitles | يبدو كبرهان، أعني إنه برهان برهان طويل جداً |
Eve gideceğim ve çok, çok, çok uzun bir süre gargara yapacağım. | Open Subtitles | علي الذهاب إلى المنزل و أغرغر لوقت طويل جداً |
Baskıya dayanamadı ve şimdi aleyhine şahitlik yapacak. Sen de çok uzun bir süre hapiste yatacaksın. | Open Subtitles | لم يستطع تحمّل الضغط، والآن سيشهد ضدّكِ وسوف تقضين وقت طويل جداً في السجن |
Beğendiğine sevindim. çok uzun bir süre buralarda olacaksın. | Open Subtitles | يُسعدني، أنها أعجبتك، ستكون هنا لوقت طويل جداً |
Bunun için çok uzun bir otobüs yolculuğu oldu. | Open Subtitles | حسناً، هذا كان مشوار بالحافلة طويل للغاية من أجل القليل |
Kendisi, bu gece aramızda olabilmek için çok uzun bir yoldan geldi. | Open Subtitles | الذي قطع مسافة طويلة جداً كي يكون معنا اليوم |
çok uzun bir süreden beri, bu işin bir parçasıydım. | Open Subtitles | لقد اشتركت فيه لمده طويله جداً |
Bak, Jess, sen ve ben, çok uzun bir zaman omuz omuza, profesyonelce çalışacağız. | Open Subtitles | انظرى يا جيس انا وانت سنرتبط سويا باحترافية العمل لمدة طويلة جدا جدا |
demesini istemiyorum. Bu veriler gerçekten çok uzun bir zaman periyodunda toplandı. | TED | تم جمع هذه البيانات على مدى فترة طويلة من الزمن. |
Ve hapishaneye kadar çok uzun bir yol olacak bebek! | Open Subtitles | لعام 1963 المختص بأفعال . البث الإذاعى وهناك وقتٌ طويل للوصول إلى . ذلك السجن , أيُها الصغار |
Bir keresinde, uzun bir zaman evvel, uzun, çok uzun bir zaman evvel, | Open Subtitles | مرة من زمن بعيد من زمن بعيد جدا |
Yani, çok uzun bir süredir tek bir adamla dövüşmemiştim. | Open Subtitles | حسنا... اننى لم أقاتل شخص واحد بمفرده منذ مده طويله |
Bir gün de olsa çok uzun. Bir saatini bile boşa harcayamaz. | Open Subtitles | حتي يوم واحد هو وقت طويل لا يجب أن تضيع من وقتها و لا ساعه |
"Dostum, seni çok ama çok uzun bir zamandır görmüyorum." derim. | Open Subtitles | "صديقى، لم ارك منذ زمن طويل جدآ" |
Bak, eğer iş birliği yaparsan, dosyana birkaç şey ekleriz ve mahkeme de insaflı davranabilir ama eğer iş birliği yapmazsan uzun, ama çok uzun bir süre gitmen için elimizden gelen her şeyi yapacağız. | Open Subtitles | أنظر, إن تعاونت, يمكننا كتابة كلامًا طبيًا عنك وقد تتساهل المحكمة، لكن إن لمْ تتعاون, سنفعل كل ما نستطيع لنتأكد من إختفائك لوقتٍ طويل جدًا. |
çok uzun bir kıştı. | Open Subtitles | أوه ، كان ذلك شتاءً طويلا جدا. |
Goodwin'ler, bugün size çok uzun bir şiir okumak istiyorum. | Open Subtitles | آل جودوين، أود أن أقرأ لكم اليوم قصيدة طويلة جدًا. |
Blue Ridge'e ulaşana dek önümde çok, çok uzun bir yol var. | Open Subtitles | علي السير أميالاً وأميالاً وأميالاً وأميالاً قبل الوصول ل"بلو ريدج" |