| öneri kutumuz var. Onu bir şey öneren son adamın kafasından yaptın. | Open Subtitles | لدينا صندوق اقتراحات ، صنعته من رأس آخر شخص كان لديه اقتراح |
| Ama Ward, bu çifte tanılı bir hasta için çok riskli bir öneri. | Open Subtitles | لكن هذا اقتراح فيه مخاطرة يا وارد في حالة مريض نفسي ومدمن مخدرات |
| Sanırım buradaki herkes bunun delice bir öneri olduğunda hemfikirdir. | Open Subtitles | أعتقد أن الجميع هُنا يتفق على أن هذا إقتراح مجنون |
| Hayır ve her yere öneri kutuları koymayı bırakın artık. | Open Subtitles | لا و توقف عن تركيب صناديق الاقتراحات في كل مكان |
| Bu 2000 yıldan daha eski bir öneri ve en eski Latin hafıza tezlerinden biri. | TED | هذه نصيحة تعود لأكثر من 2000 سنة مضت إلى اطروحات الذاكرة اللاتينية القديمة |
| Bir öneri yapsam, ki bazıları oldukça iyi... | Open Subtitles | إذا قدمت اقتراحاً و الكثير منهم كانوا جيدون جداً |
| David Waltham'dan yeni bir öneri, kendisi jeofizikçi. | TED | هي اقتراح حديث قدمه دافيد والثوم، عالم جيوفيزيائي. |
| Bu, 2008 yılında öneri 8'in geçmesinden sonra tamamem bir ters dönüştü. | TED | كان الأمر بمثابة تيار عكسي منذ تلك الليلة في ٢٠٠٨ حينما قبل اقتراح ٨. |
| Bu güzel bir öneri. Onu kendim de düşünmeliydim. | Open Subtitles | هذا اقتراح ممتاز كان يجب أن أفكر به بنفسي |
| Olağanüstü bir öneri, fakat onun durumunda, sanırım, oldukça kuşkulu. | Open Subtitles | اقتراح مذهل لكن في هذه الحالة أظني ميال للشك |
| Sadece bir öneri... ziyaret ettiğiniz sırada başka bir acil durumla karşılaştığınızda. | Open Subtitles | . إنه مُجرد إقتراح . فى حالة ما إذا كان هرب من سلم الطوارىء الأخر , عند زيارتك |
| Bu Cumartesi kaçma önerin iyi bir öneri olabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن إقتراحك بالهروب هذا السبت كان إقتراح جيد |
| İşte, tatlım, sana öneri: Unut gitsin. | Open Subtitles | معكىِ يا عزيزتى ثانيةً ولدىّ إقتراح ٌ لكى إنسى الأمر برّمتهِ |
| Görüşmeye geldi, restoranla ilgili birkaç öneri verdi ve gitti. | Open Subtitles | وظهر، قدمت بعض الاقتراحات عن حانة صغيرة، وتولى ثم الخروج. |
| Ara sıra işe karışıp bir iki öneri yapıyordum. | TED | شاركت أحيانًا بمشهد أو اثنين وبعض الاقتراحات. |
| Ufak bir öneri, bir meslek kadınından ötekine: | Open Subtitles | لكن لدي نصيحة من امرأة محترفة لامراة اخرى |
| Tamam, burda kastedilen kişi kim bilemiyorum ama... bu daha çok kişisel bir öneri. | Open Subtitles | لا أعرف الاقتراح موجه إلى من لكن يبدو أنه اقتراحاً شخصياً |
| Örneğin, Kaliforniya öneri 8 boyunca kilisem Kaliforniya'daki eşcinsel evliliklerle mücadele edebilmek için 22 milyon doların üstünde bağışa ulaştı. | TED | على سبيل المثال، خلال الاقتراح الثامن جمعت كنيستي مبلغ 22 مليون دولار لمحاربة زواج المثليين في ولاية كاليفورنيا. |
| Tabii ki bu oldukça riskli bir öneri ve işte bu yüzden yatırım sağlamak oldukça zor fakat ilk yaklaşım olarak öneri bu. | TED | و بطبيعة الحال تعتبر مخاطرة كبيرة, و لذلك يصعب الحصول على تمويل, لكن كمقاربة أولى فهذا هو الإقتراح. |
| İyi bir öneri. Görünümünü yumuşat. | Open Subtitles | حسنا هذا أقتراح جيد وبعض النعومه فى مظهرك |
| O zamana dek, bu gruptan bir öneri istedi. | Open Subtitles | من القمة الاقتصادية في آسيا الشرقية بعد 20 ساعة ويريد توصية من هذه المجموعة لدى وصوله |
| Fakat bu evde, kendi hayatımızda ne yapmamız gerektiğine dair çok şey anlatmıyor. Ben de bir kaç öneri sunayım. | TED | ولكن بالطبع، هذا لا يخبرنا بالكثير عما يجب علينا فعله في المنزل في حياتنا الخاصة، لذا أوّد أن اُقدّم بعض الإقتراحات. |
| Bugün provada küçük bir öneri getirdi ve ben aşırı tepki verdim. | Open Subtitles | اليوم أثناء البروفة ، قدم إقتراحاً و قد بالغت فى رد فعلى تجاهه |
| Hayır bu örnek absürt ve öylesineydi. Gerçek bir öneri değildi. | Open Subtitles | لا، هذا مثال إفتراضي إنه ليس بإقتراح حقيقي |
| Bunu ilk defa yaptığınız için, efendim, bikaç öneri: | Open Subtitles | نظرا لان هذه اول مرة لك سيدي , اليك هذه النصيحة |
| Kâğıtlardan biri, temel ebeveynlik öneri ve bilgilerini içeren bir broşürdü, ebeveynlerin ve çocuklarının yaşayabilecekleri şeyleri onlar için normalleştiriyordu. | TED | إحداهما كانت نشرة معلومات تحتوي على نصائح و معلومات أساسية مبسطة للوالدين عن ما يمكن أن يواجهم، وعن ما يمكن أن يعاني منه طفلهم. |