Ama bence farklı olmak iyidir çünkü farklı bir bakış açısı sunarsınız. | TED | و لكن أعتقد أن تكون مختلف شيئ جيد لأنك تقدم وجهة نظر |
Çocukçaydı. Ne bir bakış açısı, ne de ahlaki içeriği vardı. | Open Subtitles | لقد كان طفولي ليس به وجهة نظر للحياة او محتوى أخلاقي |
Birinci ve ikinci tüpler kilitlendi. Yeni baş açısı: 063 | Open Subtitles | حدد الهدف على الأنابيب واحد وأثنان زاوية الإنحراف الجديدة : |
Winters, hedefe yaklaşıp uygun bir... ateş açısı bulma emrini verdi. | Open Subtitles | تحيط طلبات فصول الشتاء سرعة لغلق الهدف ويكسب زاوية إطلاق النار. |
Ayrıca, vuruş açısı, Densham'ın uzun ve sağ elini kullanan en azından 180 cm boyunda birisi tarafından öldürüldüğünü gösteriyor. | Open Subtitles | قتلة مارا تريس يتركون بصماتهم أيضا , الزاوية التى ضُرِبَ منها تقول أن شخص طويل من قتله شخص أيسر اليد |
Zamanını daha iyi bir bakış açısı kazanmaya çalışmakta kullan. | Open Subtitles | استعمل ذلك الوقت في المحاولة وكون وجهة نظر حول الأمر |
Bunu değiştiremezsiniz. - Bu çok sığ bir bakış açısı. | Open Subtitles | لا يمكنك تغيير ذلك هذه وجهة نظر موحشة جداً للعالم |
Görevimiz ulusal diplomatlara dünya meselelerinde askeri bir bakış açısı kazandırmak. | Open Subtitles | أكانت مهمتنا إعطاء دبلوماسي أمتنا وجهة النظر العسكرية عن مشاكل العالم |
Hubble, evimiz dediğimiz gezegenimize yeni bir bakış açısı kazandırdı. | Open Subtitles | أعطانا هابل وجهة نظر جديدة الى الكوكب الذي ندعوه الأرض |
Bu programda bilimin nasıl gerçekleştiğine dair farklı bir bakış açısı sunacağım. | Open Subtitles | في هذه السلسلة سوف أقدم وجهة نظر مغايرة عن كيفية تقدم العلوم |
Her biri mahkeme salonuna kendilerine özgü bakış açısı getiren 12 kişiler. | Open Subtitles | بل هم 12 فرداً يحضر كل منهم وجهة نظره الخاصة إلى المحكمة. |
Bu duruma uygun göreceli yükseklik ve vurma açısı tutmuyor. | Open Subtitles | قرب قدم السرير بالاستناد إلى فإن زاوية الصدمة لا تتطابق |
Yani güney açısı manyetik kuzeye 168.22 derece yakınlıkta ve 49.93 rakımda olmalı. | Open Subtitles | هذا يعني أن زاوية السمت يجب أن تكون 168.22درجة بالنسبة للقطب المغناطيسي الشمالي |
Ters kanca açısı ve kemiklerin şeritli oluşu testere makinesini gösteriyor. | Open Subtitles | زاوية الشد السلبية، والثلمات على العظام تشير إلى أنه منشار دوّار |
Ama şimdi bunun yanlış bir bakış açısı olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكني بدأت أعتقد أننا ننظر إلى الأمر من زاوية خاطئة |
Ama yakın zamanda gördük ki, hız ya da dünya çizgisi açısı, maddelere başka insanların açısından bakıldığında farklı gözüküyor. | TED | لكننا شاهدنا سابقًا أن السرعة، أو مكافؤها زاوية خط العالم، تتغير عندما ننظر إلى الأمور من منظور أشخاص آخرين. |
Fakat bunun faydalı bir bakış açısı olduğunu sanmıyorum. | TED | ولكن لا أعتقد أن من المُجدي النظر للموضوع من هذه الزاوية. |
60'a indir dalış açısı 5 derece 60 feet, dalış açısı 5 derece başüstüne | Open Subtitles | خذها إلى 60، خمسة درجات أسفل الزاوية 60 قدم، خمسة درجات أسفل الزاوية، نعم |
Onun hayatın işleyişiyle ilgili çok ilginç bir bakış açısı var. | Open Subtitles | وحصلت ومثل هذا المنظور اهتمام على كيفية عمل الحياة، هذا الرجل. |
- Göğüs bölgesindeki hasarın açısı gösteriyor ki, aradığınız kişi kabaca 1.82 boyunda bir erkek. | Open Subtitles | حسنا,زاويه الضرر فى المنطقه الصدريه يشير الى أنكى تبحثين عن ذكر |
360 derece görüş açısı sağlayan kamera taşıyor. | Open Subtitles | كما يحمل معه كاميرا تدوير فوتوغرافي. تسمح بتصوير بزاوية 360 درجة. |
Fakat yeni bir bakış açısı edinmek için daha derine dalmalıydım. | TED | ولكن ما أنا بحاجة إليه هوتعمق أكبر للحصول على منظور جديد. |
Bu sikimsonik hikâyeni dinlememi sağlayarak içimi şişirdin ve 10 dakika sonra da bir durumun iki farklı bakış açısı olduğunu söyledin. | Open Subtitles | حسنًا، أنّك فقط أدخلتني في هذه ،الرحلة الملحمية مع هذه القصة وبعد 10 دقائق، المغزى هو أن .هناك طريقتين للنظر في الأمر |
Astronotların bu yeni manzara, bu yeni bakış açısı, bu yeni görsel hakikat ile tamamen değiştiklerine inanıyorlar. | TED | يعتقدون أن الرواد قد تغيروا للأبد بسبب هذا المنظر الجديد، وهذا المنظور الجديد، وهذه الحقيقة المرئية الجديدة. |
Bu bana tamamen farklı bir bakış açısı kazandırır. | Open Subtitles | هذا يجعلني أرى الأمر بمنظور مختلف تماماً |