Belki insanlar bizim işi yürütme şeklimizi sevmiyorlar ama işimizi hallediyoruz. | Open Subtitles | ربما الناس لا تفضل الطريقة التي تعاملنا بها لكننا انهينا العمل |
Davranış şeklimizi köklü bir şekilde değiştiren denkler arası sosyal ağların ve gerçek zamanlı teknolojilerin bir sağanağı. | TED | برامج التورنت والشبكات الاجتماعية والتكنولوجيا الأنية، تغير جذرياً الطريقة التي نتصرف بها. |
Dilin düşünce şeklimizi nasıl biçimlendirdiğine dair sizinle birkaç örnek paylaştım ve bunu çeşitli yollarla yapıyor. | TED | الآن، لقد أعطيتكم بعض الأمثلة كيف تتمكن اللغة بعمق أن تشكل الطريقة التي نفكر بها، وتقوم بفعل ذلك بطرق متعددة. |
Dünya her geçen gün hız kazanıyor ve karmaşıklaşıyor, biz de çalışma şeklimizi değiştirmek durumundayız. | TED | يزداد العالم سرعة وتعقيدًا، فنحن بحاجة إلى إعادة تشغيل طريقتنا للعمل، |
Ama sanat dünyayı görme şeklimizi değiştirebilir. | TED | لكن باستطاعة الفن تغيير الطريقة التي نرى بها العالم. |
Büyük veri yaşayış şeklimizi değiştirecek, çalışma şeklimizi ve düşünme şeklimizi de. | TED | هذه البيانات سوف تغير طريقة معيشتنا و عملنا و طريقة تفكيرنا. |
Kendimizi görme şeklimizi değiştirdiğimizde diğerleri de takip edecektir. | TED | وعندما فقط نغير الطريقة التي ننظر بها الى انفسنا سيقوم الآخرون بالمثل |
mutluluk ve başarı formülümüzü değiştirirsek, gerçekliği etkileme şeklimizi değiştirebiliriz. | TED | إذا غيرنا صيغتنا عن السعادة والنجاح ما يمكننا عمله هو تغيير الطريقة التي يمكن بالتالي التأثير على الواقع |
İnternet bizim iletişim şeklimizi değiştirir ve kolaylıkla politikayı izleyebiliriz. | TED | فلقد غيرت الطريقة التي نتواصل بها و التي نرى عليها السياسة. |
Biz hayatta başımıza gelen her küçük şeyi değiştiremeyiz, ama onları tecrübe etme şeklimizi değiştirebiliriz. | TED | لا يمكننا أن نغير كل شيء يحدث لنا في هذه الحياة، ولكن يمكننا أن نغير الطريقة التي نعيش بها تلك الأمور |
Bu ölüm şeklimizi değiştirebilir, ama daha önemlisi, bu yaşam şeklimizi değiştirebilir. | TED | يمكن أن تغير الطريقة التي نموت بها، ولكن الأهم من ذلك، يمكن أن تغير الطريقة التي نعيش فيها. |
Bu yenilik dalgası esasen çalışma şeklimizi değiştiriyor. | TED | هذه الموجة الجديدة من الابتكار هي في الأساس تغير الطريقة التي نعمل بها. |
Fikirleri arama şeklimizi hızlandırıyor. | TED | إنها تسرع من الطريقة التي عبرها نبحث عن الأفكار. |
Bu bizim birbirimizle iletişim şeklimizi, verileri nasıl incelediğimizi ve öğrencilerimizi nasıl eğittiğimizi değiştirebilir. | TED | يمكنها تغيير الطريقة التي نتواصل بها مع بعضنا البعض، كيف نستكشف بياناتنا وكيف نعلم طلابنا. |
Fakat bilgisayar araçlar hakkında düşünme şeklimizi temelden değiştirdi, çünkü hesaplama dinamiktir. | TED | لكن بشكل جوهري، غيّر الحاسوب الطريقة التي نفكرُ فيها تجاه الأدوات لأن الحوسبة تتميز بالفعالية المستمرة. |
Arkadaşlar, bu sadece telefonları değiştirmekle kalmayıp, işbirliği yapma şeklimizi de değiştirecek. | TED | هذا لن يغير الهواثف فقط، بل أيضا الطريقة التي نتعاون بها. |
Yaşam şeklimizi küçük görme. | Open Subtitles | لا تقوضي طريقتنا في الحياة. أتعلمين ماذا سيؤلم الأمريكان جميعاً ؟ |