Yani üstüme vazife değil ama benim kendi biyolojik babam berbat biri. | Open Subtitles | أعني, ذلك ليس من شأني لكن عندي أب بيولوجي وهو كابوسٌ لي |
O benim üstüme vazife değil efendim ama bu genç kızın yüzündeki gülümsemeye paha biçilebilir mi hiç? | Open Subtitles | ,هذا ليس من شأني أن أقوله ياسيدي ولكن كيف يمكن وضع سعر على أبتسامة لهذه الفتاة الجميلة؟ |
üstüme vazife değil ama indiğimizde gidip filmin devamını izlemelisin. | Open Subtitles | أعرف أنه ليس من شأني لكن عندما نحط على الأرض أعتقد أنه عليك الذهاب و إنهاء بقية الفلم |
Bak, uh, bu üstüme vazife olmayabilir, fakat seninle konuşmam lazım, Dimples. | Open Subtitles | قد لا يكون هذا من شأنى ولكننى أحتاج للتحدث معك يا ديمبلز |
üstüme vazife değil diye düşündüm. | Open Subtitles | لم اظن انه من شأنى ان اسأل |
Aslında benim üstüme vazife değil. | Open Subtitles | حسناً، إنهُ حقاً ليسَ مِن شأني |
Özür dilerim, üstüme vazife değil. | Open Subtitles | أنا آسف، انها لا شيء من عملي. |
Benim üstüme vazife değil gerçi ama o hala bizim ikimizin de arkadaşı. | Open Subtitles | وهو بالطبع ليس من شأني لكن كلاكما أصدقائي |
Aslında benim üstüme vazife değil, ama Lolita söz konusu olunca... kendimi bu ailenin bir ferdi gibi hissediyorum. | Open Subtitles | حسنا هذ ليس من شأني ...و لكني أشعر بأني جزء من هذه العائلة... |
Bir şey söylemek üstüme vazife değil. | Open Subtitles | إنه ليس من شأني قول شيء و لن أفعل |
Hiç üstüme vazife değil ama çok sigara içiyorsun. | Open Subtitles | ،هذا ليس من شأني ولكنكِ تدخّنين كيراً |
Ama bu benim üstüme vazife değil. | Open Subtitles | أتعلمون ماذا ؟ هذا ليس من شأني حسناً ؟ |
üstüme vazife değil ama, şey diyeceğim sana. | Open Subtitles | إنظري، أعرف أن هذا ليس من شأني لكن أردت إخبارك... |
üstüme vazife değil. Karışmayayım. | Open Subtitles | الامر ليس من شأنى لن أتتدخل |