Çok eli sıkıdır, eğer iki tane on sent çıksaydı şaşırmazdım. | Open Subtitles | إنه بخيل لدرجة أنني لن أتفاجأ لو تغوط 20 سنتاً فحسب |
Ve şu Dima Başkandan senin paranı alıp kendini kurtarmış deseler, hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | و لن أتفاجأ. إذا كان قد أخذ مالي من ذلك الوغد و هرب. |
Onu öldürenin sen olduğunu öğrensem, şaşırmazdım. | Open Subtitles | وكان هناك شك 9من أصل10 بنزاهة الشرطي فلن يفاجئني لو كنت معاوناً له |
Eğer benden puro ve ayak masajı yapmamı isteseydi, Bundan daha az şaşırmazdım | Open Subtitles | ... إذا طلبت مني أن أجلب لها سجائر كوبيه و أدلك قدميها لن يفاجئني هذا |
Bu dava için beni seçmeseydi şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن أندهش إن كان اختارني لهذه القضيّة لهذا السبب |
Bana tavan arasında tek boynuzlu at olduğunu söylesen bile şaşırmazdım. | Open Subtitles | أنه يوجد وحيد القرن بالعلية ولن أكون متفاجئاً |
Birden fazla bile olsa buna şaşırmazdım. | Open Subtitles | لان أكون متفاجئة إن كان مسكون بأكثر من روح |
- Buna şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن اتفاجأ لو فعلت |
Ama gayri resmi şekilde olduğunu öğrensem buna şaşırmazdım. | Open Subtitles | لكن حالياً لن أفاجأ إن كانت كذلك بشكل غير رسمي |
Eğer örümcek olursa çok şaşırmazdım... büyük ve ağlarında yüzlerce örümcek. | Open Subtitles | لن أفاجئ إذ تواجدت العناكب... شبكات كبيرة وقديمة مع المئات منهم |
- şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن يصدمني ذلك. |
Bilemiyorum Senatör, ama hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | لا أعرف أيها السيناتور, لكن لن أتفاجأ بذلك |
Kocan bir şey yaptıysa buna hiç şaşırmazdım, ya sen? | Open Subtitles | لن أتفاجأ إذا علمت إن زوجك لديه شيئاً ليفعله معه, أستتفاجئين أنتى؟ |
Eğer hiçbiriniz benimle bir daha konuşmayacak olsanız şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن أتفاجأ لو أن لا أحد منكم تحدث إليّ مجدداً |
Yaşça büyük ablam. Kariyer, nişanlılık ve yolda çocuk da varsa hiç şaşırmazdım doğrusu. | Open Subtitles | أخت مهمة جداً, في الوظيفة وخطيبة, ولن أتفاجأ |
Açıkçası biri çıkıp da Becca'yı bıçaklasa hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | بصراحة، لنْ أتفاجأ إذا قام أحدهم بطعن بيكا. |
Demek istediğim eğer polise her şeyi itiraf etmeye gittiyse buna şaşırmazdım. | Open Subtitles | للدرجة التي لن أتفاجأ فيها لو ذهبت للاعتراف بكل شيء. |
Hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | و لكن قد يكون صحيحاً ولن يفاجئني ذلك |
Başka bir yerin ağrısaydı bu kadar şaşırmazdım. | Open Subtitles | أي موضع آخر لن يفاجئني |
Hayır, ama müzik işinde olduğunu duysaydım şaşırmazdım. | Open Subtitles | نعم، لكنني لن أندهش إن كان يمارس عمله في الموسيقى. |
- Çağırsa şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن أكون متفاجئاً |
Kadının evli ve iki çocuklu olduğu ortaya çıkarsa hiç şaşırmazdım. | Open Subtitles | لن أدهش إن علمتُ أنّها متزوّجة ولها طفلين |