Ve bu şimdi, bazı İslamî hareketler ya da Arap dünyasındaki bazı ülkeler için ilham veren bir emsal teşkil etmektedir. | TED | وهذا النجاح قد بات اليوم مثالٌ يحتذى به لبعض الحركات الاسلامية في البعض الدول العربية |
JYK: Yapmaya çalıştığımız şu. Fakir ülkelerde yatırım için, en fakir ülkeler için, yıllık 25 milyar ayırıyoruz. | TED | نستثمر سنوياً 25 مليار دولار في الدول الفقيرة، الدول الأفقر في العالم. |
Şirket rozetleri, var olmayan ülkeler için pasaportlar... | Open Subtitles | شارات خاصّة بالشركات، وجوازات سفر لدول غير موجودة. |
Ama Jason'ın teçhizatıyla gerçek ülkeler için de sahte kimlikler düzenleyebiliyorsun. | Open Subtitles | لكن مع مُعدّات (جايسون)، كان بإمكانك تزييف هويّات لدول حقيقيّة أيضاً. |
yerel kaynakların sömürücü ülkeler için uygun hale gelmesini sağlar. | Open Subtitles | وهذا ما يجعل الموارد الأصلية متاحة للبلدان المفترسة |
Belki de hâlâ Birleşmiş Milletler hedeflerinin kendileri için değil yalnızca fakir ülkeler için olduğunu düşünüyorlar ama dünya değişti. | TED | ربما هم يعتقدون أن هذا العالم يشبه العالم القديم عندما كانت أهداف الأمم المتحدة للدول الفقيرة فقط ولم تكن تشملهم. |
Ancak bugün size ülkeler için verileri birleştiren bu aletlerden bahsetmek için burada değilim. | TED | لكنني لست هنا اليوم للحديث عن الأدوات التي تقوم بجمع بيانات الدول. |
Birincisi, dünyadaki en fakir ülkeler için borç erteleme. | TED | الأول هو فك ديون أفقر الدول في العالم. |
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri tüm ülkeler için ve en zengin ülkelerin bile hedeflerin gerisinde kalması utanç verici bir durum. | TED | الSDGs تشمل جميع الدول الآن، ومن المخجل أن تفشل هذه الدول الغنية باختبار كهذا. |
Dünyanın bu bölümünde olan ülkeler için boru hattı sahibi olmak küresel ekonominin bir parçası olmak ve kendilerine sadık olmayan sınırlarının dışında bir anlam bulabilmek için bir bilet. | TED | لعدد من الدول في هذا الجزء من العالم , ملكية خطوط البترول تعتبر تذكرة العبور إلي الإقتصاد العالمي وتضمين بعض معاني , بجانب الحدود التي ليس لها ولاء لأصحابها . |
G-Sıfır Dünyası'nda, yeni birkaç Afrika ülkesi için kesinlikle mükemmel bir zaman, iyi yönetilen ve kentleşmenin yaygın olduğu, birçok zeki insanıyla, kadınların iş gücüne gerçekten katıldığı, girişimciliğin kalkındığı ülkeler için. | TED | في عالم بلا كبار، فإنه توقيت رائع لبعض الدول الإفريقية، تلك المُدارة جيداً و التي على درجة عالية من المدنية، لديها الكثير من المواطنين الأذكياء، ونساؤها جزء من القوة العاملة، ريادة الأعمال ستنطلق من هناك. |
First Emirates Bankası nükleer silah sistemlerine ilişkin teknoloji ve parçaları satmaya çalışan ülkeler için teşvik edici olarak biliniyor. | Open Subtitles | "فارست إمارات بنك" مصرف ميسٍّر معروف لدول تحاول بيع قطع غيار وتكنولوجيا تتعلّق بنظم أسلحة نووية |
Sudan tuzları arındırmak-- özellikle tatlı su-- ters ozmos ile dünya etrafında temiz suya erişemeyen ülkeler için kritik bir tekniktir. | TED | إزالة الأملاح من المياه -- مياه البحر بالتحديد -- عن طريق التناضح العكسي هي عملية حساسة بالنسبة لدول لا تستطيع الوصول إلى مياه شرب نظيفة حول العالم. |
Bunu, son 2 yılını gelişmekte olan ülkeler için yeni ekonomiler üzerine çalışan bir idealist mi söylüyor? | Open Subtitles | من الذي قضى العامين الماضيين في دراسة الاقتصاديات الجديدة للبلدان النامية؟ |
Cinsiyet eşitliği ülkeler için yararlıdır. | TED | المساواة بين الجنسين جيدة للبلدان. |
Biz gençlerin arasındaki ortak hedef çeşitli ülkeler için kayıp eserleri geri kazanmaktır. | Open Subtitles | شبابنا الذين يعملون هنا لديهم نفس الهدف أن نستعيد الأشياء القيّمة للدول المختلفة |
Bir ekonomist olarak tabii ki gelişmenin, ticarete açılmanın gelişmekte olan ülkeler için çok iyi olduğunun farkındayım. | TED | لذا من الواضح أنني كخبيرة إقتصادية على دراية عميقة بحقيقة أن التنمية و الإنفتاح التجاري هو أمرٌ جيد للدول النامية |