Büyücülere göre 10 milyar birey süper yoğunluklu ama yürünebilir mega şehirlerde olacak, en üst insan beklentisi ve en üst insan özgürlüğüne dair şehirleşmiş bir dünya. | TED | يتصور السحرة أن الـ10 مليارت نسمة متكدسين في مدن كبرى لكن يمكنكم المشي بها، وعالمٍ متحضرٍ على أقصى ما يطمح إليه الإنسان وأكبر قدر من الحرية البشرية. |
Tam tersine. İstersen koridorda uyuma özgürlüğüne sahipsin. - Alo? | Open Subtitles | على العكس, فانت لك مطلق الحرية فى ان تنامى فى الممر لو شئت |
Doğru jüri seçilirse özgürlüğüne kavuşursun. | Open Subtitles | انتق هيئة المحلفين الصحيحة وسوف تنال حريتك |
Hak sürecini ihlal ettiğini ve konuşma özgürlüğüne aykırı olduğunu açıklamıştır. | Open Subtitles | لإنتهاكهم الإجراءات المعتمدة وحقهم لحرية التعبير |
özgürlüğüne kavuşması için tek bir zafer kaldı. | Open Subtitles | فلم يبقى امامه سوا هذا الفوز ويربح حريته |
Sözünü tutmayacağını biliyordum. Virgil'i özgürlüğüne götüreceğim. | Open Subtitles | عرفت أنك ستحنث بالقسم ، الآن عليّ أخذ (فيرجيل) للحرية |
Ne ülkeme hizmet etme özgürlüğüne sahibim ne de evime dönme özgürlüğüne. | Open Subtitles | في الحريه .. لكي أخدم بلدي وليست الحريه لكي أرجع إلى منزلي |
Korkarım, Bu bilgiyi size açıklama özgürlüğüne sahip değilim. | Open Subtitles | أخشى أنه ليست لدى الحرية لإفشاء هذه المعلومة |
Kim bunu tutarsa, tamamiyle kendini ifade etme özgürlüğüne sahip olacak yargısız, bu odanın sınırları içerisinde. | Open Subtitles | أياً كان من سيمسك هذا فله كامل الحرية فى التعبير عن نفسه بدون رقابة أو اجتهادات داخل حدود هذه الغرفة |
Git hadi özgürlüğüne kavuş. | Open Subtitles | اهربي الآن , اذهبي اذهبي فقط تلمسي الحرية |
Sadece iç çamaşırların sağlayabildiği hareket özgürlüğüne ihtiyacım var | Open Subtitles | أنا بحاجة إلى الحرية والتحرك والملابس الداخلية وحدها تفعل ذلك |
Kalbi tamamen arındığı zaman, özgürlüğüne giden anahtarı kendisi bulacak. | Open Subtitles | عندما قلبة يخلص حقاً , هو سوف يجد المفتاح الى الحرية |
Seni özgürlüğüne kavuşturabilmek için çok basit etkili ve çok iyi korunan bir madene gitmekten çok daha güvenli bir yöntem biliyorum. | Open Subtitles | . لدى طريقة بسيطة ولكنها فعاله لتأخذ حريتك . و أقل خطراً من النزول الى منجم عميق |
Bu insan kızın kokusunu bulursan özgürlüğüne kavuşacaksın. | Open Subtitles | ابحث عن رائحة الفتاة البشرية وستنال حريتك |
özgürlüğüne mani olurum diye kaygılanmanın da lüzumu yok. | Open Subtitles | لدي طُرقي الخاصة ولا داعي للخوف من أجل أن تُسلب حريتك على حسابي |
Ben hayatımı düşünce özgürlüğüne, bütün insanlar için barışa adadım. | Open Subtitles | لقد كرست حياتي لحرية الفكر والسلام لكل الناس. |
Ben hayatımı düşünce özgürlüğüne, bütün insanlar için barışa adadım. | Open Subtitles | لقد كرست حياتي لحرية الفكر إلى السلام لجميع الشعوب |
Beş yarış kazanan herkes özgürlüğüne kavuşacak. | Open Subtitles | و إن انتصر السجين بخمس سباقات يحصل على حريته , دون الإهتمام لتهمه |
Tanrı özgürlüğüne yardım edecektir. | Open Subtitles | الرب سيساعدها للحرية |
Benim ve 3 arkadaşımın özgürlüğüne karşılık, paylaşmanız için size | Open Subtitles | فى مقابل الحريه و مساعده اصدقائى الثلاثه و سوف نعطيكم حصه خامسه |
İnternet özgürlüğüne karşı artan bir diğer tehdit de aşırı düzenlemelerdir. | TED | هناك خطرٌ آخر يهددّ حريّة الإنترنت، ألا وهو المبالغة في الضوابط. |
Kuşatma altına alınacak, topraklarının çoğunu kaybedecek ve ne Batı Şeria'ya ne de Kudüs'e ulaşma özgürlüğüne sahip olmayacaklardı. | TED | كانوا في طريقهم ليحاصروا، وتفقد الكثير من أراضيهم وليس لديها حرية الوصول ، إما إلى الضفة الغربية أو القدس. |
Şimdi, seni özgürlüğüne kavuşturalım. | Open Subtitles | -الآن ، دعنا نرافقك للحريّة |
Daha sonra tekrar gelirim. Ülkem özgürlüğüne kavuşuncaya değin dualarım kesilmeyecek. | Open Subtitles | دعواتى لن تتوقف حتى تحصل بلدى على حريتها |
Marduk Cyrus'a insanları özgürlüğüne kavuşturmak gibi büyük, cömert şeyler yapacağını söyler. | TED | ماردوك أخبر كورش أنه سيقوم بأشياء كريمة وعظيمة بتحرير الشعب. |
Sosyalistlerden bahsederken konuşma özgürlüğüne izin vermemeleri bir de "Halkın memnuniyetsizliğinin radikal ifadelerle" kısmı | Open Subtitles | عندما تتحدث عن الاشتراكيين بعدم السماح بحرية التعبير أو تعابير مُصاغة بقسوة من العامة المستائين |