Orada öğrenemeyeceğin öylesine çok şey var ki. | Open Subtitles | و لكن هناك أشياء كثيرة لن تجديها خارج سانتا باربرا |
Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum Loo ama Reddick'i işaret eden o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا سيبدو جنوناً يا لوو ولكن هناك أشياء كثيره تشير لـ ريديك |
Burada hoş olan, bu orta kısımda, aynı fizik kurallarına uyan o kadar çok şey var ki, bu kanunların işlediğini etrafımızda neredeyse her daim görebiliriz. | TED | والآن، الشيء الرائع بخصوص ذلك أن هناك أشياء كثيرة جداً في هذا الجزء الأوسط، كلها تتبع نفس القوانين الفيزيائية، لدرجة أننا نستطيع رؤية هذه القوانين وهي تعمل حولنا تقريباً طوال الوقت. |
Ama bu dünyada görmediğimiz o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | لكن هناك اشياء كثيره في العالم لم نراها |
Sana söylemediğim o kadar çok şey var ki Şerif. | Open Subtitles | هناك اشياء كثيرة أخفيها عنك شريف |
Öyle çok şey var ki | Open Subtitles | كان هناك اشياء كثيره |
Açıklayamayacağım o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة لا يمكنني شرحها |
O kadar çok şey var ki açıklayamadığımız senin bilimsel görüşünü almak isterim. | Open Subtitles | هناك أشياء لا يمكن أن نفسرها... أردت أن أسمع رأي عالمة |
Ona söylemek istediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة أريد قولها له. |
Daha koklamadığım o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | هناك أشياء كثيرة لم أشمها |
Hiç öğrenmemeyi dilediğim o kadar çok şey var ki. | Open Subtitles | "هناك أشياء كثيرة أتمنّى ألا أكتشفها" |
Yapacak öyle çok şey var ki: | Open Subtitles | هناك اشياء كثيرة لفعلها |