Bu insanlar korkuyorlar ama bence bu adamlar öldükleri için rahatlamışlar. | Open Subtitles | هؤلاء الناس خائفين,أجل,ولكن أعتقد أنهم شعروا بالارتياح لأن هؤلاء الاشخاص ماتوا |
Bunu reddedip, halkından yüzlerce kişiyi öldürdüler ve tam öldükleri yerde katilleri affetmeye karar verdiniz ama bu kışkırtmaları bunu kanıtladı. | Open Subtitles | رفضوا هذا وقتلوا المئات من قومك، ورغم هذا في المجال الذي ماتوا فيه قررتِ مسامحة القتلة، ولكن هذا الإستفزاز دليل .. |
Kiliseden hacı aldım, ve oraya götürdüm... öldükleri yeri işaretlemek için. | Open Subtitles | أخذتُ الصليب من الكنيسة ووضعتهُ هناك.. وضعتهُ بالمكان الذي ماتوا فيه. |
Bu da organizmanların öldükleri anda basit bir şekilde yaşama geri dönememelerinin sebebi oluyor. | TED | وهذا سبب أنه لا يمكن إعادة الكائنات الحية بسهولة إلى الحياة بمجرد موتهم بالفعل. |
öldükleri gün ailenle kavga ettiğini söyledi sadece. | Open Subtitles | فقط أنّكَ تشاجرت مع والديك في يوم موتهما. |
Hayır, Baba ölmeden önce, Anne'ye doğru sürünerek birlikte öldükleri yere gidiyor ve sonra... | Open Subtitles | كلا, قبل أن يموت لقد زحف الأب بإتجاه الأم حيث قد ماتا سوية و بعدها... |
Üzerinde otururken öldükleri sandalyelerle tanışın. | Open Subtitles | لقيا حتفهما على تلك الكراسي |
öldükleri geceyi sürdürmelerinin tüm sebebi bu. | Open Subtitles | هناك سبب وراء رجوعهم جميعاً في ليلة وفاتهم |
Ellerinde öldükleri zaman kaç tanesi tıpkı annen gibiydi? | Open Subtitles | كم عدد الذين كانوا مثل أمكِ عندما ماتوا على يديكِ؟ |
İşte ölen arkadaşlarınızın listesi. öldükleri sıra ile. | Open Subtitles | هذه قائمة بأسماء أصدقاءكم الذين ماتوا بالترتيب حسب موتهم |
Görev sırasında kaybedilen ajanların anısına yapılmıştır. Ailelere nasıl öldükleri hiç söylenmez. | Open Subtitles | أسرهم لم يتم اخبارهم ابدا كيف ماتوا وأين. |
eğer bir insan travmatik şekilde öldüyse ruhları öldükleri gece bu dünyada sıkışıp kalabilirmiş. | Open Subtitles | إذا مات شخص جراء الصدمة مثلما حدث هناك فستعلق أرواحهم في الليلة التي ماتوا بها |
Hepsi oyunda öldükleri şekilde öldüler. | Open Subtitles | لقد ماتوا جميعاً بنفس الطريقة التي ماتوا فيها في اللعبة |
O ve iki arkadaşı tıpkı oyunda öldükleri şekilde öldüler. | Open Subtitles | من صديق و هو و اثنين من أصدقائه قتلوا بنفس الطريقة التي ماتوا بها في اللعبة |
Hayır,hayaletler genelde öldükleri yerde insanlara musallat olurlar. | Open Subtitles | لا ، لأن الأشباح عادة لديهم اتصال للمكان الذي ماتوا به |
Geri dönerken getirdikleri 16 kiloluk kaya ve fosil örnekleri öldükleri yerin yakınında bulundu. | Open Subtitles | تم اكتشاف 16 كيلو من الصخور و الحفريات و العينات التي جلبوها معهم بالقرب من مكان موتهم |
Uykularında öldükleri ana kadar tamamen sağlıklılarmış. | Open Subtitles | سليمون تماما حتى لحظة موتهم أثناء نومهم |
öldükleri andaki konumda, iki insan bedeni. Bir erkek ve bir kadın. | Open Subtitles | شخصان, تماماً كما كانا لحظة موتهما. |
Burası, Timothy Treadwell ve Amie Huguenard ın öldükleri bölgeye giden yol. | Open Subtitles | هذه طريق تيموثي وإيمي نحو مكان موتهما. |
Sonra Ankeny, Iowa'da polisle çatışırken öldükleri yazıyor. | Open Subtitles | ثم ماتا في تبادل إطلاق نار "مع الشرطة في "انكيني، ولاية ايوا |