Ben de departmanında bir şeylerin yanlış olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | ولقد لاحظت أنك قد حصلت على شيء خاطئ مع إدارتك. |
Bir şeylerin yanlış olduğunu fark eden birkaçımız... bir araya gelip bir plan kurduk ilaç aldığımız sırada bile. | Open Subtitles | بعضنا بدأ بالإدراك ...أن هناك شيء خاطئ ...اجتمعنا سوية ووضعنا خطة... حتى أثناء أخذ الدواء... |
Bir şeylerin yanlış gittiğini tahmin etmeliydim. | Open Subtitles | . كان يجب أن أعلم أنه هناك شيء خاطئ |
Aılar her otel odasında bir şeylerin yanlış olduğunu farketmişler. | Open Subtitles | مثل نحل وجدت شيئا خاطئا مع كل غرف الفندق |
Ama içten içe bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordum. Yaptığımız şeyden kaçtığımı biliyordum. Yaptığım şeyden. | Open Subtitles | لكن علمتُ أنّ هُناك خطبٌ ما في أعماقي، كنتُ أعلم أنّي أهرب ممّا فعلناه، ممّا فعلته. |
Bir şeylerin yanlış olduğunu düşünüyorduysanız bebeği test yapmalarını neden istemediniz? | Open Subtitles | حسنا، اذا علمتى ان هناك شىء خاطىء لماذا لم تجعليهم يتأكدوا من الطفلة ؟ |
Seni serbest bıraktıkları akşam,bir şeylerin yanlış olduğunu hissettin .. ama ne olduğuna emin olamadın,ama hissettin. | Open Subtitles | كنتَ تعرف أنّ هناكَ شيئا ما خاطىء ليلة تحريرك لم تعرف ما هو ، ولكنّك شعرت به |
Bir yerlerde bir şeylerin yanlış olduğunu söylerken kendisini öldürmeye kalkışmasından başka şeyleri mi kastediyordun? | Open Subtitles | حين قلت أنه يوجد خطأ ما فى مكان ما هل عنيت شيئاُ أكثر من القوة لتقتل نفسها ؟ |
Bir şeylerin yanlış gittiğini anlayan en iyi arkadaşım Steve benim yanımda olabilmek için New Haven'a geldi. | TED | صديقي المفضل ستيف، شعر أن هناك خطأ فادح، سافر إلى نيو هافن كي يكون معي. |
Seni izliyordum. Seni uyku büyüsü yaparken gördüm ve içimden bir ses bir şeylerin yanlış gittiğini söyledi. | Open Subtitles | كنت أراقبكِ ورأيتكِ تلقين تعويذة النوم فخلتُ أنّ خطباً وقع |
- bir şeylerin yanlış olduğunu biliyorum, duvarların içinden geçiyorum. | Open Subtitles | انا اعلم انه هناك شئ مختلف هناك شئ غير صحيح انا اسير خلال الحوائط هنا |
Diğerleri önünde sonunda bir şeylerin yanlış olduğunu anlayacak... - ...be bizim için gelecektir... umarım. | Open Subtitles | لا بأس، سيُدرك الآخرين أنّ هُناك شيء خاطئ ويأتون من أجلنا... |
Bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettim. | Open Subtitles | عرفت أن هناك شيء خاطئ |
Bir şeylerin yanlış gittiğini seziyorum. | Open Subtitles | لدي حدس أن هناك شيء خاطئ |
Bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لكن عرفت أن ثمة شيء خاطئ |
Bir şeylerin yanlış olduğunu bilmeliydim. | Open Subtitles | كان ينبغي أن أعرف أن هنالك شيئا خاطئا |
Bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت ان هناك شيئا خاطئا |
Bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | وهو يعرف ذلك عرفت أن هنالك خطبٌ ما |
Onda bir şeylerin yanlış olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | لقد علمت بوجود شىء خاطىء به |