- Benim Şapkam, ben yazdım. - Hayır, benim Şapkam. | Open Subtitles | ـ إنها قبعتي، لقد كتبتُ ذلك ـ كلا، هذه قبعتي |
Kutsal dana! Şapkam uçtu. Etrafında tur at. | Open Subtitles | وحياة البقرة المقدسة، طارت قبعتي أدر حاملة الطيارات هذه، لنلتقطها |
Uğurlu kırmızı Şapkam çift oluklu, 8 kıvrımlı, 14 cm çaplı bir kutunun üstünde duruyor. | Open Subtitles | هذه قبعتي الحمراء موضوعة على صندوق كرتوني من مقاس 14 |
Hayatım, bu çok güzel bir şapka. Çok güzel! Hep tıpkı böyle bir Şapkam olsun istemişimdir. | Open Subtitles | بل هي قبعة جميلة لطالما أردت واحدة مثلها |
Sadece rüzgardan Şapkam uçtu. Her şey yolunda. | Open Subtitles | طارت قبّعتي فحسب، أنا بخير |
Aptal Şapkam yüzünden ilk kez bir kovboy kampını kaçıracağım! | Open Subtitles | هذه ستكون اول مرة لى اتغيب فيها عن معسكر رعاة البقر بسبب قبعتى اللعينة |
Şapkam tam olarak mezar taşının üzerine uçtu. | Open Subtitles | أعني، انفجرت قبعتي الحق في شاهد القبر لها. |
Şapkayla selam Vermek isterim Ama Şapkam yok ki benim | Open Subtitles | أريد أن أرفع قبعتي لكن ليس لي قبعة لأرفعها |
- Bu benim en sevdiğim Şapkam. - Bu onun sahip olduğu tek şapka. | Open Subtitles | ـ إنها قبعتي المفضلة ـ إنها قبعته الوحيدة |
Şapkam sürekli uçup duruyor, ben de uçmasın diye üzerine paketi koydum. | Open Subtitles | قبعتي تبتعد مع الرياح، لذا وضعت الطرد عليها لكي لا تبتعد |
Şapkam üzerine bahse girerim ki o senin kardeşindir, değil mi? | Open Subtitles | أراهن على قبعتي أنها كانت أختك أليس كذلك ؟ |
♪ ♪ Şapkam kayganlaştırıcı gibi kokuyor ♪ ♪ Deve katliamı ♪ ♪ Dokunmak bile istemiyorum ♪ | Open Subtitles | ♪ تنبعث من قبعتي رائحة مثل الزيت ♪ ♪ جمل الإبادة ♪ لا أريد أن ألمسها♪ |
Muhtemelen taklit edilmemesi gereken önemli projelerdir. Bu ülkede işler böyledir. Stetson marka Şapkam bile burada yapıldı. | Open Subtitles | وسيقومون بتقليدها، فكل شيء مُقلد في تلك البلد، حتى قبعتي مُقلدة |
- Bilmem, etikete bak. Evet, "Şapkam" yazıyor. | Open Subtitles | لا أعلم، انظر إلى الملصق ـ أجل، إنها قبعتي |
- Ne diyorsun yahu? - Bak, benim şapkamı takmışsın. - Benim Şapkam bu. | Open Subtitles | ـ اسمع، إنّك ترتدي قبعتي ـ حسناً، إنها قبعتي |
Şapkamı kaybetmişim. Şapkam nerede? | Open Subtitles | اضعت قبعتي ,و أين قبعتي أين هي |
Sanırım şimdi benim Şapkam. Beğendin mi? | Open Subtitles | أعتقد أنها قبعتي الآن, هل تعجبك؟ |
Onunla iki kez konuştum, birinde kovboy Şapkam vardı, diğerinde sadece sütyenim. | Open Subtitles | لقد تحدثت لها مرتين، مرة واحدة في قبعة رعاة البقر، ومرة واحدة في بلدي الصدرية. |
Şapkam, Şapkam. | Open Subtitles | قبّعتي! ، قبّعتي! |
- Şapkam çizmelerimin altında değil. - Bakacak mısın? | Open Subtitles | قبعتى ليست تحت حذائى هلا فقط نظرت... |
Şapkam ya da küçük çocuklardan oluşan grubum gibi mesela. | Open Subtitles | مثلاً بي وأنا مرتدي القبعة أو فرقتي الموسيقية، نعم |
Benim de birkaç kovboy Şapkam var. | Open Subtitles | ـ و أتجوّل بملابسي الدّاخليّة و قبّعة راعي بقر ـ لديّ العديد من قبّعات راعيّ البقر |
Lağım gibiydi, Bay McGinnis. Yeni Şapkam da kafama olmuyor. | Open Subtitles | ،كانت محل خياطة كبير يا سيد مكجينز وقبعتي الجديدة لا تناسبني أيضاً |
Şapkam, Şapkam... sen zarafetin ganimetisin... | Open Subtitles | يا ذي القبعة الغالية يا كنز النعيم كله |
Fakat maalesef gördüğün gibi tekne ağzına kadar dolu ve hatta Şapkam ile çay takımlarımı bile yer kalmadı. | Open Subtitles | لسوء الحظ , كما تري فان القوارب قد تم تحميلها بالكامل ولم نأخذ حتي قبعاتي ولا طقم الشاي |