Bu olayların, Amerikan askerleri üzerindeki baskıyı arttırması. | Open Subtitles | لتخفيف الضغط على القوات الأمريكية المنسحبة من الجنوب |
Bu niyetinden ötürü alarma geçen Amerika, Castro üzerindeki baskıyı sürdürdü. | Open Subtitles | ،نتيجة لذعرها من هذا الإحتمال واصلت أمريكا الضغط على كاسترو |
Sinirin üzerindeki baskıyı bitirecek bir ameliyat olabilirsin. | Open Subtitles | هناك عملية جراحية يمكن أن تخفف الضغط على العصب |
Ancak sinirin üzerindeki baskıyı bitirecek bir ameliyat olabilirsin. | Open Subtitles | لكن هناك جراحة يمكنها أن تزيل الضغط عن العصب |
Ancak sinirin üzerindeki baskıyı bitirecek bir ameliyat olabilirsin. | Open Subtitles | هناك عملية جراية يمكنها أن تزيل الضغط عن العصب |
Beyincik üzerindeki baskıyı azaltmak için bir işlem var ve bu bütün belirtileri ortadan kaldırabilir. | Open Subtitles | ثمة إجراء طبي لتخفيف الضغط على المخيخ، و قد يحد من أعراضي كلها |
Biyo-ve-siberteknolojiler çevre-dostudur kendi alanlarında etkileyici çözümler sunuyorlar, bunları yaparken (aynı zamanda) enerji ve kaynaklar üzerindeki baskıyı da azaltıyorlar. | TED | التقنيات الحيوية وتقنيات زرع الأجهزة غير ضارة بالبيئة من حيث أنها تقدم فرصًا مذهلة رغم أنها تقلل الضغط على الطاقة والموارد |
Ama liderleri Enver Paşa'nın bırakın halkın üzerindeki baskıyı hafifletmesini, halktan daha büyük talepleri vardı. | Open Subtitles | لكن بعيداً عن تهدئة الضغط على الشعب التركي قائدهم الحربى "إنفر" باشا كان عنده حتى طلبات أكبر منهم |
Stalin'e Kızılordu üzerindeki baskıyı kırmak için birşeyler yaptığımızı göstermemiz lazım. | Open Subtitles | يجب أن نظهر لــ"ستالين" أننا نعمل شيئاً لتخفيف الضغط على الجيش الأحمر -ولذلك ؟ |
Ben beynin eti üzerindeki baskıyı azaltacağına inanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنه يخفف الضغط على الدماغ |
Şu andaki asıl projemiz, Londra'nın Victorian kanalizasyon sistemi üzerindeki baskıyı azaltacak sekiz metre çapında bir tünel. | Open Subtitles | المشروع الحالي هو نفق قطره 8 متر, ليخفف الضغط على مجاري (لندن). |