"ısrarcı" - Traduction Turc en Arabe

    • تصر
        
    • أصر
        
    • مثابر
        
    • مصرة
        
    • مصر
        
    • مصراً
        
    • الإصرار
        
    • أصرّ
        
    • يصر
        
    • لحوحة
        
    • تُصرّ
        
    • لحوح
        
    • مثابراً
        
    • مثابرة
        
    • ملحّ
        
    Temyiz Mahkemesi Heyeti konuyla ilgisi olan tüm tanıklarla görüşmemizde ısrarcı. Open Subtitles هيئة القضاء العسكرية تصر على أن نستجوب جميع الشهود
    Schweickart, Apophis adlı asteroidle ilgili hayli müteyakkız olmamız gerektiği konusunda ısrarcı. Open Subtitles أصر شويكارت على أن نبقى في حالة تأهب قصوى تجاه الكويكب أبوفيس
    Marie Jouvet gibi ısrarcı bir gazeteci, eninde sonunda... Open Subtitles عاجلا أم آجلا , مراسل مثابر مثل ماري جوفيت
    Affedersin, aslında sana bunları verip gidecektim ama annen birazcık ısrarcı çıktı. Open Subtitles اسف ، كنت سأترك هذا على البساط ولكن امك كانت مصرة قليلاً
    Oldukça ısrarcı görünüyor. İsminin Donny olduğunu söylüyor. Open Subtitles يبدو أن المتصل مصر جداً يقول إن اسمه هو دوني
    Beni görmek için buraya gelmekte böyle ısrarcı olacaksan ki şu an öyle yapıyorsun kız kardeşim seninle tanışmak istiyor. Open Subtitles إن كنت مصراً على العودة لرؤيتي، وهو ما تفعله... ستطلب أختي مقابلتك.
    Ying bu sorunu tüm yayların ve okların aynı şekilde tasarlanması üzerinde ısrarcı olarak çözdü, böylece değiştirilebilir oluyorlardı. TED قام ينغ بحل تلك المشكلة من خلال الإصرار على تصميم الأقواس والسهام كافة بشكل متماثل، و أصبحت بذلك قابلة للتبادل.
    Kendimi çok gösteremeyeceğim. Aksi halde mektup arkadaşlığımızın devam etmesi için ısrarcı olurdum. Open Subtitles يجب أن ابقى بعيدة عن الأنظار، وإلاّ فإنّي أصرّ على بقائنا صديقين بالمراسلة.
    Kral daha iyi şartlar altında istirahat etmeniz konusunda ısrarcı. Open Subtitles إن الملك يصر على أن تستريحي بمكان أفضل حالاً.
    Sanırım senin "ısrarcı" derken kastettiğin şey, yardımcı ve işin içinde olmak isteyen demek. Open Subtitles اظن ان تعريفك لـ لحوحة هو مساعدة و الرغبة بالانخراط
    Yine de ahlâki, müzikal, insanlık ve uyum üzerine uygulamalar yapmakta ısrarcı mısın? Open Subtitles الان انت تصر على التمسك بالاخلاق الموسيقى الانسانية والإنسجام
    Sizlerden biri ve ben de aynı şeyleri yapmış olabilirdik ama hükümet onun bunları kötü niyetle yaptığından ısrarcı büyük ölçüdeki dayanakları ise John Lloyd ve Louis Weichmann'ın verdikleri ifadeler. Open Subtitles أي واحد منكم أو أنا ربما فعلنا نفس الشئ، لكن الحكومة تصر أنها فعلتهم بنية شريرة، معتمدة بشكل كبير على شهادة رجلين،
    Motome Chijiiwa'nın harakiri yapmasında ısrarcı olan ilk kişi Hikokuro'ydu. Open Subtitles هيكوكيرو" هو الذى أصر" "على إجبار "موتومو شيجيوا "بتنفيذ "هراكيرى
    Ne yapabileceğime, bir bakacağım, ama geceyarısına kadar evinde olması ve aganigi falan olmaması konusunda ısrarcı olmam gerekiyor. Open Subtitles سأرى مايمكنني فعله ولكني أصر بأن تعود إلى البيت مع منتصف الليل وألا يكون هناك أي علاقة, سيدي، مهما يكن.
    Böyle bir şeyi yazmaya bir buçuk saatini ayıran birisi ısrarcı olur. Open Subtitles شخص يقضي ساعه ونصف في كتابة هذه شخص مثابر
    Çok ısrarcı bir adamım. Open Subtitles أنا رجل مثابر للغاية، داون.
    Metro polisi bir şey olmadığını düşünüyor ama kadın ısrarcı. Open Subtitles الشرطة المحلية لا تظن إنه حادثاً لكن المرأة مصرة
    Dostumun aptal olmakta ısrarcı olup benim yardımımı istememesine kızgınım! Open Subtitles انا غاضب لان صديقي لا يريد مساعدتي لانه مصر على التصرف بغباء
    Sizi soruyor. Ona sizin meşgul olduğunuzu söyledim ama çok ısrarcı davranıyordu. Open Subtitles أخبرته أنكِ مشغولة، لكنه كان مصراً جداً
    Dediğim gibi, kilisenin dokunulmazlığı konusunda dinle bağdaşmayan müdahalelere karşı ısrarcı olmaya devam edeceğiz ve ısrarcı da olmamız gerekir çünkü bu dokunulmazlık Tanrı tarafından emredilmiştir. Open Subtitles وأقول بأنَنَا سنواصِل الإصرار على حصَانة الكنيسه مِن التدخُل العلماني وسَوف نواصِل الإصرار لأن الحصانه
    Yunanlıların da aynı şeyi yapmasında ısrarcı oluyor muyum? Open Subtitles وهل أصرّ على اليونانيين أن يفعلوا نفس الشيء؟
    Morozov, simsarın soyulduğunu öğrenince ifşasını değerlendirmek için bir toplantı yapmakta ısrarcı olacak. Open Subtitles عندما يعلم موروزوف انه تم ضرب وسيطه سوف يصر على عقد اجتماع لتقييم تعرضه
    İstediği zaman oldukça ısrarcı olabiliyor. Open Subtitles إنّها تنقلب لحوحة جدًّا إن أرادت شيئًا، أتعلم؟
    - Olay şu, neden onunla ilgili bilgi edinmememiz konusunda ısrarcı davranıyorsun? Open Subtitles الأمر هو لمَ تُصرّ على إبقائنا جميعاً بعيداً عنها في الظلام؟
    Terli ve ısrarcı, onunla çıkamam. Open Subtitles كلا، إنه لحوح ومتعرّق، لن أواعده أبداً
    Aklında bulunsun; yalvarırken, ısrarcı ol. Open Subtitles لا تمدّ يديك للسؤال، كن صبوراً و مثابراً
    Israrcı çıktı kız. Open Subtitles لكنها كانت مثابرة
    Biraz ısrarcı olmamda sakınca var mı? Open Subtitles هل تمانع لو أصبحت ملحّ قليلا ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus