Elbette bir şey olduğu yok. - Tamamen profesyonel. - Tamam. | Open Subtitles | بالطبع لا شيء يحدث بيننا ، علاقتنا مهنية للغاية |
Bir şey olduğu yok. Evimde ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | لا شيء يحدث هنا ما الذي تفعلانه في منزلي؟ |
40 kamera var ama hiçbirinde bir şey olduğu yok. | Open Subtitles | أربعين كاميرا ولا شيء يجري معهم ؟ |
Neyse, bir şey olduğu yok, haydi gidin. | Open Subtitles | على كل حال ، لا شيء يجري لذا غادر فقط |
Eğer hiçbir şey olmazsa... bu akşam, yarın ya da sonraki gün biriyle tanışmazsam... her şey olduğu gibi devam edecek. | Open Subtitles | ان لم يحدث شيء ان لم ألتقي بأحدٍ هذه الليلة أو في الغد أو بعد غد فان كل شيء سيستمر كما هو |
Liderimiz olmayınca, bir şey olduğu zaman... olayı büyütüyoruz. | Open Subtitles | ليس لدينا قائد حين يحدث شيء نضخم الأمور أكبر مما هي |
-Bir şey olduğu yok. | Open Subtitles | اخبريني , اخبريني لا شيئ يجري |
Çin lokantasına geri dönmek istiyorsun çünkü burada bir şey olduğu yok. | Open Subtitles | ...ستعود مجددا إلى المطعم الصيني .لأنه لا شيء يحدث هنا |
Bak, hiçbir şey olduğu yok, tamam mı? | Open Subtitles | حسنا، اسمع ليس هناك من شيء يحدث ،تمام؟ |
Bir şey olduğu yok. | Open Subtitles | الروعه .. استرخ لا شيء يحدث هنا |
- Yapamam! - Bir şey olduğu yok. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع ذلك- لا يوجد شيء يحدث بيننا- |
Hiçbir şey olduğu yoktur. Tarafsız Bölge sessizdir. | Open Subtitles | لا شيء يحدث المنطقة المحايدة هادئة |
Hiçbir şey olduğu yoktur. Tarafsız Bölge sessizdir. | Open Subtitles | لا شيء يحدث المنطقة المحايدة هادئة |
Bir şey olduğu yok. O yüzden sakin olsana. İçeri geç sen. | Open Subtitles | لا شيء يجري هنا لماذا انتِ لا تهدئِ؟ |
Sadece bilmeni istiyorum, aramızda hiçbir şey olduğu yok... | Open Subtitles | فقط من باب العلم، ليس هناك أي شيء يجري بيني وبين... |
Evimde bir şey olduğu yok. | Open Subtitles | لا شيء يجري داخل منزلي |
Böyle bir şey olduğu zaman , 15 dakika haberlerde yer alıyor. | Open Subtitles | عندما يحدث شيء كهذا يكون في الأخبار خلال 15 دقيقة |
Beni ilgilendirmez zaten. Seni ilgilendirmeyebilir ama hiçbir şey olduğu yok ve ona bir daha görüşmeyeceğimizi söyledim. | Open Subtitles | حسناً ، أنه نوعاً ما ليس من شأنكِ ، لكن لا يحدث شيء ، لقد أخبرته بأن ذلك لن يحدث مرة أخرى |
Hangara dönsün, bir şey olduğu yok. | Open Subtitles | أعد المروحية، لن يحدث شيء لقد كانت خدعة |
Hiçbir şey. Bir şey olduğu falan yok. | Open Subtitles | لا شيئ، لا شيئ يجري |
Yani Greşit halkıyla doğru bir şey olduğu için değil de torununun cesedini bulamadın diye mi kalıyorsun? | Open Subtitles | بمعنى آخر، أنت تبقى لتموت مع أخيار غريشت وليس لأنه أمر جيد فقط، بل لأنك لا تملك جسد حفيدك أيضًا؟ |
Sağlığın için iyi olmayan bir şey olduğu belli. Bilmem gereken de buydu. | Open Subtitles | من الواضع أنه شئ يتعارض مع الصحة العامة وهذا كل ما أريد معرفته |
Hayatını kaybedenlere saygımızdan... Hayatını kaybedenlere saygımızdan, kalan her şey olduğu gibi aktarılmıştır. | Open Subtitles | بدافع الإحترام للموتى، تم سردّ البقية كما حدث بالظبط |