| En iyi öğrencilerimden biri olabilirdin... ama ödevlerinin yarısını teslim etmiyorsun. | Open Subtitles | أنت تعلمين, يمكنك أن تكوني أحد أفضل تلاميذي لكنّك لا تسلمي نصف واجباتك المنزلية |
| Belki tüm sınıfa ulaşamamıştım, ama öğrencilerimden bir tanesi bana içini döküyordu. | Open Subtitles | حسننا ربما لم أدخل مشاعر الفصل جميعا ولكن واحدا من تلاميذي فتح قلبه إلي |
| Tıb kaynaklarını araştırdım, ve tüm öğrencilerimden araştırmalarını istedim, meslektaşlarımdan da araştırmalarını istedim, ve C vitamininin böbrek taşına neden olduğuna dair her hangi bir bilimsel kanıt bulurlarsa bana göndermelerini istedim. | Open Subtitles | حسناً، قُمت بالبحث في كل الوثائق الطبيّة و طلبت من تلاميذي و زملائي البحث في الوثائق الطبيّة |
| "Birlikte çalışma olanağı bulduğum en iyi öğrencilerimden biri. | Open Subtitles | من خيرة الطلبة الذين تسنى لي العمل معهم. |
| öğrencilerimden ikisi, devlet statüsüne seçildi. | Open Subtitles | اثنان من تلاميذى تم اختيارهم على مستوى الدوله |
| Hayır, hırslı kolej öğrencilerimden biri. | Open Subtitles | لا ، انه واحد من طلابى الطموحين فى الكلية |
| Ama eski öğrencilerimden biri küçük bir kriz yaşıyor da. | Open Subtitles | لكن أحد طلابِي السابقينِ سَيكونُ عِنْدَهُ a أزمة بسيطة. |
| Ya da yuvaya giden öğrencilerimden birinin sana göstermesini ister miydin? | Open Subtitles | أم أنك تريد أن اجعل أحد طلابي في الروضه يعلمك ذلك؟ |
| öğrencilerimden biri, tecavüze uğradı. | Open Subtitles | واحدة من طالباتي ؛ تعرضت للإغتصاب |
| Bir geziye gittiğimizde öğrencilerimden biri kaybolsa ben kendime kızardım. | Open Subtitles | إذا رأني أياً من تلاميذي في هذا الموقف سيكون موقفي سيء جداً |
| öğrencilerimden birinin bu saçmalıkla uğraşması beni çok ama çok büyük bir hayalkırıklığına uğrattı. | Open Subtitles | أشعر بخيبة أمل كبيرة لأن أحد تلاميذي قد انغمس في هذه التفاهات |
| Dürüst olmak gerekirse, eğer öğrencilerimden biri olsaydın vereceğim puanlar kesinlikle talimatlara uymandan olmazdı. | Open Subtitles | بصراحة , لو كنت أحد تلاميذي كنت سأنقص من علاماتك لعدم تتبعك للتعليمات |
| Aslında öğrencilerimden birinin peşindeydin hala bilmiyormuş gibi yapsam da... | Open Subtitles | وقلت انك بحاجة انك تبحث عن نفسك والحقيقة انك مطارد من احدي تلاميذي |
| Sen en zeki öğrencilerimden ve açık ara en sevdiğimdin. En azından teklifimi düşünür müsün? | Open Subtitles | كنت من أنبغ تلاميذي وأحبّهم إليّ، هل تفكر في عرضي على الأقل؟ |
| O benim öğrencilerimden biri. Bu hafta bizimle kalıyor. | Open Subtitles | يا رفاق هذه ناتاشيا إنها واحدة من تلاميذي |
| Dedim ya, Robin Williams öğrencilerimden biriydi. | Open Subtitles | rlm; كما قلت، كان "روبين ويليامز" rlm; أحد تلاميذي وآخرين. |
| öğrencilerimden biri, Carla üç gündür oradaydı. | Open Subtitles | واحدةٌ من تلاميذي.. (كارا).. لقد وجدت مشنوقة هناك بعد ثلاث أيام |
| Bi dahakine tehlikeli hastalarınızı lütfen öğrencilerimden uzak tutun | Open Subtitles | في المرات المقبلة , سأكون ممتنا لو تبعدوا المرضى الخطيرين عن الطلبة في دوريتي, حسنا؟ |
| Tanrı aşkına o benim öğrencilerimden biri. | Open Subtitles | كراب), هيا, هل ستفعل ؟ ) إنه إحدى تلاميذى بحق المسيح |
| ...ikincisi ideolojik hedefleri olan biri ve- -Üçüncü de öğrencilerimden biri olduğu ve siz buna inanıyorsunuz. | Open Subtitles | الثانى هو شخص لديه اجندة فكرية، و و الثالث هو احد طلابى و هذا هو اعتقادك |
| En iyi öğrencilerimden biriydin. | Open Subtitles | أنت كُنْتَ واحدة من أفضل طلابِي |
| Eğer öğrencilerimden birisi başarılı olursa belki daha iyi bir üniversitede öğretmen olabilirim. | Open Subtitles | ان قام احد طلابي بعمل جيد ربما استطيع ان اعلم في جامعة أفضل |
| öğrencilerimden. | Open Subtitles | واحدة من طالباتي |
| Ancak, öğrencilerimden biri, Charlotte adında birinci sınıf öğrencisi, pek de ikna olmamıştı. | TED | ولكن أحدى تلامذتي ، طالبة اسمها شارلوت ، لم تكن مقتنعة. |