"açgözlülüğü" - Traduction Turc en Arabe

• جشع
• طمع
• الجشع
• الطمع
• جشعه
• جشعاً
• وطمعه
• والجشع
• جشعهم

Diğeri ise insanoğlunun istikrarsızlığı ile ilgili, ya da açgözlülüğü de diyebilirsiniz.
والآخر لديه علاقة مع جشع البشر، أو الطمع، إذا أردتم قول ذلك.

Ama görünüşe göre, insanoğlunun açgözlülüğü, Tao Tei'den farklı değil.
لكنني أستشفّ أن جشع البشر لا يختلف عن الوحوش الضارية

Sen ve soysuzlarının açgözlülüğü bu kasabaya uğursuzluk getirdi.
طمع نغولكما أنتما جلب كل الشر إلى هذه البلدة

Olayları daha da kötüye götürmek istercesine 1929'da insanlığın açgözlülüğü doruk noktasına ulaşmış.
لجَعْل الأمورِ أسوأِ، ففي عام 1929 وصل طمع البشر إلي اخره

İnsanların doymak bilmeyen açgözlülüğü eninde sonunda Defterler'i çalmaya çalışmalarına neden olacak.
ولكن الجشع لا حدود له بعض الناس سيخترقون المخبأ ويحصلون على المذكرات

İnsan açgözlülüğü ve aptallığının diğer kurbanlarının yanına gömülsün.
دعه يدفن مع باقي ضحايا الجشع والحمق البشري

Sadece açgözlülüğü aşırı derecede artmıştı.
عدا أنَّ الطمع قد تضاعَفَ لآلاف المرات

20 yüzyıl kadar önce açgözlülüğü, bütün Çin'e derin acılar çektiren bir imparator vardı.
منذحوالي20 قرنًا.. كان هناك إمبراطور الذي خلف جشعه معاناة كبيرة لكل الصين.

20 yüzyıl kadar önce açgözlülüğü, bütün Çin'e derin acılar çektiren bir imparator vardı.
كان هناك امبراطور جشعاً منذ 20 قرناً تقريباً وجلب هذه المعاناة البالغة إلى سائر الصين

İhaneti ve açgözlülüğü... ..asla unuttumasın die.
نصب لـ " كوا كوا " وخيانته وطمعه لا ينسى

Bu şirketin açgözlülüğü.
لك أكن أقول بأنها كانت غلطتكم جميعاً؟ حسناً؟ إنه جشع الشركات

Patrici sınıfının açgözlülüğü ve halkın vahşi dürtüleri beni kurtardı.
جشع الصنف الأرستوقراطي والدافع الوحشي للجماهير هما من أنقذاني.

Hepsi işe senin gibi başlıyor ama en sonunda ailelerinin açgözlülüğü, uyuşturucular, veya sapık Hollywood yönetmenleri yüzünden mahvolup gidiyorlar.
لقد بدأوا تقريباً مثلك لكن في النهاية تم تدميرهم من قبل جشع والديهم , المخدرات

Toplum tarafından dışlanmış ve reddedilmiş kişilerden oluşur açgözlülüğü ve adaletsiz yetkilileri hor görürlerdi.
كما انها احتضنت كل من هومنبوذ وغير مرغوب فيه من المجتمع احتقـروا طمع الـسلطة الغير عـادلة

ve bu lokman hekimin öfkesi ve açgözlülüğü... bu vaazları dinleyen kulakları daha bir açtı.
وبسبب طمع العطّار ومزاجه الكريه وعصبيته.. فقد وجدت هذه الخُطب بالتأكيد آذان صاغية.

Ayesha burdan ayrıldıktan sonra açgözlülüğü yüzünden bütün parayı kaybetti.
(بعد الرحيل من هنا، طمع( عائشة جعلها تفقد كلّ المال

açgözlülüğü , bağnazlığı ,önyargıları ve birilerinin sırtından geçinmeyi , ve elit grupları ortadan kaldırmak.
القضاء على العمليات التي تنتج الجشع ، التعصب ، التحيز, إستغلال البشر لبعضهم البعض , و النخبوية.

Ejderhalar açgözlülüğü temsil ederler fakat siz de bilirsiniz gerçekten abartılmışlardır çünkü bu canavarın tek merakı altını toplayıp, saklamaktır.
تمثل مخلوقات التنين الجشع البشري لكنها كما تعلم بشكل مضخم جدا لأن هذا مخلوق متوحش لا همّ له سوى

Etrafımızdaki bu coşmuş açgözlülüğü tersine çevirmek için her şeyi yapıyorduk.
نفعل كل ما في وِسعِنا لمقاومة الجشع المنتشر حولنا

Bu açgözlülüğü size efendileri bulaştırdı.
مصابين بمرض الطمع

açgözlülüğü yüzünden sınırı aştı.
الطمع دفعه خارج المسار

Fakat uyuyan prensesi görünce, bütün açgözlülüğü azaldı.
ولكن برؤية الأميرة النائمة تلاشى جشعه.

Şu an paraya zerre ihtiyacın olmadığını biliyorum şu açgözlülüğü bırakın amına koyayım ya.
والآن أعرف بأنّك لا تحتاج للمال ولكن بحقك لا تكن جشعاً ...

Locke bunu düşünüyor ve sanırım açgözlülüğü, arzusundan ağır basıyor.
لذا (لوك) فكّر بهذا وطمعه كان اكبر من شهوته، كما اعتقد

Bırakında konuşmayalım kemikleri ve açgözlülüğü.
فلندع الكلام عن المقايضة والعظام والجشع

Parlak bir denizci olan Cook'un mütevazi bir geçmişi vardı ve maddi açgözlülüğü olmayan yerlilere çok hayran kaldı.
كان "كوك" ملاحاً رائعا وقد جاء من خلفية متواضعة ولقد أُعجب بشدة بالسكان بسبب عدم جشعهم تجاه المواد الخام