- Kesinlikle, ve eğer bir şansımız varsa, o burada olamaz. | Open Subtitles | بالضبط ولو كان لدينا اي فرصة لا يمكن ان تكون هنا |
- Kesinlikle. Bütün yapmamız gereken yalan söylemek. Kulağa basit geliyor. | Open Subtitles | . و نأتى بالتفسير الذى تأتى به - . بالضبط - |
- Kesinlikle haklı. İlk önce sen beni yaraladın, Marylin. | Open Subtitles | انظر ، ذلك صحيح بالضبط النقطة أنت جرحتني أولاً ، مارلين |
- Kesinlikle doğru. Ben sahnedeyken ikinci defa salonu terk etti. | Open Subtitles | أنها بالتأكيد على حق لقد خرج أحدهم من مسرحيتي للمرة الثانية |
- Kesinlikle ağır işleri sevmiyor yani erkek olacak. | Open Subtitles | إنه ليس كالعمل الشاق بكل تأكيد مما يعني أنه صبي هنالك سحر بالداخل |
- Tek istedikleri komisyon. - Kesinlikle. | Open Subtitles | ـ انهم يفعلون ذلك من اجل العمولة ـ بالضبط |
- Yani o da aynı anda iki yerdeymiş. - Kesinlikle. | Open Subtitles | إذن فقد كان بمكانين في الوقت نفسه بالضبط |
- Yaşına göre iyi kız - Kesinlikle. Daha 14 yaşında. | Open Subtitles | فتاة جيد بالنسبة لعمرها بالضبط, لا زال عمرها 14 |
- Kesinlikle ama gerçek hayatta, kötü karakterler sık sık serpilip büyürler. | Open Subtitles | بالضبط . لكن في الحياةِ ، يَنجح غالبا الأشخاصَ السيئون ، خذ نفسكَ |
- Eğer beni istemiyorsa, bu onun kaybı. - Kesinlikle öyle! | Open Subtitles | اذا لم يكون يريدني, لانها خسارته نعم بالضبط |
- Kesinlikle. - Yaşadığımız dünya böyle. | Open Subtitles | بالضبط ، هذا هو العالم الذي نعيش فيه اليوم |
- Kesinlikle, bu gece burada geçmişten günümüze ruhani bir dönemi kutlamak için toplandık. | Open Subtitles | بالضبط ، ونحن الليلة هنا للاحتفال بعبورك الروحي من الماضي إلى الحاضر |
- Kesinlikle. - Ama neden olmasın? Bütün bu acıya neden bir son vermeyelim? | Open Subtitles | بالضبط ولكن لماذا لا نضع حدا لكل تلك المأساة |
İyi çünkü Yüzbaşı Dewey'e öyle dedim - Kesinlikle iyi. | Open Subtitles | جيد, لان هذا ما كنت اقوله للكابتن ديوى جيد بالتأكيد |
- Kesinlikle. Neden bizim yardımımıza ihtiyacı olduğuna dair bir şey bulamıyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد لا، وإنّما لا أستطيع إيجاد أيّ أدلّة لسبب حاجتها إلى مُساعدتنا. |
- Kesinlikle normal biri olabilirim. | Open Subtitles | انا بكل تأكيد استطيع ان اكون بطبيعتي اهلا جميعا |
- Bilmenizi istiyoruz ki, ne ceza verirseniz verin, biz razıyız. - Kesinlikle. | Open Subtitles | أجل، لذا نريدكما أن تعرفا أننا نقبل أي عقاب تقررانه، قطعاً |
- Kesinlikle olmaz, kıyıda sen bekleyeceksin. | Open Subtitles | بالتأكيد لا . انت التي ستنزلين عند الشاطي |
- Birdenbire Özgürlük Heykeli'ne bakıyorsundur. - Kesinlikle. | Open Subtitles | كما لو انك لم تنظر الى تمثال الحرية لاول مرة فلن تفاجئ بالظبط |
- Kesinlikle mümkün değil. | Open Subtitles | بالطبع هو عليه، على الاطلاق اللعين مستحيل |
- Kesinlikle olmaz. - Üzerinde düşünülecek bir şey değil. | Open Subtitles | قطعا لا هدا امر لا يحتاج ان تفكري به |
- Kesinlikle isteyebiliriz. - Biz eski Suikastçılar Birliği üyesiyiz. | Open Subtitles | قطعًا بوسعنا ذلك، نحن عضوان سابقان في اتحاد القتلة. |
- Kesinlikle. - Bizimle paylaşmak ister misin? | Open Subtitles | بالقطع هل تحب ان تشاركنا معك |
- Ön seçimlerde iyiydi. - Kesinlikle. | Open Subtitles | ـ لقد أبلى بلاء حسنًا بالإنتخابات ـ بالطبع |
- Kesinlikle değildi. - Aklımdan ne geçiyordu, bilemiyorum. | Open Subtitles | ـ أنت بالتأكيد لم تفعلى ـ أنا لا أعرف كيف كنت أفكر حينها |
- Kesinlikle özlememişim. | Open Subtitles | إنه بالتأكيد شيء لم أستطع أن أتجاوزه. |
- Ben onun kız arkadaşı değilim. Kurtarıcısıyım. - Kesinlikle doğru. | Open Subtitles | ـ أنا لستُ صديقته بل منقذته ـ تماماً صحيح |
- Kesinlikle. Öyleyse daha çok kişi davet etmeliyiz. | Open Subtitles | - على وجه التحديد ثم يجب أن ندعو المزيد من الناس |