Mesela, trafik ışıklarının mavi olması, Tony Blair'in hiç seçilmemiş olması gibi. | Open Subtitles | مثل أن تكون إشارات المرور زرقاء أو أن توني بلير لم يُنتخب أبداً |
Borsa'daki ani çöküş, siber saldırılar trafik ışıklarının kafasına göre değişmesi. | Open Subtitles | تدهور وهمي لسوق الأسهم المالية، هجمات على الإنترنت، تغيير إشارات المرور حسب الهوى |
Trafik ışıklarının büyük petrol şirketleri tarafından yakıt israfı sağlamak ve şirketlerin karlarını arttırmak için icat edildiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعرف أن إشارات المرور أُخترعَت من قبل شركات النفط لهدر الوقود ورفع الأرباح. |
Ama bu zombi ışıklarının altında güzel görünmek mümkün değil. | Open Subtitles | لكن لا أحد يُمْكِنُ أَنْ يَبْدوَ في حالة جيّدة تحت اضواء الزومبي هذه. |
Stadyum ışıklarının altında oynayan büyük takım oyuncuları gibi hissediyorduk.. | Open Subtitles | تحت اضواء ستاذ عظيم |
Süs ışıklarının keyfini çıkarın. | Open Subtitles | استمتعي بأضواء الزينة |
Günümüzde gece göğü ile ilgili tek güçlük şehir ışıklarının görüşü engellemesidir. | TED | الصعوبة الوحيدة هي أن السماء ليلا أصبحت محجوبة بسبب وهج أضواء المدينة. |
Caddedeki trafik ışıklarının yanıp sönmesine de bu neden olmuştu. | Open Subtitles | الذي جعل إشارات الشارع تبدأ بالوميض |
Trafik ışıklarının kontrolünü kaybettik. | Open Subtitles | لدينا إشارات المرور ليس لنا سيطرة عليها |
Burası Boston ulaşımı için kablosuz routersların tutulduğu trafik ışıklarının kontrol edildiği ve Batı Yakası için değiştirildiği yer. | Open Subtitles | وهذه منطقة الطريق السريع بـ"بوسطن". التي تحمي الموجهات اللاسلكية التي تتحكم في إشارات المنصة. و أضواء الجهة الغربية. |
Trafik ışıklarının derdi de ne? | Open Subtitles | ما هو الخطأ / / مع إشارات المرور؟ |
Jack'in yetişmesi için trafik ışıklarının süresiyle oynayabilirim. | Open Subtitles | -يمكنني أن أستعمل إشارات المرور لإبطائه في حال لم يصل (جاك) بعد |
Bu sefer sahne ışıklarının önünde, sahnede olacak ama. | Open Subtitles | وهذه المرة أمام اضواء المسرح |
Pekâlâ, bu sahne ışıklarının frekansını ve dalga boyunu değiştirecek gerçi o noktadan sonra ışık olmayacaklar. | Open Subtitles | -حسناً، هذا سيقوم بتعديل ... التردد وطول الموجة الخاصين بأضواء خشبة المسرح رغم أنها لن تكون أضواءاً بشكل فعلي حينئذٍ |
Yengeçler oyuklarını doğruca sahil ışıklarının altına kazıyor ve avlarının onlara gelmesini bekliyor. | Open Subtitles | السلطعون قد جعل جحوره مباشرة تحت أضواء الشاطئ وينتظر فريسته كي تأتي إليه |
Sonra açıklara doğru baktım ve tekne ışıklarının yandığını fark ettim, yani belli ki hava kararıyordu her ne kadar ben fark etmesem de. | TED | ثمّ نظرتُ بعيداً على الشاطئ فلاحظتُ أضواء القوارب، لذا كان من الواضح أنّ الظلام يخيّم، رغم أنني لم أكن قد أدركت ذلك. |
Bay Rainsford'un, kanal ışıklarının konumlarının haritadakiyle aynı olmadığını bilmesi gerekir diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد إن السيد رينسفورد, يجب أن يعرف إن أضواء القناة ليست فى المكان المحدد على الخرائط |