Onlar kötülüğün ekmeğini yedi ve şiddetin şarabını içtiler ve Tanrı'nın gözünde günah işlediler. | Open Subtitles | لقد إقتاتوا على الشر و شربوا من نبيذ العنف و إرتكبوا الآثام أمام الله |
Onlar kötülüğün ekmeğini yedi ve şiddetin şarabını içtiler ve Tanrı'nın gözünde günah işlediler. | Open Subtitles | لقد إقتاتوا على الشر و شربوا من نبيذ العنف و إرتكبوا الآثام أمام الله |
Sevgili kardeşim, birinin şarabını zehirlemiş olduğundan korkmadan tebaanın sevgisine güvenmelisin. | Open Subtitles | أخي العزيز، يجب أن تثق في جازبيه مواضيعك، كما انك لا تخاف شخص ما قد يسمم نبيذك. |
Gıcık sorularını, kırmızı şarabını, yağsız peynirini. | Open Subtitles | تعلمين، أسئلتك الصغيرة المشاكسة و نبيذك الأحمر كنت أحب جبنتك الخالية من الدهن وشبك حزام مقعدك |
Korkarım ki şarabını paylaşacak olursam eğer... sende olduğu anlaşılan iğrenç hastalığı kaparım. | Open Subtitles | أخشى أنّني إذا شاركتك في شرب النبيذ فقد الأًصاب بالأمراض التي تعاني منها |
Şarap içiyorduk derken bana doğru eğildi ve şarabını kafamdan aşağı dökmeye başladı. | Open Subtitles | وكنا نشرب النبيذ ، وبعدها بدأ يميل اتجاهي وبدأ يسكب نبيذاً على رأسي |
Leo şarabını, başkalarının paralarını korumaları gibi korur. | Open Subtitles | ليو يحمي نبيذه.. كما يحمي الآخرون نقودهم |
Leydiniz şarabını içtiğinde gözleri korkunç görüntülere bürünecek. | Open Subtitles | عندما تشرب السيدة نبيذها عيونها ستمتلأ بالرؤى الجهنمية |
Suikast başarılı olursa Burgonya şarabını, Ren şarabına tercih ettiğimi itiraf edebilirim. | Open Subtitles | مثير للاٍعجاب ، اٍذا نجحت المؤامرة فسأكون قادرا على الاٍعتراف أننى دائما ما كنت أفضل البرجاندى على نبيذ الراين |
Oğlum, sen haydutluğun ekmeğini yedin, hırsızlığın şarabını içtin. | Open Subtitles | ولدي، لقد اكلتَ خبز المعصية وشربت نبيذ مسروقاً |
Memleketim olan Cephalonia'nın beyaz şarabını tavsiye edebilir miyim? | Open Subtitles | سوف أخذ نفس الشيء هل أقترح عليك نبيذ أبيض من بلدتي |
Pirinç şarabını çok seviyorsun ama biliyor musun? | Open Subtitles | يعجبكَ نبيذ الأرز كثيراً, ولكن هل تعلم هذا؟ |
Burada kalıp şarabını bitireceğine ve biraz laflayacağına söz ver. | Open Subtitles | يجب أن تعديني أنك ستجلسين وتنهين نبيذك هنا |
Orada şarabını yudumlarken, genelevlerde cirit atarken düşünebileceğin bir şeyler. | Open Subtitles | لكن سأعطيك شيئاً لتشغل بالك به بينما ترشف نبيذك أو تستطيب مواخيرك |
Sen burada otur ve şarabını yudumla. | Open Subtitles | إجلسي بسكونٍ تامّ فحسب إحتسي نبيذك |
# Kral Richard'ımız, Tanrı onu korusun Sever savaş yapıp şarabını içmeyi # | Open Subtitles | الملك ريتشارد بارك الله روحه يحب النبيذ و يحب الحرب |
Miranda bıçak altındayken Charlotte prensiyle ilk beyaz şarabını içiyordu. | Open Subtitles | وبينما كان ميراندا تحت السكين، شارلوت وجود لها أول كأس من النبيذ الأبيض معها الفارس الأبيض. |
Daha öğlen olmadı, üçüncü bardak şarabını içiyorsun. | Open Subtitles | مازلنا في الظهيرة وهذا كأسك الثالث من النبيذ |
Aşçı öldüğünden beri, Bay Jimmy hep arkada çalışıyor şarabını içiyor, opera dinliyor, et doğruyor. | Open Subtitles | منذ أن مات الشِف, السيد جيمي مجرد يظل في الخلف هناك, يشرب نبيذه, مستمعا للأوبرا ويقطع اللحوم |
Biliyorsunuz bir hastalığı var bu yüzden titreyip duruyor ve o titreme yüzünden şarabını üzerime döktü ve gömleğim mahvoldu. | Open Subtitles | هو كان لديه ذلك المرض والذي يجعله يهتز كثيراً ومع كل ذلك الاهتزاز سكب نبيذه على كامل قميصي |
Siz neden kendi hayatlarınız için endişelenmiyorsunuz? İşe bak! İki yetişkin kadın bir yandan annelerinin şarabını içerken öte yandan da onun dedikodusunu yapıyor! | Open Subtitles | يا الهي سيدتين ناضجتين بلا شيء يلهيهما عن الثرثرة عن امهما بينما يحتسيان نبيذها ماخطبها؟ |
Hangi kralın oğlu birinin misafirperverliğini kabul edip yemeğini yiyip şarabını içtikten sonra gecenin bir yarısı onun karısını çalar? | Open Subtitles | اى امير؟ -اى ابن ملك هذ الذى يقبل ضيافة الرجال وياكل من طعامه ويشري شرابه ثم يسرق زوجته فى منتصف الليل؟ |
Ve şarabını çaldım. | Open Subtitles | ولقد سرقت نبيذكِ |
Aslına bakarsanız ben her zaman Kaliforniya şarabını tercih ederim ama Napa vadisi ta 9600 km. Uzakta. | Open Subtitles | أنا أنصحكم بنبيذ كلفورنيا دائما و لكنه لن يدوم لمدة 60000 كلم |