Aynı zamanda üzücüydü de. Ayaklarımız mahvolmuş ve çok yıpranmıştık. | Open Subtitles | وكان أمر محزن أقدامنا كانت مدمرة ونحن كنا هزلين للغاية |
Çok üzücüydü ve çok güzeldi. Senin gibi ağlamadım çünkü bebek değilim. | Open Subtitles | كان محزن حقاً وكان جميل, لم أبكي مثلك لأنني لم أعد طفله |
üzücüydü çünkü bir daha asla çocuk gibi hissetmemeye başIıyordum | Open Subtitles | كنت حزيناً لأنني بدأت الإعتقاد أنني لن أشعر بالطفولة من جديد. |
Bir süre işe yaradı. Herşey bir anda uzaklaştı. Çok üzücüydü. | Open Subtitles | لقد عمل للحظه.كل شئ ذهب بعيدا.لقد كان شيئا حزينا.حزيناجدا جدا |
Okumak bile yeterince üzücüydü. Ezberlemek işkenceye dönerdi. | Open Subtitles | لقد كانت حزينةٌ جداً، تذكرّي له سيكون عذابـًا |
Çok enteresandı ama üzücüydü. | Open Subtitles | كان مثيرًا جدًّا، نعم، كان محزنًا ولكنّه مثير |
Walt bana göstermişti. üzücüydü ama çok iyiydi. | Open Subtitles | -والت" أراني إياها" كانت حزينة لكنها جيدة جدا |
Bu çok daha üzücüydü çünkü arabayı bir ay önce kazanmıştı. | Open Subtitles | كان أمر محزن ، حيث أنه ربح تلك السيارة قبل الحادث بشهر تقريبا |
Bak John-John, bu gece olanlar çok üzücüydü ama yola devam etmek zorundasın. | Open Subtitles | انظر, يا جون-جون ما حصل الليلة شيءٌ محزن, لكن يجب أن تواصل حياتك |
Bu çok üzücüydü. | Open Subtitles | هذا امر محزن ربما عليك ان تجرب الذهاب الى صاله الرياضه أحيانا |
Olanlar çok üzücüydü, fakat bunların Verna'nın kalbiyle ilgisi ne? | Open Subtitles | كان ذلك محزن جداً لكن ماصلة هذا بقلب (فيرنا) ؟ |
Yani, evet, bu üzücüydü. Yani nolmuş? | Open Subtitles | حسناً، أجل هذا محزن لكن ما أهمية ذلك؟ |
- Bu sadece üzücüydü. - Evet. | Open Subtitles | ذلك كان محزن اكثر من اي شي نعم |
Türkuaz renkli bir elbise giymiştin. Ağlamıştın. üzücüydü. | Open Subtitles | كان فستانكِ بلونٍ فيروزيّ و قد بكيتِ، كان حزيناً |
Çünkü biz arkadaşız, ve arkadaşın olarak, bunun yüzünde patladğını görmek eğlenceli olur sanıyordum, ama üzücüydü. | Open Subtitles | لأننا أصدقاء وبصفتي صديقك ظننت بأنه سيكون من الممتع أن أرى كل هذا ينفجر في وجهك ولكنه كان حزيناً |
Sorun değil. Bu oldukça üzücüydü. | Open Subtitles | الذي أسقطتة بحوض الحمام بِالصدفه لابأس, فأنه كان حزيناً للغاية |
Seni sokakta çocuklara bağırırken gördüm. Çok üzücüydü. | Open Subtitles | لقد رأيتك في الشارع تمشي مع أولادك و قد كان ذلك حزينا |
Hayır. Cenaze gerçekten üzücüydü. | Open Subtitles | لا، لقد كانت الجنازةٌ حزينةٌ |
Çok üzücüydü çünkü ponpon kız olmak onun her şeyiydi. | Open Subtitles | وقد كان أمرًا محزنًا بحق لأن التشجيع عني كل شيء لها. |
Facebook'ta fotoğrafını gördüm. Kaktüs suluyordu. üzücüydü. | Open Subtitles | لقد رايت صورة لها في "الفيسبوك"و هي تسقي الصبار,لقد كانت حزينة. |
Bir ikonun, bir komedyenin intihar etmesini görmek üzücüydü ve ülkedeki hatlarda 3-4 saatlik bekleme sırası oluşmuştu. | TED | لقد كان من المحزن رؤية علما، كوميدي، انتحر، ولقد كان هناك انتظار لمدة 3 ساعات في كل خط ساخن في البلاد. |
Evet, hiç karşı koymaman üzücüydü. | Open Subtitles | نعم , هذا مُحزن , صديقي أنت لم تدخل في شجار من قبل |
Bu benim için çok üzücüydü. Bugün öldürülen insanlar gördüm ve şimdi de beni fiziksel olarak tehdit ediyorsun. | Open Subtitles | هذا كان أمراً مُزعجاً جداً بالنسبة لي،اليوم رأيت أناس يُقتلون |
- için atlamıştı. Gerçekten üzücüydü. | Open Subtitles | ليقتل نفسه لقد كان محزناً جداً |
Leslie'nin ölümü gerçekten üzücüydü. | Open Subtitles | قريبة ليزلي , كانت عاراً فظيع |
Gerçekten üzücüydü. Yani iyiydi, sağlam bir bölümdü ama üzücüydü. | Open Subtitles | لقد كان الامر محزناً ، انا اعني ، لقد كان جيداً، كانتحلقةرائعة،ولكنحزينة... |