"şanslıysam" - Traduction Turc en Arabe

    • محظوظاً
        
    • محظوظا
        
    • محظوظة
        
    • حالفني الحظ
        
    • محظوظه
        
    • محظوظًا
        
    ve eğer şanslıysam, harika bir kariyere sahip olacağım. Eğer değilsem, iyi bir kariyerim olacak." TED وأحاول أن أكون محظوظاً، وإذا كنت كذلك سأحصل على مسيرة عمل رائعة. وإذا لم أكن محظوظاً سأحصل على مسيرة عمل جيدة
    O benim sırtımı yağlıyor ve eğer şanslıysam, ben de onun sırtını yağlayacağım. Open Subtitles إنها تحك ظهري وإذا كنت محظوظاً ، سأحك لها
    - şanslıysam, patlayacağım ve paraşütle atlamadan önce kıçıma tekmeyi basacaklar. Open Subtitles لو كنـت محظوظاً فسأخرج من البرنامج قبل القفز المظلي
    Eğer şanslıysam, büyüdüğümde senin gibi Air Supply dinlerim. Open Subtitles إذا كنت محظوظا,سأكبر وابقى استمع لفرقة اير سبلاي مثلك
    Eğer o kadar şanslıysam, niye hala bana numarayı veremedin? Open Subtitles إذا كنت محظوظا لم لم تزودني الرقم الى الآن
    O turneden bir de tişörtüm olacaktı şuralarda bir yerlerde. şanslıysam bulurum. Open Subtitles و لو أنك محظوظة فربما سأجد لك قميصاً لهم من هذه الجولة
    Demek istediğim, eğer yeterince şanslıysam biri karar verir, seçer ve her şeyi benim için yapar. Open Subtitles أعني ربما إذا كنت محظوظة بما فية الكفاية شخص آخر سوف يقرر ويختار ويفعل أشياء من أجلي
    Dr. Cuddy vücudumun yeni ilaçlara uyum sağlayacağını ve yarına ya da şanslıysam ondan sonraki güne kadar tekrar bitkisel hayata döneceğimi söylüyor. Open Subtitles و أنني سأعود للسبات ثانيةً بالغد إن حالفني الحظ بعد غد
    Ve torunlarım olacak kadar şanslıysam umarım onlar da burada okula gider. Open Subtitles وإن كنت محظوظاً بأحفاد آمل لهم ذلك أيضاً
    Yolu yarıladık. şanslıysam tabii, göreceğiz. Open Subtitles متبقي نصف الطريق اذا كنت محظوظاً كما تعلمون سوف نرى ذلك
    Eğer şanslıysam, birkaç iyi yılım kaldı. Open Subtitles أعوام قليلة تبقّت, لو كنت محظوظاً وأتعرف؟
    Ama sana şunu söylemeliyim, eğer ben şanslıysam birileri her zaman kaybediyor. Open Subtitles ولكن يجب أن أخبـُـرك عندما أكون محظوظاً دوماً يكون هناك شخص آخر يخسر
    şanslıysam, şifreleme anahtarını o geri dönmeden bulabilirim. Open Subtitles إذا كُنت محظوظاً ، يُمكنني إيجاد مفتاح التشفير قبل أن يعود
    şanslıysam, kulaklarımı da. Open Subtitles ولو أنى محظوظاً و مازلت فى وعييى
    Eğer gerçekten şanslıysam, ...kayan bir yıldız görür, onun eve gelmesini dilerdim. Open Subtitles وإذا كنت محظوظا حقا، أود أن أرى نجم اطلاق النار وأود أن أتمنى العودة إلى ديارهم.
    Orada 4 saat bekleyeceğim eğer şanslıysam tabi. Open Subtitles ..الإنتظار هناك أربع ساعات اذا كنت محظوظا
    Doktorlar, üç eğer şanslıysam dört yılım olduğunu söylüyor. Open Subtitles الأطباء قالوا أن لدي ثلاثة أو ربما أربع سنوات إذا كنت محظوظا
    yada, eğer şanslıysam, aşırı şişman yada... dudağı yarık kavalyem beni kahve içmeye davet eder... ve birbirimize bağlı aşık numarası yaparız... çünkü yalnız ve yaşlı olmaktan umutsuzca korkarız. Open Subtitles ولو كنت محظوظة سوف يكون رفيقي, رجل بدين أو ذو شفة أرنبية, يدعونني إلي قهوة
    Bazen şanslıysam, bana yardım bile ediyorlar. Open Subtitles أحياناً , إذا كنت محظوظة هم أيضاً يساعدونني
    Günün birinde, eğer şanslıysam, bir iyilik yapabilirim. Open Subtitles باحد الايام , اذا كنت محظوظة سوف افعل شئ جيد
    Eğer bir oğlum olacak kadar ve adını Rashad Tarkenton koyacak kadar şanslıysam. Open Subtitles اذا حالفني الحظ في الحصول على ابن وتسميته رشاد تانكنغتن
    Bir yeteneğim olacak kadar şanslıysam bunu, dünyanın daha parlak bir geleceğe kavuşması için kullanacağım. Open Subtitles إذا كنت محظوظه كفايه و اذا كانت لدي قدره كنت سأستعملها لضمان مستقبل أفضل
    Tabii ki. şanslıysam tek seferde anlar. Anlamazsa tekrar anlatmak zorundayım. Open Subtitles سيسعدني التوضيح، ولو كنت محظوظًا لن يفهم وسأوضح له من جديد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus