Biliyorum. Söylememem gereken şeyler söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت أشياء لم يكن من الواجب أن أقولها أعلم. |
Geçen gece gerçekten berbat şeyler söyledim onlar için üzgünüm. | Open Subtitles | لقد قلت أشياء حقيرة كثيرة جداً تلك الليلة و أنا آسف جداً على هذا |
Sanırım onu suçladım, ve ben... ona söylememem gereken şeyler söyledim. | Open Subtitles | اعتقد اننى وجهت اليها اللوم او قلت اشياء لم يجب ان اقولها |
Bak, bana yakışmayacak korkunç şeyler söyledim biliyorum. | Open Subtitles | أنظري انا اعلم انني قلت اشياء فضيعة حتى بالنسبة لي |
Geçen gece söylememem gereken şeyler söyledim. | Open Subtitles | بتلك الليلة، قلتُ أشياء لايفترض بأن اقولها |
Geçen akşam kastetmediğim şeyler söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت بعض الأشياء تلك الليلة لم أكن أعنيها |
Aramızda uyuşmazlıklar vardı. Ben istemediğim bazı şeyler söyledim. | Open Subtitles | لقد اختلفنا في البداية لقد قلت أشياءً لا أعنيها |
Söylememem gereken şeyler söyledim. | Open Subtitles | بالنظر إلى آخر محادثه كانت معه قلت أموراً لم يكن ينبغي أن أتحدث بها |
Yılbaşında ki kavgamızda söylememem gereken şeyler söyledim. | Open Subtitles | عندما تشاجرنا ذلك الشجار العنيف في الكريسماس قلت أشياء لم يجب علي قولها أشياء لم أعنها حقاً |
Ona söyler söylemez çok pişman olduğum şeyler söyledim. | Open Subtitles | قلت أشياء فظيعة جداً ندمت عليها ساعة قلتها |
O insanlara çok kötü şeyler söyledim. | Open Subtitles | قلت أشياء فظيعة إلى أولئك الرجال |
Ben birilerine bir şeyler söyledim... ve o onların üstüne hareket ettiyse ? | Open Subtitles | قلت أشياء لشخص وهو تصرف بناءً عليها؟ ... |
Ondan önce de salakça şeyler söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت أشياء غبية من قبل، أيضا. |
Ben de orada kötü şeyler söyledim. | Open Subtitles | حسناً أنا أيضاً قلت أشياء لئيمة |
Bugün anneme de korkunç şeyler söyledim. | Open Subtitles | وأنا قلت اشياء فظيعة الى والدتي هذا اليوم |
Kampanyamda Ohio'nun en yeni kongre üyesi olmak için doğru olmayan bir takım şeyler söyledim ve bunun hakkında iyi hissetmiyorum. | Open Subtitles | في حملتي لأكون عضوة الكونغرس الجديدة لاوهايو قلت اشياء ليست حقيقية ولا أشعر بالرضا تجاه ذلك |
Dün Sweetums ve onların harika yeni ürünü hakkında biraz sert şeyler söyledim. | Open Subtitles | البارحة قلت اشياء قاسية جدا عن سويتمز ومنتجهم الجديد الجميل |
Söylemek istemediğim korkunç şeyler söyledim. | Open Subtitles | لقد قلتُ أشياء فظيعة لكِ لم أكن حتّى أعنيها |
- Yaptıkların için şarabı suçlama, baba. - Korkunç şeyler söyledim. | Open Subtitles | لا تلقي اللوم على النبيذ يا بابا لقد قلت بعض الأشياء الفظيعة |
Alex'e korkunç şeyler söyledim ve senden elbise çaldım ve üzgünüm. | Open Subtitles | (قلت أشياءً مروعة لـ(ألكس وسرقة الفستان منكِ وأنا أستميحك عذرا |
Korkunç şeyler söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت أموراً مُريعة! |
Delirdin, çünkü seni dinlemiyorum, arkadaşlarını sevmiyorum ve annen hakkında kötü şeyler söyledim. | Open Subtitles | أنتِ غاضبة بسبب أني لا أستمع إليكِ وأنا لا أحب أصدقائكِ وقلت أشياء سيئة عن أمكِ |
Oğlunuzla görüşen genç bayan hakkında çok kaba şeyler söyledim ve bunlar doğru değil. | Open Subtitles | قلتُ بعض الأشياء بخصوص تلك الفتاة التي يواعدها إبنكَ ، و تلك الأشياء ليست صحيحة |
Geçen gece gerçekten sarhoş olmuştum ve sana hoş olmayan şeyler söyledim. | Open Subtitles | أعلم أنني ثملت للغاية تلك الليلة وأعلم أنني قلت بعض الأشياء الفظيعة |
Bir röportajda aptalca şeyler söyledim. Söylememem gereken şeylerdi. | Open Subtitles | قلت بعض الاشياء في مقابلة أنني يجب أن لا يكون قال. |