Evet... İki tane beyaz ırklı. şapkalı olanına bir bak. | Open Subtitles | أجل ، رجلان من العرق القوقازي تفحص الذي يضع القبعة |
Siyah şapkalı bir şey demedi... Öylece silahını çıkardı ve bam! | Open Subtitles | .صاحب القبعة السوداء لم يقل شيئاً .أخرج فحسب سلاحه وأطلق النار |
Şu sarı şapkalı haydut tam menzile girmişti. | Open Subtitles | قاطع الطريق ذو القبعة الذهبية وقعت عينى عليه |
İçeride beyzbol şapkalı bir adamla konuşan deri ceketli biri var. | Open Subtitles | بالداخل هناك أحدهم يرتدي قبعة يتكلم مع أحدهم يرتدي سترة جلدية |
Kabindeki çocuklar sürekli olarak ofisime giren şapkalı bir adam görüyorlarmış. | Open Subtitles | الرجال في الكشك قد إعتادوا رؤية رجل يعتمر قبعة يدخل لمكتبي |
Şimdi bu tarafta kırmızı şapkalı bayanlar var. | TED | لديك مجموعة من السيدات اصحاب القبعات الحمراء هنا |
Şimdiye kadar gördüğüm en güzel kadınlardan biri yaklaşıyordu, beyaz peçesiyle kırmızı şapkalı bir kadın. | TED | اقتربت مني إحدى أروع وأجمل النساء اللاتي رأتهن عيني، بقبعة حمراء صغيرة وحجاب أبيض. |
Yanındaki şapkalı kim? Kırmızı elbiseli. Kız arkadaş mı? | Open Subtitles | من هذة التي تحت القبعة باللباس الأحمر،صديقتة؟ |
Ya o şapkalı adam bir soyguncuysa? | Open Subtitles | وماذا إن كان الرجل ذو القبعة لص او مغتصب؟ |
Tamam, şapkalı Jimmy yaptı! | Open Subtitles | لن أقول شيئا حسنا حسنا لقد كان جيمي القبعة |
Ve beyaz şapkalı bir vampir fikri muhtemelen "bana bir fırsat ver" izlenimi mi veriyor? | Open Subtitles | و فكرة مصاص الدماء ذو القبعة البيضاء تبدو من المحتمل لى مبتورة |
Büyük şapkalı hanım bir şey mi diyecek? | Open Subtitles | انتظر دقيقة,انتظر دقيقة هل لدى السيدة ذات القبعة الكبيرة شىء لتقوله؟ |
şapkalı düzgün kız, az önce gözleriyle bana tecavüz etti. | Open Subtitles | تلك الفتاة الشريفة ذات القبعة ضاجعتني لتوها بعينيها |
Turist, kırmızı şapkalı şüphelinin bu fotoğrafını geçen hafta kaçarken çekmiş. | Open Subtitles | سائحٌ قام بإلتقاط صورة للمشتبه به و هو يرتدي قبعة حمراء |
Papyonlu, süslü şapkalı ve silah çekecek yüreği olmayan bir adam mı? | Open Subtitles | مع أربطة عنق , قبعة مبهرجة ولا عصب لحمل بندقية؟ |
- Munis yüzlü, açık simalı ve kahverengi melon şapkalı birisi. | Open Subtitles | ،مع وجه جديد وطلة بهية ويلبس قبعة مكورة سمراء |
Beyaz şapkalı yiyecek üretenler var. | TED | لديك مجموعة من الناس أصحاب القبعات البيضاء يعدون الطعام |
Sen kovboy şapkalı bir şehir homosundan başka bir şey değilsin. | Open Subtitles | و أنتم لستم أكثر من شواذ المدينه بقبعة راعى بقر |
Hey. Sen gri şapkalı. İngilizce biliyor musun? | Open Subtitles | أنت، بالقبعة الرمادية هل تفهم اللغة الإنجليزية؟ |
Dinle beni, Hasır şapkalı çocuk! | Open Subtitles | إستمع إليّ، يا قُبّعة القشّ الطّفل! |
Şu... küçük şapkalı böcek mi? | Open Subtitles | تلك البقّة ذات القبّعة الصغيرة؟ هذا أنت، |
Oradaki siyah şapkalı adamla konuşmam gerek. | Open Subtitles | أريد التحدّث إلى الرجل هناك الذي يعتمر قبّعة سوداء |
...kötü adamları izler ve onlar siyah şapkalı değildir. | Open Subtitles | يطاردوا الأشرار وهم لا يرتدون قبعات سوداء |
Tabii iyiyim, asıl iyi olmayan şuradaki siyah şapkalı adam. | Open Subtitles | بالتأكيد أنا بخير ذو القبعه السوداء ليس بخير |
Patron kaşkollu, güneş gözlüklü ve şapkalı bir adam geldi. | Open Subtitles | ها نحن ايها الرئيس, لدينا رجل بوشاح ونظارة شمسية وقبعة |
Bir köşede gri takımlı ve kırmızı şapkalı, 2 numaralı katil. | Open Subtitles | في احد الجوانب، يرتدي بزة رائعة وقبّعة حمراء إنّه القاتل رقم 2. |
- şapkalı Kedi, Şey 1 ve Şey 2. - Şey 2! | Open Subtitles | ـ (كات في هات)، (ثنغ 1 ثنغ 2) ـ و (ثنغ 2)! |
Yün şapkalı, baş öne eğik, telefona doğru gidiyor. | Open Subtitles | قبعه , رأسه للأسفل يتجه ناحية الهاتف العمومي |
Şu yağmurluklu ve tuhaf şapkalı, faremsi kadın. | Open Subtitles | أوه ، واحدة من فئراني مع المعطف والقبعة المضحكة. |