Bu üssün güvenliğini, belki de yardım edemeyeceğimiz birini kurtarmak için tehlikeye attım. | Open Subtitles | لقد عرضت امن القاعدة للخطر من اجل انقاذ شخص كان بعيداً عن المساعدة. |
Pekâlâ beni dinleyin. durdurulmadan üssün içinde 1 mil bile ilerleyemezsiniz, anladınız mı? | Open Subtitles | اسمعوني, لن تصلوا إلى بعد نصف ميل عن القاعدة قبل أن يكشف أمركم |
Bunları üssün etrafına yerleştireceğiz. Ana kameralar gibi kablosuz bağlantılı. | Open Subtitles | سوف أضعها حول القاعدة الرفع اللاسلكي سيكون مثل كاميراتنا الأساسية |
üssün boşaltılması için emir verdim ama uzun menzilli telsizlerimiz bozulmuştu. | Open Subtitles | طلبت الإذن بإخلاء القاعدة لكن اتصالاتنا بعيدة المدى كانت مشوشة بالكامل |
Bu miktarda bir enerjinin depolanabilmesi için üssün bir termal osilatörü olması gerek. | Open Subtitles | لكي تحتوى تلك الطاقه يجب أن تحتوي القاعده على نوع من المسرع الحراري |
üssün kendi kendini yoketme geri sayımını 3 dakikaya ayarla. | Open Subtitles | ليتم ضبط التدمير الذاتي للقاعدة عند ثلاث دقائق |
Zafer en çok kez kazanan üssün olacak. | TED | سيكون النصر حليف القاعدة التي تفوز أكثر. |
üssün her noktasını aradık ve bulduğumuz tek şey pornoydu. | Open Subtitles | بحثنا في كل إنش مربع بهذه القاعدة وكل ما وجدناه هو مجلات إباحية بكثرة |
Demek oluyor ki sana bu üssün genelde insanların az gördüğü bir kısmını göstereceğim. | Open Subtitles | يعني أني سأريك جزء من القاعدة أكثر الناس يتمكنون من رؤيته نادرا |
İki ay boyunca üssün sınırlarını aşmayacaksınız ve şef astsubay rütbesine indirildiniz. | Open Subtitles | و تحجز داخل القاعدة لمدة شهرين و تم تخفيض رتبتك |
Hala üssün etrafında bir yerlerde olabilir mi? | Open Subtitles | هل يمكن ان تكون موجودة في مكان ما قريب من القاعدة ? |
Efendim, eğer geçit patlarsa üssün neresinde olduğumuzun pek bir önemi olmayacak. | Open Subtitles | سيدي إذا انفجرت البوابة لن يهم أين نحن في القاعدة |
Bunun üzerine tüm üssün güvenliğini bahis konusu yapmaya hepiniz isteklisiniz. | Open Subtitles | أنتم جميعاً تريدون المخاطرة بأمن القاعدة |
O kahrolası şeylerden yalnızca birisi bu üssün dışına çıksaydı, o zaman hepimiz tam s...rdık! | Open Subtitles | إذا واحدة من تلك الأشياء خرجت خارج القاعدة,كانت ستضعنا في موقف حرج |
Andrew Kasırgası'ndan sonra bu binaları üssün mühimmatını depolamakta kullanmıştık. | Open Subtitles | بعد إعصار " آندروا " إستعملنا هذه لحفظ ذخيرة القاعدة |
Dün üssün kumsalında güneşleniyor muydunuz? | Open Subtitles | هل كنتي البارحة تأخذين حمام شـمس على شـاطيء القاعدة |
üssün güvenliği tehlikede. Anahtarını hazırla. Bu bir emirdir. | Open Subtitles | ميجور انها القاعدة الأمنية لأجرائات الخطر أعد مفتاحك هذا أمر |
Problemi kontrol altına alana kadar üssün aydınlatılmasını minimum düzeyde tutmayı öneriyorum. | Open Subtitles | أٌقترح أن نبقي كامل القاعدة في أقل شكل من إضائة الطوارئ فقط , حتى نضع المشكلة تحت السيطرة |
Bilirsiniz, Başkan buraya gelip bu üssün lideri olmanız konusunda desteğini vermeden önce sizin burada tam anlamıyla yerleştiğinizden emin olmak istedi. | Open Subtitles | حسنا , أنت تعرف أن الرئيس يريد التأكد من أنك سوف تحل بالداخل قبل أن يأتي ليصافح يدك ويؤيد تماماً بك كقائد لهذه القاعدة |
İyi o zaman onu da buraya getirin ama bu üssün ve personelinin güvenliği benim ilk endişem şu an. | Open Subtitles | لكن سلامة القاعدة والعاملين بها هما إهتمامى الأول |
Bu üssün ve denizcilerin Qasim için ne anlama geldiğini biliyor. | Open Subtitles | هذه القاعده , جنود البحريه هؤلاء أنه يعلم ماذا يعنون لقاسم |
üssün kendini imha sistemi aktifleştirildi. | Open Subtitles | بدأ العد التنازلي للتدمير الذاتي للقاعدة |
üssün nerede olduğunu bize hiç söylemedi. | Open Subtitles | لم تـُـخبرنا ابداً عن مكان قاعدتهم |
üssün kuzey-doğu çeyrek dairesini tara. | Open Subtitles | هناك. امسح المربع الشمالي-الشرقي من قاعدة المخيم. |
üssün taranmasına yardım ettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | إعتقدتُ بأنّك كُنْتَ تُساعدُ فى تفتيشِ القاعدةِ |
üssün etrafında dolaş ve saldırıyı bekle. | Open Subtitles | قُويم بِجولة حول القاعِدة وراقِبي من أجل الهُجوم |