özgürlüğümüz için Roma adına son bir göreve daha çıkacağız. | Open Subtitles | علينا تنفيذ مهمة أخيرة لروما قبل أن نحصل على حريتنا |
özgürlüğümüz ve kurtarıcımızın geliş zamanını O belirleyecek. | Open Subtitles | هو وحده الذي سيختار الوقت الذي نحصل فيه على حريتنا و رسولنا |
özgürlüğümüz ve kurtarıcımızın geliş zamanını o belirleyecek. | Open Subtitles | هو وحده الذي سيختار الوقت الذي نحصل فيه على حريتنا و رسولنا |
Onlar istenmeyen kişiler. Yine de bizim toplumumuz ve özgürlüğümüz için savaşıyorlar. | Open Subtitles | و بالرغم من ذلك فهم يحاربون من أجل مجتمعنا و حريتنا |
Evet! özgürlüğümüz var! Geleceğimiz var! | Open Subtitles | لقد حصلنا على حريتنا لقد حصلنا على المستقبل |
Eğer değerimizi bilirsek, belki özgürlüğümüz için sana birşeyler önerebilirdik. | Open Subtitles | إذا كنا نعرف ماذا نساوي، ربما سنعرض عليك شيئاً من أجل حريتنا |
özgürlüğümüz bir olasılıklar sorunu mudur, kaotik bir sistemde yer değiştiren raslantı mıdır sadece? | Open Subtitles | هل يجب أن تكون حريتنا مجرد مسألة إحتمالات؟ مجرد إنحراف عشوائي في نظام فوضوي؟ |
özgürlüğümüz verilmeden önce Roma için bir göreve daha gitmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | علينا تنفيذ مهمة أخيرة لروما قبل أن نحصل على حريتنا |
Seferdeyiz topraklarımız için, ailelerimiz için, özgürlüğümüz için ilerliyoruz! | Open Subtitles | زاحفون من أجل مملكتنا .. من أجل عائلاتنا ومن أجل حريتنا |
özgürlüğümüz var... ve bu özgürlüğümüzü korumak için herşeyi yaparım.. | Open Subtitles | وجدنا حريتنا انا افعل كل هذا من اجل حماية هذه الحرية |
Kocası Irak'ta özgürlüğümüz için... savaşan bir kadına hediye aldım. | Open Subtitles | لقد اشتريت هدية لإمرأة زوجها بالعراق يقاتل لأجل حريتنا |
Savaşta canlarını veren özgürlüğümüz ve inancımız için savaşan sizler için bekleyen bir cennet sözünü verdi. | Open Subtitles | كما وعدنا ان الجنة تنتظر أولئك الذين يلقون حياتكم في هذه الحرب منكم يقاتلون من أجل حريتنا وما نؤمن بة |
özgürlüğümüz için canlarını tehlikeye atarken askerlerimize yardım etmenin pek bir yararı olmuyor. | Open Subtitles | إن الأمور لن تكون أفضل قط لمساعدة قواتنا بينما هم حرفيًا في خطوط القتال للدفاع عن حريتنا. |
Bir hücreden özgürlüğümüz ile ilgili tartışamayız. | Open Subtitles | لن تواتينا فرصة لطلب حريتنا ونحن بداخل زنزانة |
Hayatlarını özgürlüğümüz için verdiler ve onları bir an durup da ayakkabınızı bağlayacağımız münasip bir durumda hatırlayacağız. | Open Subtitles | لقد ضحوا بحياتهم لأجل حريتنا وسنتذكرهم بمكان مناسب ليجلسوا لدقيقة ويربطوا رباط أحذيتهم |
İnternet öncesi dünyada, fiziksel özgürlüğümüz üzerinde egemenliğimiz, ya da mahrumiyetimiz, tamamen ulus devletlerin kontrolünde idi. | TED | في عالم ما قبل الإنترنت، السلطة على حريتنا الملموسة، أو انعدام حريتنا بالأحرى، كانت خاضعة تقريباً بشكل تام لحكومات دولنا. |
Bir biyoetik uzmanı, avukat, felsefeci ve İran kökenli bir Amerikalı olarak bu durumun özgürlüğümüz için ifade ettikleri ve ihtiyaç duyacağımız koruma yöntemleri konusunda endişeliyim. | TED | كخبيرة في أخلاقيات علم الأحياء ومحامية وفيلسوفة، وأمريكية من أصل إيراني، فإني معنية بتأثير ذلك على حريتنا ونوع الحماية الذي نحتاجه. |
- özgürlüğümüz, Bors. - Tadını alıyorum. | Open Subtitles | حريتنا يا بوريس أنا بالكاد أشعر بها |
Güneyli hükümete karşı, özgürlüğümüz için savaşıyorlardı. | Open Subtitles | قاتلوا من أجل حريتنا ضد حكومة الجنوب |
Belki halk olarak, özellikle de İsrail'de, demokrasi var. Konuşma özgürlüğümüz var, ve belki de küçük bir şeyi, bir şeyi, değiştirebilirsiniz. | TED | وبما أننا أشخاص، لأن حاضة في اسرائيل، نحن لدينا ديمقراطية. ولدينا حرية التعبير، وربما ذلك الشئ الصغير يتمكن عمل تغير. |
Bizse evimiz, ailemiz özgürlüğümüz için savaşıyoruz. | Open Subtitles | ،بينما نقاتل أنا وأنت من أجل منازلنا وعائلاتنا، وحريتنا |