Neden korku ya da şaşkınlık diyorsun? | Open Subtitles | ما الذي يجعلك ترجح أن هذا خوف و ليس دهشة ؟ |
Tiksinme yoktu, sadece şaşkınlık vardı. | Open Subtitles | لمّ يكن هناك أيّ تقزز ، دهشة فقط |
Evindeyken yüzünde olan şey şaşkınlık değildi. | Open Subtitles | حينما كنتَ بالمنزل وعلمتَ بأمر العلاقة، لم يظهر على وجهكَ المفاجأة. |
Anımsadığım kadarıyla, ben şaşkınlık geçirirken, eve doğru yürüdü ve anahtarla kapıyı açarak içeri girdi. | Open Subtitles | نعم, وقد اصابتنى الدهشة لذلك, لأنى رأيته يدخل الى المنزل باستخدام المفتاح |
Aranıza yeni katılan arkadaşlar çok hızlı gelişen olaylar nedeniyle biraz şaşkınlık yaşamış olabilirler. | Open Subtitles | ربما بعض الفتيان الجدد يعانون من بعض الحيرة بسبب تسارع الأحداث عليهم منذ وصولهم الى هنا |
Onunla buluştuğumda Bu sevimli varlığın hayatımıza girmesi bende büyük şaşkınlık uyandırmıştı. | TED | وعندما قابلته، كنت في حالة ذهول من مشاهدة هذا المخلوق الصغير الجميل الذي يدخل إلى حياتنا. |
"Bir dahiyi geride bırakarak şaşkınlık içerisinde ayrılıyorum. | Open Subtitles | "سأرحل، مذهولًا مخلّفًا ورائي عبقري. |
şaşkınlık ile karmaşanın tam bir kaynaşmasıydı. | Open Subtitles | كان مدمج مع الفوضى# مع بعض الأشياء الفوضوية# |
Hayır bu çaresiz şaşkınlık. | Open Subtitles | لا هذه دهشة بائسة |
Kısa bir şaşkınlık gösterdi. | Open Subtitles | أظهرتم تعابير دهشة سريعة. |
Kısa bir şaşkınlık gösterdi. | Open Subtitles | أظهرتم تعابير دهشة سريعة. |
Burada şaşkınlık unsuru geri döndün. | Open Subtitles | إنه المكان الذي تحصل فيه على عنصر المفاجأة |
Tahmin edilebilirlik ver, şaşkınlık da ver. | TED | أعطني قابلية التوقع ، أعطني المفاجأة. |
Hayır şaşkınlık ve tehlike anlamında "O-o-oh"! | Open Subtitles | لا ، لا , "أوووووه" فى المفاجأة و الإنذار |
Binanın sağlamlığı ve güzelliği karşısında, şaşkınlık ve büyük bir takdir duygusu içerisindeydim. | Open Subtitles | لقد اصابتني الدهشة والاعجاب لروعة وقوة التصاميم |
Bunu yapan diğer ifadeler, mutluluk şaşkınlık kızgınlık ve korku. | Open Subtitles | التعبيرات الأخرى التي تفعل ذلك هي السعادة و الدهشة و الغضب و الخوف |
Kim fark edemezdi ki bir zamanlar taşradaki evinin bir seferlik sakinleri, alevler içindeki fare arkadaşlarının yüzündeki küçük şaşkınlık ifadesini? | TED | ومن يمكن أن يفشل في ملاحظة، تلك النظرات المشتعلة، نظرات الدهشة الصغيرة علي وجه أتباعه من الفئران-- سكان ولو لمرة واحدة لشئ كان يدعى بيتك في الريف؟ |
Irkçı politika başladığından beri ilk kez hükümet reform ihtiyacını konuşmaya başlıyor ve sıradan beyazların duyguları şaşkınlık ile öfke ve korku arasında değişiyor. | Open Subtitles | للمرة الأولى منذ بدأ الفصل العنصري، بدأت الحكومة تتحدث حول الحاجة للإصلاح. بين الناس العاديين الأبيض، والمشاعر الآن نطاق من الحيرة والغضب إلى الخوف |
O şaşkınlık ifadesi kadar eğlendirici bir şey olamaz. | Open Subtitles | نظرة الحيرة التي تبدو عليهم هي الأكثر تسليةً |
şaşkınlık içerisinde. | Open Subtitles | انه يقف في ذهول. |
şaşkınlık içerisinde. | Open Subtitles | انه يقف في ذهول. |
Bütün dünya, şaşkınlık içinde ülkemizin kalkınma hızını ve olağanüstü gelişme başarısını izliyor. | Open Subtitles | "العالم بأسره يقف مذهولًا..." "أمام الانجازات والتطوّر السريع الذي تشهده بلادنا" |
şaşkınlık ile karmaşanın tam bir karmaşasıydı. | Open Subtitles | كان مدمج مع الفوضى# مع بعض الأشياء الفوضوية# |