Biliyor musun onunla senin arandaki farkı, o para için hayatını önemsemiyor, ama sen maaş için koltuğundan bile kalkmıyorsun. | Open Subtitles | تعرف الفرق بينه وبينك إنه لا يهتم بالحياة مقابل المال لكنك لا تنهض حتى من مقعدك إلا من أجل الراتب |
Beni önemsemiyor. Doktorum bile olmak istemiyor. | Open Subtitles | إنه لا يهتم لأمرى هو حتى لا يريد أن يصبح طبيبى |
Kayın pederinin ırkçı olmasını önemsemiyor mu? | Open Subtitles | وهل دارنيل موافق على هذا ؟ هل هو لا يهتم بأن والد زوجته عنصريا |
Yani, tüm bunların Paige'in hatası olduğunu önemsemiyor musun? Barbie konuşmasının mı? | Open Subtitles | اعني , هل انت تهتم بأن كل ذلك هو خطأ بيج ؟ |
Dürüstçe, kimse bunu önemsemiyor geçen yılları, isimler hakkında sevgililerini ve tüm bu detayları, aklına gelen sıkıntıları. | TED | وما أعنيه بصراحة ، أن الناس لا تكترث بخصوص السنوات والأسماء، التواريخ ،وكل هذه التفاصيل والتي تعاني من أجل تذكرها. |
Hiç kimse o kadar aptal değil, kimse önemsemiyor. Biz önemsiyoruz. | Open Subtitles | لا احد غبي بما فيه الكفاية ليتحدث لا احد يهتم |
Bazen düşünüyorum da, Harry bizi hiç de önemsemiyor. | Open Subtitles | أتعرف؟ أحيانا أعتقد أن هاري لا يهتم بنا على الإطلاق |
Bir şeyi aklına koyduğu zaman başka bir şeyi önemsemiyor. | Open Subtitles | .حين يتعلق بشأن أمرٍ ما فهو لا يهتم بأي أمرٍ آخر |
Kimse önemsemiyor. Kimsenin umurunda değilsin. | Open Subtitles | لا أحد يحفل بك، لا أحد يهتم لأمرك البتة. |
Kapanışın biraz daha çalışmaya ihtiyacı var çünkü kimse gerçek Charlie Kelly tablosunu önemsemiyor. | Open Subtitles | النهاية تحتاج إلى عمل إضافي لانه لا احد يهتم باللوحة الاصلية لتشارلي كيلي |
Şey, benim gibi yaşlandığınızda, kimse artık sizi önemsemiyor. | Open Subtitles | حسنا، عندما تصبح رجلا عجوزا مثلي لا احد يهتم لأمرك بعد. |
Stanhope neden John Updike'ı önemsemiyor? | Open Subtitles | لما على ستانهوب ان يهتم بشأن جون أبدايك؟ |
Eğer bir şeyleri ölçmüyorsanız, onu önemsemiyor ve bilmiyorsunuzdur. | TED | إن كنت لا تقيس الأمور، فإنك لا تهتم ولا تعرف. |
- Pekala, Ross bu işi burada olacak kadar önemsemiyor. Bu yüzden bence o elenmeli. - Bilirsiniz.. | Open Subtitles | روس لا تهتم بما فيه الكفاية أن أكون هنا، لذلك فهو خارج. |
Norland'ı önemsemiyor varsa yoksa değerli sterlinler, şilin ve pensler. | Open Subtitles | إنها لا تهتم بنورلاند تهتم بقيمته المادية فقط |
Numara yapıyor, ama aslında önemsemiyor. | Open Subtitles | إنها تتظاهر بذلك، لكنها لا تكترث فعلاً |
Kendini önemsemiyor olabilirsin ama etrafına epey perişanlık çektirecek kadar yüksek patlayıcı var üzerinde. | Open Subtitles | قد لا تهتمّ لحياتك، لكن مربوط بك ما يكفي من السيمتكس لنشر الكثير من البؤس بالمكان. |
Ve gidip 'Merhaba!" diyecektim ama sonra sana benzediğini pek önemsemiyor olduğunu farkettim. | Open Subtitles | وكنت سأذهب و أسلم عليه ولكن أدركت أنه لا يبالي بالشبه بينكما |
Ya o bir sadist ya da bunları önemsemiyor. | Open Subtitles | إمّا أنّ القدر سادي أو أنه لا يكترث بكل بساطة |
Bu dünyada kimse bu balinaları senin kadar önemsemiyor. | Open Subtitles | لا أحد على الارض يأبه أكثر منك للحيتان |
Bütün gün evde kalıp çalışmıyormuş gibi yapmadan önce ne yediğimi pek önemsemiyor gibiydin. | Open Subtitles | كنت من قبل تمكثين في المنزل طوال اليوم تتظاهرين بأنّكِ لا تعملي في الواقع، لا يبدو أنّكِ تكترثين ماذا كنتُ آكل. |
Kibera gibi yerlerde yaşayan yoksul insanları önemsemiyor. | Open Subtitles | لا تأبه للناس الفقراء أو الأماكن المشابهة لـ "كيبيرا". |
Bu saçmalıkları gerçekten önemsemiyor. Gürültüleri, dedikoduları. | Open Subtitles | هي لاتهتم حقاً بتلك التفاهات، أتعلم، الضوضاء والمجلات |
Uyuşturucu bağımlısı ortağımın canını hiç önemsemiyor oluşunu kafama takmayayım mı? | Open Subtitles | هل ينبغي ألا أقلق أنَّ شريكي مُدمن المخدرات لا يبدو مهتماً سواءً عاش أمْ مات ؟ |