| Biliyorsun, orası hemen şu buzulun arkasında değil. Orası dünyanın öbür tarafı. | Open Subtitles | تلك القبيلة ليست على يمينك مباشرة بل في الجانب الآخر من العالم. |
| Dağın öbür tarafı Tek görebildiğiydi. | Open Subtitles | الجانب الآخر للجبل كان كل ما يمكن أن يراه |
| Dağın öbür tarafı Tek görebildiğiydi. | Open Subtitles | الجانب الآخر للجبل كان كل ما يمكن أن يراه |
| Dağın öbür tarafı Tek görebildiğiydi. | Open Subtitles | الجانب الآخر للجبل كان كل ما يمكن أن يراه |
| Dağın öbür tarafı Tek görebildiğiydi. | Open Subtitles | الجانب الآخر للجبل كان كل ما يمكن أن يراه |
| Lütfen, efendim, ağacın öbür tarafı. Yani geriye. | Open Subtitles | رجاءً سيّدي، اقصد الجانب الآخر للشجرة، يجب أن تتراجع. |
| Ve bununla beraber de öbür tarafı ayıran duvarı ortadan kaldıracak. | Open Subtitles | وبإعطاءه الترياق سيطيح بالحائل بيننا وبين الجانب الآخر |
| O öbür tarafı yaratacak kadar güçlü biriymiş. | Open Subtitles | لقد كانت قويّةً كفاية لتبني الجانب الآخر |
| Bu tavanı aşağı indir ve öbür tarafı havalandır. | Open Subtitles | اهدم هذا السقف وافتح الجانب الآخر |
| "öbür tarafı duy, öbür tarafı gör." | Open Subtitles | "أنصت إلى الجانب الآخر. انظر إلى الجانب الآخر." |
| "öbür tarafı duy, öbür tarafı gör." | Open Subtitles | "أنصت إلى الجانب الآخر. انظر إلى الجانب الآخر." |
| - öbür tarafı ise ufaltır. | Open Subtitles | أما الجانب الآخر فسيجعلك أقصر |
| - Neyin öbür tarafı? | Open Subtitles | الجانب الآخر من ماذا؟ |
| öbür tarafı kontrol edin ! | Open Subtitles | تفحص الجانب الآخر |
| Rayların öbür tarafı. | Open Subtitles | الجانب الآخر من السكة |
| öbür tarafı. Burundan kuyruğa yaklaşık 60 metre. | Open Subtitles | كلا, الجانب الآخر |
| Evren'in öbür tarafı, anne. | Open Subtitles | الجانب الآخر من الكون يا أمى |
| Silas'ın öbür tarafı tamamen yok etmek istediğini düşünüyor. | Open Subtitles | تظنّ (سايلس) يريد تدمير الجانب الآخر تمامًا. |
| Adanın öbür tarafı. | Open Subtitles | على الجانب الآخر من الجزيرة. |
| Stout, öbür tarafı tut. | Open Subtitles | ستاوت)، فتش الجانب الآخر) |