Çünkü sizin aldığınız eğitimde bir kaza atışının önüne geçmek için silahı çekip emniyeti açmak iki harekettir. | Open Subtitles | على سحب السلاح،و ازالة صمام الامان فى حركتين منفصلتين لتجنب اطلاق النار بطريقة عرضية |
Bu sonucun önüne geçmek için gösterdiğiniz gayretler ilham kaynağıdır, efendim. | Open Subtitles | جهودك لتجنب هذه النتيجة كانت ملهمة، سيدي. |
Yanlış anlaşılmaların önüne geçmek için kılıçları göstermemiz gerekiyor. | Open Subtitles | لتجنب أى سوء تفاهم لابد أن نريهم السيوف |
önüne geçmek için de iksire ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | وكان بحاجة لترياق لكبح جماح شهوته. |
önüne geçmek için de iksire ihtiyacı varmış. | Open Subtitles | وكان بحاجة لترياق لكبح جماح شهوته. |
- Bu çocukca davranışların önüne geçmek için liderliği elime almayı denedim, Dr Brennan. | Open Subtitles | كلا كلا - حاولت أن أتولى - دور القيادة مسبقاً لتجنب هذا النوع من السلوك الطفولي |
Her şeyi potansiyel bir erken seçim talebinin önüne geçmek için yaptığımızı söylediler. | Open Subtitles | واننا نقول ذلك لتجنب اعادة الانتخابات |
"Spastik kalp kasılmalarının önüne geçmek için saatte bir alın. " | Open Subtitles | "خذ واحدة كل ساعة لتجنب الجلطة القلبية" |