Size Açıklayacak zaman olmadığını söyledim ve Açıklayacak zaman yok. | Open Subtitles | لا ، قلت لكم لا وقت للشرح ، وسألتزم بكلامي |
Açıklayacak vakit yok. | Open Subtitles | أين كنت؟ لا يوجد وقت للشرح فقط تعالى معى |
Joel'in neden gittiğini Açıklayacak tek sebep bu, değil mi? | Open Subtitles | ذلك السبب الوحيد الذي يشرح لماذا ذهب جويل أليس كذلك؟ |
Elimde dil kemiği kırılmasını Açıklayacak başka bir senaryo yok. | Open Subtitles | لقد فقدت التفسيرات البديلة لشرح كيفية انكسار عظمة الترقوة هذه |
Eğer fırsat bulursanız, Berlin'deki Stasi hapisanesini ziyaret edin ve sistemin nasıl çalıştığını size Açıklayacak olan eski bir siyasi mahkumun rehberlik ettiği tura katılın. | TED | إن سنحت لك الفرصة، قم بزيارة السجن السابق للستاسي في برلين واحضر جولة إرشادية مع سجين سياسي سابق سيشرح لك كيف عمل هذا. |
Ben sadece neden orada olduğunu Açıklayacak bir şey görmüşsündür diye umuyordum. | Open Subtitles | كُنت أمل أنهُ ربما قد تكون رأيت شيء، يفسر سبب وجوده هناك. |
Artık Tanrı aşkına neler olduğunu Açıklayacak mısın? | Open Subtitles | الآن، هل تشرح لي بلطفٍ، ما الذي يجري بإسم السماوات ؟ |
Açıklayacak zamanım yok. Maydanoz Dedektif yerimizi bulmuş. | Open Subtitles | لا يوجد وقت للشرح ، لقد عرف المتطفل حول هذا المكان |
Açıklayacak vaktim yok. Gidip bir kişiyi daha getirmeliyim. | Open Subtitles | ليس لديّ وقت للشرح عليّ الذهاب لإحضار شخص آخر |
Açıklayacak zamanım yok, ama onlardan ben sorumluyum. | Open Subtitles | مَن يكونون ؟ ليس لديّ وقت للشرح و لكنّى مسئولٌ عنهم |
Bunun çok karışık olduğunu biliyorum ama Açıklayacak zamanımız yok. | Open Subtitles | أنا أعلم أن هذا كله شيء معقد للغاية لكن ليس لدينا وقتٌ للشرح |
Odanda yatak yerine neden küvet olduğunu Açıklayacak bir hikaye bul. | Open Subtitles | اذهب وابحث عن قصة للشرح لماذا لديك حوض في غرفتك بدلاً من السرير |
Şimdi bunu Açıklayacak zamanım yok dönmem lazım Kendine iyi bak | Open Subtitles | الالمجال المغناطيسى , لا يوجد وقت كافى للشرح هيا بنا من هنا |
Size işimizle ilgili herşeyi Açıklayacak. | Open Subtitles | هو سوف يشرح كل شيء حول المهمة التي سنقوم بها |
Sonunda onlarca gün ortada bulunmamasını, günlerce, aylarca kırmızı gözlerle çalışmasını Açıklayacak mazaretlerini tüketti. | TED | وسرعان ما نفدت حججه لشرح تغيبه الكثير، بينما كان يعمل محمر العينين، ليلة بعد ليلة، شهراً بعد شهر. |
Ama güvenliğin için ona daha sonra Açıklayacak. | Open Subtitles | ولكن من أجل السلامة، سيشرح له في وقت لاحق |
- Hayır, ama kurbanın vücudundaki depimentasyonu Açıklayacak bir şey buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت شيئاً يمكن ان يفسر اختفاء الصبفة. |
Sylvia sana bayan elbiselerini Açıklayacak. | Open Subtitles | سوف اترك سيلفيا تشرح ملابس النساء |
Açıklayacak vaktim yok. | Open Subtitles | حسنا، هكذا تعمل أنت إعرف كلّ هذا؟ لا وقت للتوضيح. |
Güneş'in etrafındaki hareketlerini doğru olarak Açıklayacak mıydı? | Open Subtitles | التى تفسر بدقة الحركة الظاهرية لكوكب المريخ ، عندما ننظر من الأرض ؟ |
Bunun ne kadar önemli olduğunu Açıklayacak kişiler biz miyiz bilmiyorum. | TED | لست متأكدا اذا كان علينا نحن شرح أهمية هذا العمل. |
Yarın, şehir merkezini yeniden inşa etmektense, şehri genişletme konusundaki fikrini Açıklayacak. | Open Subtitles | غدا , سيعلن خطة لتوسيع المدينة بدلا من إعادة بناء مركز المدينة |
Şu an Açıklayacak vaktim yok, seninle saat 17:00'da ahırın orada buluşuruz. | Open Subtitles | انظر ليس لدي متسع من الوقت للتفسير الان ساقابلك بالاسطبل في الخامسه |
Onun için de üstünüzün ıslanmasını Açıklayacak bir numara düşündünüz. | Open Subtitles | لذا ابتكرت حيلة ماكرة وماهرة جدا لتفسير سبب بلل ملابسك |
Bu, Senatör'ün oğlunu o görüntülere neden koyduğunu Açıklayacak. | Open Subtitles | سيفسر ذلك سبب خوضه كل هذا العناء لتوريط إبن السيناتور |
İki sorumluluk sahibi ebeveynin çocuklarının neden küvette uyuduğunu Açıklayacak bir hikayeniz var mı? | Open Subtitles | لايغطي أي قصة تلفيقية توضح مسؤولية الوالدين الذين سمحو لأبنهم النوم في حوض .. ؟ |
Yavaş yanan çoklu görev özelliği sarsıcı olan bir adam, bunları size Açıklayacak bir grafiğim var. | TED | الرجل الذي كان تعدد المهام البطيء الخاص به مذهلًا للغاية، لدرجة أنني سأحتاج إلى رسم بياني لشرحه لكم. |