Bir şarkının söyleyecekleri vardır. şarkıların var ama söylemiyorsun. Neden? | Open Subtitles | الاغاني تعبر عن شيئا ما لديك اغاني ولا تغنيها لماذا؟ |
Bu şarkıların arasından bir favori seçmek oldukça zor. | Open Subtitles | إنه من الصعب أن تختار من بين العديد من الاغاني الرائعة |
Ben de bu şarkıların semptomlarımı nasıl hafiflettiğini merak ettim. | TED | وأصبحتُ بذلك فضولية؛ كيف أن هذه الأغاني قد خفّفت أعراضي. |
Bu şarkıların her biri, bir olayı veya bir hareketi, bazen de popüler müziğin seyrini değiştiren bir ses devrimini temsil eder. | TED | تمثل كل واحدة من هذه الأغاني مشهدًا أو حركة ما، وفي بعض الأحيان، ثورة صوتية تغير تمامًا اتجاه الموسيقى الشعبية. |
Kostümlerin, şarkıların ve şarkıları söyleme şeklin. | Open Subtitles | أزياؤك أغانيك أسلوبك في الغناء |
şarkıların beş para etmez. | Open Subtitles | أغانيك لن تجني أي مال. |
şarkıların uzun yolculuğumuzu keyifli hale getirecek. | Open Subtitles | ستكون موسيقاك رفيق مرحب به طوال رحلتنا الطويلة |
şarkıların sesi. Başarılı bir kariyer ve ses. | Open Subtitles | صوت غنائه , صهيل و إصابة بالربو |
Savaş sonrası bu şarkıların çoğu kayboldu. Ama bunlar çocukluğumuzun, tarihimizin parçaları, ve bunları unutmamalıyız." | TED | بعد الحرب, كثير من تلك الأغنيات قد فقدت. ولكنها تمثل جزء من طفولتنا , من تاريخنا و لا يجب علينا نسيانها." |
64 yaşıma geldiğimde senin şarkıların hâlâ dinlenecek mi acaba? | Open Subtitles | أتسائل اذ كانت اغانيك ستكون فاشله عندما اكون في 64 |
Cumartesi partide çalacağımız şarkıların listesi üzerinde uğraşıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أعمل على قائمة الاغاني لحفلة يوم السبت. |
Bebeğim, bu şarkıların hiçbirini 6 yaşındaki çocuklar için çalmamalısınız bence. | Open Subtitles | حبيبي , لا اظن انه يجدر بك غناء اي من هذه الاغاني لمجموعة من الاطفال |
şarkıların onun için önemli olduğunu kanıtlayıp yeniden üstüne gideceğiz. | Open Subtitles | و ننشئ اهمية الاغاني له و نهاجمه مجددا |
Bununla beraber halka açıklamadığım bir şey de bu şarkıların çoğunun aynı adama yazılmış olduğuydu. | TED | ما لم أُعلن عنه، رغم ذلك، أن معظم هذه الأغاني كانت مكتوبة لنفس الشخص. |
Hırvatları ve Sırpları, tarihlerinde nadir görülen ortak bir alanda birleştiriyor, Lesbor onlara bir grubun sadece kendilerine ait olduğunu sandıkları şarkıların aslında hepsine ait olduğunu anımsatıyor. | TED | البوسنيين, الكرواتيين, الصرب يجدون مساحة محايدة نادرة الوجود ليفخروا بتاريخهم, و ليزبور يذكرنهم بأن الأغاني التي تنسبها مجموعة منهم لأنفسهم فقط هي في الواقع تنتمي لهم جميعا. |
8. Yol Ordusu bu şarkıların olduğu her yere gider. | Open Subtitles | جيش المسار الثامن سيغني هذه الأغاني حيثما يذهب |
Ama eğer, senin için uygun yer olmadığımıza karar versen bile, bil ki, şarkıların iyi ve sen de öylesin Erin. | Open Subtitles | لكن إذا قررت أننا لسنا البيت المناسب لك فقط اعلمي أن أغانيك جيدة (وأنت جيدة (إيرين |
şarkıların çok güzel. Eğlenceliler. | Open Subtitles | أغانيك جميلة انها مرحة |
Ama şarkıların siyahi gençlerin gelişimine zarar veriyor. | Open Subtitles | لكن موسيقاك ضارّة بالمراهقين السود. |
Higgins, şarkıların bize çok hoş zamanlar geçirtecek derken başka şarkı bilmezmisin sen? | Open Subtitles | هجنز) , عندما قلت بان موسيقاك ستكون) رفيقا مرحب به, لم اكن اعني ألا تعرف غير هذا اللحن الملعون؟ |