Clinton'ı seversiniz ya da sevmezsiniz, ama kabul edin ki... ülke için en iyi şey devam etmekti. | TED | يمكن أن تحب كلينتون أو تكره كلينتون ولكنك توافق على أن الشيء الأفضل للبلاد هو التقدم للأمام. |
ülke için daha açık bir potansiyel tehdit olmadığın için üzgünüm. | Open Subtitles | أنا آسفة لعدم كونك تهديداً محتملاً للبلاد |
Biliyorsun, ikimiz de bu ülke için aynı şeyi istiyoruz ülkenin iyiliği. | Open Subtitles | كما تعلم, نحن نريد نفس الشىء لبلادنا ما بمصلحة البلاد |
Bir sel onları yeryüzünden silip götürse bu ülke için bir lütuf olurdu. | Open Subtitles | هو سيكون بركة لهذه البلاد إذا الفيضان يمسحهم من على وجه الأرض |
Beni devre dışı bırakmanız ülke için de benim için de kötü Sayın Başkan. | Open Subtitles | هل هذا هو خطاب اليوم؟ أنت تعزلني، وهذا سيئ للعمل. سيئ للبلد. |
Bu ülke için beslediğin kin yüzünden bunu tam olarak anlayamazsın. | Open Subtitles | ,مع كل الكراهية التي تملكها لهذا البلد فأنت لا تفهمه جيداً |
Hiç kimsenin boyun eğmediği özgür bir ülke için savaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحارب لأجل بلدٍ حر، لا يُرغَم فيه أيّ إنسانٍ على الرضوخ. |
Yani her ülke için üç parça veri- üç parça veri. | TED | هناك 3 معلومات لكل دولة ثلاث نطاقات من البيانات |
Onu bir tehdit olarak görüyor, sadece ülke için değil karısına ve karısının sağlığına, aklına. | Open Subtitles | ليس للبلاد فحسب بل لزوجته ولسلامتها وصحتها العقلية. |
Bu insanların, bu ülke için ve kişisel olarak benim için ne kadar önemli olduklarını anlatmama gerek yok. | Open Subtitles | لا أريد ان اشرح كم هؤلاء الاشخاص مهمين للبلاد او لي شخصياً |
Bu ülke için yaptığın her şeye teşekkür ederim Victor. | Open Subtitles | شكراً على كل ما قدمته لبلادنا يا (فيكتور). |
Oliver Queen'in kaydı bu ülke için yeni bir günün izi olacak. | Open Subtitles | تسجيل (أوليفر كوين) يعتبر بداية يوم جديد لبلادنا... |
Bunu gizlemenin bu ülke için en iyisi olduğunu söyleyemezsin. | Open Subtitles | لا تستطيعى ان تقولى لي ان اخفى هذا الامر فى سبيل الافضل لهذه البلاد |
O, bu ülke için hayatını tehlikeye attı ve bu saygıyı hak ediyor. | Open Subtitles | جازف ويتني بحياته لهذه البلاد ويستحق الترحيب به كبطل |
Tüm ülke için komedi malı olacaksın. | Open Subtitles | عليك أن تكون ويضحك الأسهم بالنسبة للبلد كله. |
Eski günlerde, ülke için en iyinin ne olacağını bir adam karar verirdi | Open Subtitles | قديما, رجل واحد يقرر ماهو الأفضل للبلد |
Aynı zamanda, bu ülke için büyük bir sevgi beslediğimizi ve aktif politika yapma konusunda sorumluluk hissettiğimizi gördük. | TED | اكتشفنا أيضا أننا نتشارك في حبنا العميق لهذا البلد ونشعر بالمسؤولية بأن نكون ناشطتين سياسيّا. |
Hiç kimsenin boyun eğmediği özgür bir ülke için savaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نحارب لأجل بلدٍ حر، لا يُرغَم فيه أيّ إنسانٍ على الرضوخ. |
Benim dileğim; TED'in çalışmalarımızı desteklemesi ve Afrika için, aslında bakarsanız dünyanın herhangi bir yerindeki, herhangi bir yoksul ülke için model olabilecek, Ruanda'da yüksek kalitede bir kırsal sağlık sistemi kurmamıza yardım etmesidir. | TED | أمنيتي تيد خاصتي هي مساعدتنا في عملنا لبناء نظام رعاية صحية عالي الجودة في الدول الفقيرة، رواندا، يمكن أن تكون نموذجاً لأفريقيا، وبالطبع، لأي دولة فقيرة في أي مكان في العالم. |
Şu anda, bu ülke için çok tehlikeli bir tehditi takip ediyorlar ve senin yardımına ihtiyaçları var. | Open Subtitles | إنهم يكافحون من أجل تقليل الأخطار والجرائم في مجتمعنا |
Bu ülke için savaşmaya gidiyorlar, bir salgın ya da isyan olmadıkça oraların adını duymayan ülke için. | Open Subtitles | ان تحارب من اجل الدولة التى تجاهلت هذة الاحياء الا اذا كان هناك ثورة اوشىء من هذا القبيل وهنا نجد بعض الاشخاص الذين يجيدون انتهاز الفرص على حساب دولتهم الا اذا كان هناك ثورة اوشىء من هذا القبيل |
Yaptığım şey, Tanrı ve ülke için. | Open Subtitles | سأفعله من أجل الرب... و من أجل البلاد |
Küçük, fakir, kara ve dağlarla çevrili bir ülke için, bu çok zor bir durum. | TED | و بالنسبة لبلد صغير وفقير ومعزول عن البحر و جبلي، فالوضع صعب جدا. |
Benim için en iyisini ister diyorum... bu ülke için en iyisini ister diyorum. | Open Subtitles | و اعرف أنها تريد ما هو افضل لي و ما هو أفضل لهذه البلد |