Ne olduğunu söyleyeyim, üst üste beş gündür bizimle takılmıyorsun. | Open Subtitles | هذا اليوم الخامس على التوالي الذي لا تتمشين فيه معنا |
Baba, bu üst üste ikinci gün hiç gazete kalmamış. | Open Subtitles | أبّي، هذا اليوم الثاني على التوالي لا توجد صحيفة بالخارج |
- üst üste birkaç gün gece vardiyasında olmanız gerekiyor muydu? | Open Subtitles | هل كنتِ مسؤولة عن عدة أوقات ليلية لليالي متتالية ؟ لا |
Downtown ofisin, üç senedir üst üste en çok kazananı benim. | Open Subtitles | صاحب أعلى أجر في مكتب في وسط المدينة لثلاثة أعوام متتالية. |
Ben yedi yaz üst üste kamptaki en güçlü çocuktum. | Open Subtitles | أنا كنت أقوى طفل في مخيمي 7 سنوات على التوالي |
MVP ligi için üst üste üç Hart Trophy kazanan tek oyuncu. | Open Subtitles | اللاعب الوحيد الذي حقق الفوز بـ بطولة الهوكي لثلاثة سنوات على التوالي |
Ancak aynı yemeği üst üste her gün yerseniz, dopamin seviyesi azalır, azalır ve en sonunda düzene girer. | TED | ولكن إذا تناولت الطبق نفسه كل يوم لعدة أيام على التوالي سيخف ارتفاع نسبة الدوبامين شيئا فشيئا إلى أن يتوقف في النهاية. |
NBA süperstarı Steph Curry gibi: üst üste 77 üçlük attı. | TED | مثل نجم كرة السلة الأمريكية ستيف كيري أحرز 77 رمية ثلاثية على التوالي. |
Yamaha, başarısını üst üste üçüncü yılda da sürdürüyor. | Open Subtitles | هو السنة الثالث على التوالي لياماها تغيير جذري |
Başarabilmek için üst üste 4 kez tura atman gerek. | Open Subtitles | عليك ان ترمي اربع عملات طرة على التوالي لتفوز |
Lisedeyken okula uğramamama rağmen üç sene üst üste balonun en yakışıklısı seçildim. | Open Subtitles | أتعرفين، كنت ملك حفلة راقصة ثلاث سنوات متتالية في ثانوية لم أذهب لها |
Polonya'da, sayfalarımız üç yıl üst üste "Yılın Kapağı" namına layık görüldü. | TED | في بولندا، صفحاتنا تم تسميتها غلاف السنة ثلاث مرات متتالية |
Shakespeare bile, Hamlet'i 3 gece üst üste izlememiştir. | Open Subtitles | حتى شكسبير نفسه لم يكن ليتحمل رؤية هاملت لثلاث ليالي متتالية |
On kere üst üste yakmayı başarırsa Peter Lorre'nin arabası onun olacak. | Open Subtitles | الأن، لو ستيف مكوين يشغل بولاعته سيجارته عشر مرات متتالية يفوز بيتر لوري بسياره جديدة |
Marilyn üç gün üst üste, çalışmaya istekli bir biçimde sete gelmişti. | Open Subtitles | تعمل مارلين الآن بجد لمدة ثلاثة أيام متتالية |
Öyle ama iki gün üst üste aynı şeyi yemek istemiyorum. | Open Subtitles | أجل، لكنّني لا أحب أيضاً تناول الشيء ذاته في يومين متتاليين |
Üç hafta sonu üst üste çalıştım çünkü buna bugün ihtiyacınız var sanıyordum. | Open Subtitles | لقد عملت علية ثلاث عطلات اسبوعية على التوالى لأننى اعتقد انك تريدة اليوم |
Bu adam üst üste üç gecedir buralarda, beni gözetliyor. | Open Subtitles | هذا الرجل كان هنا لثلاث ليال متواصلة يسترِق النظر |
üst üste iki taş bile bırakmamak. Tahtayı tamamen temizlemek. | Open Subtitles | لا تترك حجرين فوق بعضهما البعض إمسح كل شيء للأرض |
...bütün olan cinayetler hakkında konuşurlarken üst üste bindirilen çekimde Jack, elinde bir baltayla çıldırmış şekilde oradan oraya koşturuyor. | Open Subtitles | بينما كانا يتحدثان عن جرائم القتل التي حدثت في الفندق تراكب الصورة كان |
Orville, üst üste iki saçma soru birden sordun. | Open Subtitles | أورفيل ، وهذا سؤالين البكم في صف واحد كنت قد طلبت مني . |
Seni iki gece üst üste dışarı çıkarabilmek büyük onur. | Open Subtitles | أنا أشعر بالفخر لاستطاعتي أن أكون معكِ في ليلتين متتاليتين |
"Polisin polisi." Güzel. Bunu üç kez üst üste tekrarlayabilir misin? | Open Subtitles | شرطة الشرطه، جيد جداً هل تستطيع قولها ثلاث مرات متتاليه ، بسرعه ؟ |
Parmaklarını kıvırıp üst üste koyardı. | Open Subtitles | أيا كان يمكنك ان تأخذ أصابعه وتطويها على بعضها |
üst üste binmiş kütikül yapısı olan en yaygın hayvan köpektir. | Open Subtitles | أشهر الحيوانات التي لديها بشرة متراكبة هي الكلاب |
Sonra görüşürüz. Çocuk bu mu? üst üste elli dokuz gün aradı. | Open Subtitles | ، هـا هو الفتى الذي يتّصل 59 مرّة بالتّسلسل |
Durumların bu üst üste binişi, modern teknolojiye de götürüyor. | TED | ويؤدي هذا التراكب أيضًا إلى التكنولوجيا الحديثة. |
Filmdeki bütün semboller ileriye ve geriye doğru üst üste oynatımda üst üste binerek birbiriyle örtüşüyor. | Open Subtitles | إنهما بمثابة النظير الرؤيوي لها جميع الرموز في الفيلم تبدأ في التداخل أثناء تراكب الصور |