Biletler öğrenciler için beş dolar, yetişkinler için yedi dolardır. | Open Subtitles | وسيكون سعر التذاكر 5 دولارات للطلاب , و7 دولارات للكبار. |
Bu yüzden üzerinde çalıştığım "Amerikalı öğrenciler için Fransız Edebiyatı" konulu kitabı bitirmeyi düşündüm. | Open Subtitles | وأرتيت أن أنهى الكتاب المدرسى الذى أشتغل عليه كان عبارة عن مدخلاً للأدب الفرنسى للطلاب الأمريكان |
Yaz okulu, yıl içinde başarısız olan öğrenciler için değil mi? | Open Subtitles | اليس ذلك للطلاب الذين لا يؤدون بشكل مرضي أثناء السنة؟ |
Farkında mısın bilmiyorum ama yarın birinci sınıf öğrenciler için Aile Günü. | Open Subtitles | لا أعلم إن كنت مدركاً, لكن غداً يوم العائلة لطلاب أول سنة. |
Bay Bridges. Dolapların önünden geçerken, öğrenciler için dua eder. | Open Subtitles | السيد بريدج يصلى من أجل الطلاب وهو يمر على خزانتهم |
O bir öğrenci birliği değil. Artan öğrenciler için yurt olarak tasarlanmıştı. Şimdi orada öylece duruyor. | Open Subtitles | انه ليس للاخوة انه للطلاب الزائدين عن الحد هاهي محطتنا. |
Adına yapacağımız bu olay diğer öğrenciler için bir ilham kaynağı olacak ve Kyle'ın anısını yaşatacak. | Open Subtitles | هذا التكريم سيكون إلهاماً للطلاب الآخرين و سيساعد بإبقاء ذكرى كايل |
Korumak adına yapılan sebepsiz araştırmalara tabii olmak öğrenciler için kötü bir durum. | Open Subtitles | بداية ً لا يحق للطلاب أن يسرقوكِ لكن من حقوقك : الحماية من عمليات التفتيش المفرطة |
Sizin seviyenizdeki öğrenciler için standart bir sınav olacak. | Open Subtitles | سوف تأخذون امتحان قياسياً للطلاب الذين في مستواكم. |
Göreceğin üzere yabancı öğrenciler için okul ücreti daha fazla. | Open Subtitles | الآن ، كما ترى تكاليف التعليم أعلى للطلاب الأجانب |
Özürlü öğrenciler için yürüyen merdiven yapmayacaksanız olmaz. | Open Subtitles | ليس علينا على الأقل بناء السلالم إلى الجنة للطلاب المعاقين. بالإضافة إلى، أنا لست |
Bir stajyerlik başvurusu gibi düşün hatta ayrılacak öğrenciler için bir iş gibi. | Open Subtitles | فكري به كما لو كان بَحْث للتدريب للطلاب المتخرجين ربما تكون وظيفة |
Geri kalan yerler, farklı renklere sahip öğrenciler için ayrıldı. | Open Subtitles | . المقاعد المتبقية محجوزة للطلاب ذوي البشرة الملونة |
Bu konular, bölgedeki kadınların büyük çoğunluğunun okur-yazar olmayışı, eğitim reformları, okulu bırakan öğrenciler için programlar ve üniversite öğrencileri arasındaki siyasi aktivizmi içeriyor. | TED | وهذه المشاكل تتشمل نسبة الأمية بين الإناث، وهي نسبة مرتفعة بالمنطقة والإصلاح التعليمي وبرامج للطلاب المتسربين بالإضافة إلى النشاط السياسي بين طلاب الجامعة |
Lise müfredatında Japon öğrenciler için öngörülen normal derslerdi. Bir Amerikalının yanında okuldaki diğer 4.999 Japon öğrenci için. | TED | بل كانت تلك المناهج المعتادة التي تدرس في المدرسة الثانوية للطلاب اليابانيين وغيرها من 4999 طالب في المدرسة ، الذين اليابانية ، الى جانب الأميركي. |
İnternet sitemizi bizi takip eden öğrenciler için her gün güncelliyorduk. Bazen bunu 10 saatlik, 15 saatlik ve hatta 20 saatlık tırmanışın ardından yapıyorduk. | TED | كنا نكتب يوميا على الموقع للطلاب الذين كانوا يتابعوننا بعض الايام كنا نمشي لمدة 10 ساعات بعض الايام كنا نمشي لمدة 15ساعة و احيانا كنا نمشي لمدة 20 ساعة حتى نحقق اهداف الخطة |
Bu öğrenciler için adil değil. | Open Subtitles | {\3cHFFFFFF\bord2}{\1cH907000\3cHFFFFFF\b1\}ليس عدلا بالنسبة للطلاب |
Kütüphane sadece öğrenciler için. | Open Subtitles | حسنا، المكتبة مخصصة للطلاب فقط |
Üniversite mezunu olan öğrenciler için, çeşitli firmalarda yönetici olarak çeşitli programlar var. | TED | هناك برامج مختلفة لطلاب الدراسات العليا للتنفيذيين في الشركات المختلفة |
Mezun öğrenciler için biraz çocukça görünüyor. | Open Subtitles | يبدو غير ناضج قليلاً لطلاب الدراسات العليا |
öğretmenler ve öğrenciler için geliştirilmiş alanlar, malzemeler ve deneyimlerin fiziksel olarak kurulumu. | TED | إنه البناء الفيزيائي لتطوير الأماكن و المواد و التجارب للمعلمين و الطلاب. |