Kuzey buz örtüsü bir bakıma küresel iklim hareketlerinin atan kalbidir. | TED | غطاء القطب الجليدي، بمعنى ما، هو القلب النابض لنظام المناخ العالمي. |
Daha güneyde, kıtanın kıyısında denizdeki buz örtüsü kırılmaya başlıyor. | Open Subtitles | جنوبا, وبالقرب من القارة يبدأ غطاء البحر الجليدي في التكسر |
Tavan arasının penceresini açıyor, bir masa örtüsü var. binanın televizyon anteninin etrafına sarılmış. | TED | ويقوم بفتح النافذه ليجد بالطبع مفرش الطاوله ملتف حول هوائي البنايه. |
Logo ile başlamayı düşünüyordum. Burada eksik olan elbette ki Kuzey Kutbu’nun buz örtüsü. | TED | لقد فكرت أن أبدأ بالشعار. ما هو الشيء الناقص هنا بالطبع هو الغطاء الجليدي للقطب الشمالي |
Bu çok iyi bir fikir Tilde ama önce masa örtüsü ve peçete ve sonra sana güzel bir elbise bulmalıyız,değil mi anne? | Open Subtitles | إنها فكرة رائعة . لكن علينا العثور على بعض أغطية المائدة والمناشف وبعدها سنعثر على ثوب جميل لك ، أليس كذلك أمي ؟ |
Daha da güneyde, buz parçalarının yerini yazın ortasında bile erimeyen kalıcı buz örtüsü alıyor. | Open Subtitles | ،بالتعمق أكثر جنوباً يحلّ مكان الجليد الهشّ صفيحة دائمة لا تذوب حتى في أوج فصل الصيف |
Çünkü kadınlar, lastik çizme ve masa örtüsü giymiş Tucker'a da bayılır. | Open Subtitles | لان الفتيات يروق لهم تاكر أيضاً فى أحذية المطر و غطاء الطاولة |
Kuru hava teleskoplar için çok elverişli, ve ayrıca, bulut örtüsü dağın zirvesinin aşağısında böylece teleskoplar 300 gün bulutsuz gökyüzüne hakim olabiliyor. | TED | والهواء الجاف مناسب جدا للتلسكوبات، وكذلك، غطاء السحب هو أدنى من قمة هذا الجبل بحيث يكون للتلسكوبات حوالي 300 يوما من السماء الصافية. |
Kendisi muhteşem bir mimari eser ama kalın bir mesaj örtüsü altında yok olana kadar bir kabuk oluyor sadece. | TED | يعتبر أحد التحف الفنية المذهلة في حد ذاته، لكن يعتبر البنية ما هو إلا غطاء حتى تختفي الكثير من الرسائل بين طياته. |
Başlarken, Amerikan servis ya da masa örtüsü kullanın, fakat ikisini değil, böylece tabaklar direk olarak masanın üzerinde olmaz. | TED | لتبدأ، ضع غطاء للطاولة أو مفرش لكن ليس كلاهما لكي لا تكون الأطباق موضوعة مباشرة على الطاولة |
Fransa'da kaç kadının yüz örtüsü ya da peçe örttüğü için ceza aldığı ile ilgileniyorum, Fransa'da yaşamasam ya da yüz örtüsü örtmesem de. | TED | أنا مهتمة بعدد النساء اللواتي فرض عليهن غرامة في فرنسا بسب غطاء الوجة، أو النقاب، وحتي إن لم أكن أعيش في فرنسا أو أرتديه. |
Jamaica'nın kuzey sahillerindeki mercan resifleri az miktarda canlı mercan örtüsü ve bol miktarda yosun ve balçık barındırır. | TED | الشعب المرجانية لساحل جمايكا الشمالي لديه اجزاء من المئة غطاء مرجاني والكثير من الطحالب والطين |
Yüksek masada sunulacak. Uzun, beyaz masa örtüsü... | Open Subtitles | على أن تكون المنضدة عالية عليها مفرش مائدة أبيض طويل |
Eski bir masa örtüsü veya eski bir takım elbise veya kullanmadığın gümüş? | Open Subtitles | مفرش مائدة قديم ، حلة قديمة أو بعض من الفضة المصبوبة |
Tüm bitki örtüsü yok olmuştu. | Open Subtitles | لقد أحترق الغطاء النباتى للجزيرة بالكامل |
Ateş ve rüzgârla temizlenmiş bu çayırlarda gelecek yağmurlarla birlikte bitki örtüsü yeniden canlanacak. | Open Subtitles | أتت بها الريّاح والنيران سيتم تجديد الغطاء النباتي في الأمطار القادمة |
Ama bitki örtüsü o kadar az ki sürünün yeterli derecede beslenebilmesi için sürekli hareket halinde olması gerekli. | Open Subtitles | لكن الغطاء النباتي فقيرٌ جداً، والوسيلة الوحيدة ليحصل القطيع على كفايته، هو البقاء في تحرّك مستمر. |
Kokulu mumlar, kabarık terlikler çiçekli yatak örtüsü. | Open Subtitles | شموع معطّرة،أخفاف زاغبة,أغطية سرير مورّدة ؟ |
Bu göl, tıpası çekilip aşağı doğru döküldüğünde ve sonunda kuruduğunda bu buz örtüsü bir metre yükseldi. | Open Subtitles | عندما جفّت هذه البحيرة ونُزعت السدادة واندفع الماء كله إلى هنا ارتفعت صفيحة الجليد هذه مسافة متر |
En son öğle yemeği yediğimizde masada keten masa örtüsü olmadığını çok iyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | اخر مره اكلنا الغداء مع بعض لم يكن هناك مفارش لطاولات الاكل |
Sizi orman tepe örtüsüne bir geziye götürmek, tepe örtüsü araştırmacılarının neler aradığını, ve bilim dünyası dışında, insanlarla nasıl iletişim kurduklarını paylaşmak isterim. | TED | أود أن أخذكم جميعا في رحلة للوصول إلى مظلة الغابات، وأطلعكم على ما يبحث عنه الباحثين وأيضا كيف انهم يتواصلون مع الآخرين خارج العلم. |
Hep yatak örtüsü ve örtülerle uğraşmadım. | Open Subtitles | ليست لحاف أو غطاء سرير فقط |
Biraz sonra gecenin karanlık örtüsü üzerimizi örtecek. | Open Subtitles | ستختفي خلف التلال الغربية، سرعان ما ستهبط عباءة الليل المظلمة علينا جميعاً. |
# Gün batıyor, gecenin örtüsü iniyor # | Open Subtitles | "والشمس تجري لغروبها والليل يسبغُ بعباءته" |
Bıyık bırakıp, sabahlık ve her türlü losyon almam gerek tabi yeni yatak örtüsü ve perde de. | Open Subtitles | يجب أن أطلق شاربي وأرتدي العباءات وأضع المستحضرات. وأشتري ملاءات جديدة وستائر جديدة. |
- Kesinlikle bir masa örtüsü olarak çok iyi. - Yatağımız için bir yatak örtüsü. | Open Subtitles | انه أرق من ان يكون مفرشا للسفرة انه غطاء لسريرنا |
Kurutucu durdu ama masa örtüsü hala nemli. | Open Subtitles | لقد أنهى المجفف عمله مبكراً ولكن المفرش ما زال رطباً |
Karanlığın örtüsü altında, biz nöbetçilerin yanından gizlice göbek sürterek geçebiliriz... | Open Subtitles | تحت جنح الظلام يمكننا أن نزحف دون أن يشعر الحراس بنا... |