Sana alışılmadık gelebilir; ancak benim ülkemde bir taşıt, hareket halindeki bir silah anlamına gelir. | Open Subtitles | قد يبدوا لك غريباً لكن في بلدي الشاحنة مجرد سلاح فوق عجلات |
Nereden bileyim? Benim ülkemde, bir bodyguardın ilişki yaşaması yasaktır. | Open Subtitles | في بلدي ، يمنع على الحارس الشخصي أن يكون في علاقة |
Hayatım boyunca kendi ülkemde bir sergi açmayı bekledim. | Open Subtitles | -فريدا"" لقد انتظرت إقامة هذا المعرض في بلدي لكامل حياتي |
Benim ülkemde bir kadının gaz çıkarması en iyi afrodizyaktır. | Open Subtitles | فى بلدى تسود المرأة بإفرازها لبعض الهرمونات المثيرة للشهوة الجنسية |
- Biliyor musun , benim ülkemde bir söz vardır. - Eminim vardır. | Open Subtitles | أتعرف, فى بلدى يقولون - أنا متأكد أنك تعرف - |
(Gülüşmeler.) Benim ülkemde bir telefona sahip olmak çok büyük bir lükstü. | TED | (ضحك) وجود الهاتف في بلدي كان ترفا كبيرا. |
ülkemde bir laf vardır: | Open Subtitles | كما يقولون في بلدي |
Ben de bunu yaşadım, çünkü bu okula devam ettiğim süre boyunca ülkemde bir askeri darbe yaşandı, bir tetikçi Papayı vurdu ve Türkiye Erovizyon şarkı yarışmasında sıfır pual aldı. | TED | وكان علي أن أعاني, لأنه خلال فترة التحاقي بالمرسة, حدث انقلاب عسكري في بلدي, وحاول مسلح من جنسيتي اغتيال البابا, وحصلت تركيا على صفر في مسابقة (يوروفيجن) للأغنية. |
Benim ülkemde bir söz vardır: | Open Subtitles | - : فى بلدى يقولون |