Kemoterapi sırasında, Bronnie Ware'in bir kitabını okudum, Ölüm döşeğindeki insanların dilekleri ve pişmanlıkları hakkındaydı. | TED | أثناء علاجي الكيميائي، قرأت كتاباً لبراوني وير التي تحدثت عن أمنيات وحسرات من هم على فراش الموت. |
Yemin ederim, Ölüm döşeğindeki anneme seni öldürmeyeceğime söz vermeseydim... seni öldürürdüm. | Open Subtitles | أقسم , انني لو لم أعد أمي وهي علي فراش الموت بأنني لن أقتلك لكنت قتلتك |
Ölüm döşeğindeki Lisa teyzemin hediyesiydi. | Open Subtitles | كان هدية من عمتي ليسا وهي على فراش الموت |
Ölüm döşeğindeki bir kadını iyileştirmek çok fazla Kat. - Biliyorum ama... | Open Subtitles | شفاء امرأة على سرير الموت طلب كبير كات اعرف انا فقط |
Biliyorsun işte, Ölüm döşeğindeki "en iyi anıların yansıması" gibi. | Open Subtitles | أجل ، "أفضل اللحظات "التأملية في سرير الموت |
Bak bu Ölüm döşeğindeki yaşlı adam... son bir şey istiyor. | Open Subtitles | أتعرف، أمنية الموت و كل متطلبات العجوز الراقد في الفراش |
"Ölüm döşeğindeki adam aniden iki yumruğu üzerinde doğruldu... ve korku içindeki çocuklarına yıldırım gibi bir bakış fırlattı. | Open Subtitles | رفع الرجل المحتضر راسه لأعلى وألقى على أطفاله نظرة ثاقبة |
Ölüm döşeğindeki annene, kardeşine uyuşturucu satıcılığını bıraktıracağına dair söz vermiştin, Kara Bomba. | Open Subtitles | إعتقدت أنك وعدت والدتك وهى على فراش الموت بأنك ستمنعه من الإنخراط بالمخدرات بلاك دايناميت |
- Şey Ölüm döşeğindeki karıma söyleyecektim ama konuşacak daha o kadar çok önemli şeyimiz vardı ki. | Open Subtitles | لقد كنت سأسرَّ بهذا الأمر إلى زوجتى وهى على فراش الموت ولكن كان هناك ثمة الكثير من الأمور الهامة لنتحدث بشأنها |
Ölüm döşeğindeki itirafları geçelim lütfen. | Open Subtitles | أرجوك ، أفعّني من الإعتراف على فراش الموت |
Oh, hadi ya? "Üç Parmak" Banducci'nin Ölüm döşeğindeki itiraflarını kim yazdı? | Open Subtitles | حقاً؟ حسناً، مَن الذي كتب إعتراف فراش الموت لـ(باندوتشي) ذي الثلاثة أصابع؟ |
Ben-- sen Ölüm döşeğindeki soluk bir kocakarısın. | Open Subtitles | أنا ال ... أنت قبيحة جدا تستلقين على فراش الموت |
Ölüm döşeğindeki birinin "daha az aşk yapmalıydım" dediğini hiç duymadım. | Open Subtitles | ولقد إكتشفت أن لا أحد علي فراش الموت أن يتذكر الماضي ويقول: " أتمني لو أنني أنقصت من الجنس". |
Ölüm döşeğindeki kimse "keşke daha kullanışlı olsaydım" demez. | Open Subtitles | أنت لا ترى شخصآ على فراش الموت " يقول " أتمنى لو كنت أكثر واقعيه |
Evet, Ölüm döşeğindeki bir kızla. | Open Subtitles | نعم ، مع فتاة في سرير الموت |
Bak bu Ölüm döşeğindeki yaşlı adam... son bir şey istiyor. | Open Subtitles | أتعرف، أمنية الموت و كل متطلبات العجوز الراقد في الفراش |
"Ölüm döşeğindeki adam yatağında doğruldu... korku içindeki çocuklarına yıldırım gibi bir bakış fırlattı. | Open Subtitles | رفع الرجل المحتضر راسه لأعلى و ألقى على أطفاله نظرة ثاقبة |