Şüphesiz ki Mina, kalbini sana açma konusunda çok ürkek. | Open Subtitles | مينا بلا شك خائفة من كشف النقاب عن قلبها تجاهكِ |
Bu yerleri doğrudan gördüm ve eriyen bir buzdan okyanus üzerinde yürümek hiç Şüphesiz ki hayatımda yaşadığım en korkutucu şey. | TED | لقد واجهتُ هذه الأماكن وجهاً لوجه، وأن تمشي على محيط جليدي آخذ بالذوبان هو بلا شك أكثر شيء مرعب حصل لي على الإطلاق. |
Kitapların son günlerinin yaklaştığı bir çağda yaşıyoruz, Şüphesiz ki elektronik kağıt yakında onların yerini alacak. | TED | نعيش الآن في عهد نهاية الكتب حيث قامت الأوراق الإلكترونية بإحلال مكانها بلا شك. |
Şüphesiz ki iyi bir askersiniz ve benim için de iyi bir yardımcıydınız, efendim, fakat kolay yoldan zenginliklerin peşinde iflas bayrağınızı çektiniz. | Open Subtitles | لا شك إنك جندي لطيف وكنت سكرتير جيد لي، يا سيدي لكنك أفلست نفسك في السعي لتحقيق الثروة السريعة و شوهت سمعتك كثيرا |
Şüphesiz ki yenilgimizin içinde boğulalım diye bize biraz zaman tanıyor. | Open Subtitles | لا شك أنّها تودّ أن تستغرق بعض الوقت للشماتة في هزمنا. |
Oh, hayır. Şüphesiz ki, sen hristiyanlık alemindeki en güzel yaratıksın. | Open Subtitles | نعم و بدون شك إنك اجمل مخلوق في حفل عيد المسيحين |
O Şüphesiz ki Amerikan tarihindeki en zalim bombalama. | Open Subtitles | إن هذا هو دون شك أقسى قصف في تاريخ أمريكا |
Bunu yakaladık. Şüphesiz ki bu elmas çalıntı bir zuladan çıkma. | Open Subtitles | إنّ لدينا واحدة حقيقيّة، ليس هُناك شكّ أنّ هذه الألماسة جُزء من المجموعة المسروقة. |
Buna izin verirsek, Şüphesiz ki ebeveynler bunu protesto edecektir. | Open Subtitles | إذا تركناه هكذا سيقوم أولياء الأمور بالإحتجاج بلا شك |
-Bu kambur, hiç Şüphesiz ki bir zamanlar dinsel bir sapkındı. | Open Subtitles | - تعني أن ذلك الأحدب بلا شك كان يوماً ما زنديقاً |
O büyük çanta Şüphesiz ki uçurum yakınlardaki görevleri için, değil mi? Doğru. | Open Subtitles | أمتعتهما الثقيلة هي لمهتهما قرب الجرف بلا شك |
Şüphesiz ki, neye bulaşmış olduğunuz merak ediyorsunuz. | Open Subtitles | بلا شك أنتم تتسائلون ماذا بحق الجحيم قد تورطتم فيه |
Şüphesiz ki, babanızın evi terk etmesinin en kötü kısmı o, aranızdaki bağı güçlendirmeye çalışırken Little Chef ya da The Big Steakhoust gibi yerlerde yemek yemek zorunda kalmanızdır. | Open Subtitles | بلا شك, اسوأ شيء يتعلق بترك والدك للبيت ترجمة : مازن الطويل |
Şüphesiz ki bu, grup tura çıktığında fazlaca bilet satmalarını sağlayacak. Bu nedenle mi onu öldürdünüz? | Open Subtitles | ممّا سيساعدنا بلا شك على بيع الكثير من التذاكر عندما تعود الفرقة للجولات. |
Şüphesiz ki büyük veri büyük iş demektir. | TED | مما لا شك فيه أن البيانات الكبيرة تعنى تجارة كبيرة |
Hiç Şüphesiz ki Nijerya da önemli bir nokta. | TED | مما لا شك فيه، واضح أن نيجيريا بقعة ساخنة. |
Şüphesiz ki, efendim, böyle olaması bizim için bir şans. | Open Subtitles | لا شك يا سيدي من أننا كنا محظوظين لأن المهمة نجحت بتلك الطريقة |
Şüphesiz ki Apple bu yeniliği bize erkenden getiriyor, ama zamanı yaklaşıyordu çünkü ana teknolojisi on yıllardır gelişmekteydi. | TED | وآبل بدون شك قد جاءتنا بهذا الابتكار مبكرا، لكن وقتها قد اقترب لأن التكنولوجيا الأساسية قد ظلت تتطور على مدى عقود. |
Şüphesiz ki beyefendi siz hayatımda tanıdığım en arsız kişisiniz. | Open Subtitles | بمجرد الانغماس في غريزة حب النفس بدون شك يا سيدي أنت أكثر الرجال كرماً قابلته في حياتي |
Hiç Şüphesiz ki bu mağara Şeytan Kanyonu Kertenkele Adamı efsanesi yüzünden adı en kötüye çıkmış olanıdır. | Open Subtitles | من دون شك هذا الكهف اشتهر أكثر بأسطورة الشيطان كانيون رجل السحلية |