Değişik resim özelliklerini empoze etmeyi denememizin bir yolu mevcut resmin parçalarını kullanmaktır. | TED | إحدى الطرق لفرض خصائص صور مختلفة هي باستخدام أجزاءٍ من صور موجودة لدينا. |
Bu laboratuvar, bulaşıcı bakteri özelliklerini inceleyen İskoç bilim insanı Alexander Fleming'e ait. | TED | ينتمي هذا المختبر إلى أليكسندر فلمنغ، وهو عالم إسكتلندي يدرس خصائص البكتيريا المعدية. |
Niçin bu şehirlerden hiçbiri eski şehirlerimizin o büyüleyici özelliklerini hiç taşımıyor? | TED | لما لا تمتلك أي منها تلك الصفات الساحرة التي تميز مدننا القديمة؟ |
Tıpkı Ruben borusu gibi ve sesin fiziki özelliklerini gözlemlemede kullanılır, normal mod gibi, evet, bunu ateşleyip ne olacağına bakalım. | TED | وهي شيء مشابه لأنبوب روبنز، وهي أيضا تستعمل لجعل الخصائص الفيزيائيّة للصوت مرئيّة، إذن لنقم باشعالها و نرى ما الذي سيحصل. |
1950'den beri üretilen bütün uçakların, özelliklerini sayabilirim. | Open Subtitles | يمكنني أن أعطيك مواصفات كل الطائرات المحلية منذ 1950 |
En iyi oyunların en iyi özelliklerini içinde barındırıyor. | Open Subtitles | انها تجمع افضل المواصفات من افضل الالعاب |
Şimdi, mühendisliğin, yapay zekânın buna yaklaşımı kapının bütün özelliklerini tutan bir "kapı veritabanı" kurmaktır. | TED | الآن المنهج الهندسي لهذا, المنهج في الذكاء الإصطناعي لهذا هو أن تبني قاعدة بيانات للباب تحوي كل سمات الباب. |
Annesinin tüm iyi özelliklerini taşıyan bir eş seçmiş, ayrıca hep istediği o yakın aileyi de ona verebiliyor. | Open Subtitles | ، لإختياره الزوجة التي تملك أفضل مميزات أمه وبإمكانها أيضًا أن تعطيه العائلة المتقاربة التي طالما أرادها |
Yazı, dilin başka hangi özelliklerini gösterir? | TED | ما هي خصائص اللغة الأخرى التي تظهر في النص الأندوسي؟ |
İşte bunlar laboratuvarda yapmaya çalıştığımız şeyler. Canlılığın bazı karakteristik özelliklerini içeren deneyler yapmaya çalışıyoruz. | TED | إذن هذه هي الأمور التي سنقوم بتجربتها في المختبر، سنجري بعض التجارب التي تحمل خاصية أو أكثر من خصائص الحياة هذه. |
Bu arabanın özelliklerini görmek isterseniz, buradan görebilirsiniz. | TED | إذا كنت تريد أن ترى خصائص هذه السيارة، يمكن أن تراها هنا |
Ormanların yok edilmesi iklimi değiştirir, yeryüzü özelliklerini değiştirerek ve suyun nasıl buharlaştığını ve sistemin içinde hareket etmesini değiştirerek. | TED | والتصحر يغير المناخ بواسطة تغيير خصائص سطح الأرض وطريقة تبخر المياه وانتقاله عبر النظام. |
Daha sonra bu kanalları insan vücudunda, materyal özelliklerini istediğimiz fonksiyonları doğuracak şekilde geliştirmeye başladık. | TED | ثم بدأنا بزرع هذه القنوات في الجسم البشري، بتفاوت خصائص المواد حسب االوظائف المطلوبة. |
Bu varsayımı kullanarak, ışığın bazı özelliklerini açıklayabilmişti. | TED | و باستخدام هذا الافتراض كان قادراً على شرح بعض خصائص الضوء. |
Dema, devenin dayanıklılığını ve lamanın kendine has bazı özelliklerini bir araya getirmek için yapılmış bir deve ve lama karışımıdır. | TED | والجاما هي هجين الجمل واللاما، تم انشاؤها للحصول على شجاعة الجمل مع بعض الصفات الشخصية للاما. |
Peki narsitler bu olumsuz özelliklerini iyileştirebilirler mi? | TED | إذاً، هل يستطيع النرجسيون التطور بهذه الصفات السلبية؟ |
Gündelik hayattaki nesnelerin bu dalga özelliklerini görmeyiz, çünkü momentum arttıkça dalgaboyu azalır. | TED | ونحن لا نرى هذه الخصائص الموجية للأشياء التي نتعامل معها يوميًا لأن الطول الموجي يتناقص مع زيادة كمية الحركة. |
Gidebiliriz, detaylı bakabilir ve ölçümler, gözlemler yapabiliriz, özelliklerini ölçebiliriz. | TED | يمكننا الذهاب والتمعن في التفاصيل، وأخذ القياسات والملاحظات. ويمكننا تقدير الخصائص. |
- Güvenlik raporunu sadece oyuncağın özelliklerini öğrenmek için istedim. | Open Subtitles | السبب وراءَ هذا هو أنني أجريتُ إختباراً للسلامه. للحصول على مواصفات اللُّعبه. |
Ama bize durmadan tasarımımızın özelliklerini sorup durdular. | Open Subtitles | ولكن .. استمروا يطلبون منا ان نعدل مواصفات التصميم |
Kontrol paneline bağlandığımda tüm özelliklerini yükledim. | Open Subtitles | حملت بالفعل المواصفات عندما واجهت لوحة التحكم. |
Liderlik özelliklerini erkeksi olarak algılıyorlar. | TED | يرون أن سمات القيادة يجب أن تكون ذكورية في طبيعتها. |
Bilmiyorum, araba özelliklerini ezbere söylemesi, odaklanma sorunu olan bir çocuğun yapacağı şey değil. | Open Subtitles | .. لاأعلم . اعني طريقته .. بتعداد مميزات تلك السيارة |
Doğru düşünmüşsün. Tüm özelliklerini görmem gerekiyor. | Open Subtitles | حسنًا، فكّرت صح أنا سأحتاج لرؤية مواصفاتها |
Önce atomlar hiç bir şekilde görülemezdi, şimdi de onlara bakıp bakmamaza göre özelliklerini tamamen değiştiriyorlar. | Open Subtitles | في البداية كان لا يمكن رؤية الذرات على الإطلاق لكن الآن تتغير صفاتها تماماً حسب ما إذا كنت تنظر إليها أم لا |
Birisinin en iyi özelliklerini belirliyorum sonra bunlarla uyumlu özellikleri olan birini buluyorum. | Open Subtitles | أحدد أفضل صفات الشخص ومن ثَمّ أعثر على شخص أخر صفاته متوافقة معه |
Sıradaki teknolojimiz, beklenmedik özelliklerini tek başına gözlemlememiz açısından zor çünkü bir mürekkep. | TED | فيما يتعلق بالتقانة الموالية، من الصعب ملاحظة الخواص الغير متوقعة ذاتها لإنه حبر. |
Şu önerilmişti, "eğer ışık hızını yeterince hassas ölçebildiysen, peki ala ether'in özelliklerini çıkarmak da mümkün olabilir. | Open Subtitles | وقد طرح أنه إذا استطعت قياس سرعة الضوء بدقة كافية، قد يكون من الممكن تماما للاستدلال بالفعل بخصائص الأثير. |