Onu benim en önemli önceliğim olmasını sağladı. | Open Subtitles | هو أوضح لي ذلك تحديد مكانها أولويتي القصوى. |
Karakter analizi, her şeyi. Benim önceliğim bu Phyliss. | Open Subtitles | هذه أولويتي الاولى ، فيليس مهما طال الوقت |
Bak, senin önceliğin belli, benim önceliğim belli. Şu anda çatışıyorlar. | Open Subtitles | إنظر ، أنت لديك أولوياتك ولدي أولوياتي ، الآن هم متشابكين |
Gerçekten, o gece ödevlerimi yapmanın en büyük önceliğim olduğunu mu düşünüyorsunuz? | TED | أحقاً تعتقد أن وظائفي المدرسية تلك اليلة كانت على قائمة أولوياتي ؟! |
Konseyin de, benim de ilk önceliğim sana yardımcı olmak. | Open Subtitles | الأولوية الأولى لي أنا والمجلس هي مساعدتكِ. |
Şu an için bir önceliğim var, ve o da oğlumu bu adadan götürmek. | Open Subtitles | لدي أولوية هامة الآن، و هي إخراج ولدي من هذه الجزيرة. |
fakat benim önceliğim Başkanın hayatı olmalı. | Open Subtitles | لكنه يتحتم أن تكون أولويتي هي حياة الرئيسة |
Yanlış anlamayın, ilk önceliğim hepimizin sevdiğimiz kişilere kavuşmamızdır. | Open Subtitles | لا تقوموا بأي اخطاء. أولويتي الاولي هي التأكد, اننا سنعود جميعاً الي من نحب. |
Benim önceliğim dönene kadar, güvenliğinizi sağlamak. | Open Subtitles | أولويتي القصوى هي أن أبقيك في مكان آمن حتى عودتنا |
Bak, önceliğim kendimi ve senin deyişinle geveze olan arkadaşımı korumaktır. | Open Subtitles | أولويتي هي أن أضع نفسي و سليطة اللسان كما تسميها, في أمان |
Geçimlerinize olan etkiyi sınırlamak için her şeyi yapacağız ama önceliğim titiz ve etkin bir soruşturma yürütmek. | Open Subtitles | سنبذل مابوسعنا للتقليل من الأضرار على الحيّ ولكّن أولويتي القصوى هو أن أقوم بعملي على أكمل وجه |
önceliğim bu çocuğu bağlayan kini telafi etmek. | Open Subtitles | أولويتي هي أن أُلغي المشاعر السيئة المرتبطة بهذا الطفل |
Çalışmayı önceliğim haline getirdim ve sınıfla birlikte gelişmeye başladım. | TED | لذا جعلت الدراسة من أهم أولوياتي وسرعان ما بدأت مجهوداتي تظهر داخل القسم. |
Ben, suç yasa tasarısının birinci önceliğim olduğunu asla saklamadım. | Open Subtitles | لم أخفي حقيقة أن مشروع القانون هو أهم أولوياتي. |
Yani şu anki önceliğim seks. | Open Subtitles | لذلك هذا هو المكان الذي أولوياتي هي الآن. |
Emin ol müzik birinci önceliğim olacaktır. | Open Subtitles | سأتأكد من جعل الموسيقى من أولوياتي القصوى |
Bak, doktor zarar görsün istemem ama önceliğim onun güvenliği değil. | Open Subtitles | لا أريد تضرر الطبيبة لكن على حساب سلامتي ولكن سلامتها ليست أولوياتي |
Hayatında hiç önceliğim yok, hep yedekteyim ve bundan sıkıldım artık. | Open Subtitles | لم تكن لي أبداً الأولوية في حياتك أنا مجرد خطتك الإحتياطية وقد مللت هذا |
önceliğim artık kızım. Ben anlaşmanın bana düşen kısmını yerine getirdim. | Open Subtitles | ابنتي هي الأولوية لقد نفّذتُ التزامي من الإتفاق |
Mutlu etmem gereken yedi kiracım var. Konut sahipleri son önceliğim. | Open Subtitles | لدي سبعة ملاك لإرضائهم ملاك السكن بأدنى أولوية |
Şu anda önceliğim, iyi bir koca ve iyi bir baba olmak. Ölü bir kadını Çin'e sürükleyerek mi? | Open Subtitles | أولويّتي الأولى الآن هو أن أكون زوجاً وأباً صالحاً |
Bu yüzden, sen ve annen, Carol önceliğim sizlersiniz. | Open Subtitles | وكذلك انت ووالدتك وكارول انتم اولوياتي الآن كل ما تحتاج اليه ، مهما كانت القرارات التي ترغب باتخاذها فلديك دعمي الكامل |
Şu anda benim önceliğim bu binayı güvene almak. | Open Subtitles | حسناً، اولويتي الآن هي... هي ان اقوم بتأمين المبنى.. مهمة وكالة الإستخبارات المركزية |
Bana söylediğin herşeyi, dediğin şekilde yaptım. Şu an için ilk önceliğim hayatta kalmak... | Open Subtitles | كما أخبرتني يا ياغامي جعلت بقائي على قيد الحياة أكبر اهتماماتي |