"açlığın" - Traduction Turc en Arabe

• الجوع
• الجائعة
• المجاعات
• المجاعه

Bu açlığın sonu dünya barışı Falan demek, doğru mu?
من ثم القضاء على الجوع وإحلال السلام في العالم, صحيح؟

Bu açlığın ve adaletsizliğin sonu olacak, yorgun insan kalmayacak.
ستكون نهاية الجوع, نهاية الظلم لا مزيد من الناس المستنزفين

Paralel bir evrende açlığın da arttığını görüyoruz.
وفي عالم متوازي نوعًا ما، نرى أن أزمة الجوع تتفاقم.

açlığın bu kadar acıttığını bilmezdim.
لم أكن أدرك أن الجوع مؤلم بهذا القدر عندما لايكون لديك سوى أقل القليل.

Tıka basa doldur açlığın ağzını Ve emret hastalığa bitmesini" R. Kipling
أطعم الأفواه الجائعة وداوِ الأسقام

Bu yüzden dünyayı dolaşıyorum, Amerika'da açlığın nasıl olduğu hakkında konuşuyorum ve yiyeceğe erişmek ile öğüne erişmek arasındaki farkı açıklıyorum.
لهذا السبب، أسافر حول العالم وأتحدث عن الجوع وكيف يبدو في أمريكا وأشرح الفروقات بين إتاحة الطعام وإتاحة الوجبات للناس.

açlığın anlamı uluslararasından farklı olarak, Amerikada bir parça farklıdır, fakat ülkemizde açlıktan bahsetmek korkunç derecede önemlidir.
صحيح ان الجوع في الولايات المتحدة يختلف عن الجوع في الدول الاخرى ولكن هذا لا يعني ان يتم اهماله في بلدنا

Diğer dramatik olan şeyse hem açlığın hem de şişmanlığın son 30 yılda gerçekten yükseldiğidir.
والمصيبة الكبرى .. ان الجوع والسمنة ازدادوا كثيرا في الثلاثين سنة الماضية

Ve bir jenerasyonda, açlıktan dolayı onların başına gelenler ve açlığın zararlı sağlık etkilerinin tümü, şişmanlığa ve şeker hastalığına benzer şeylere
وخلال جيل واحد فحسب انتقل معظمهم من الجوع ومن كل المشاكل التي كانت متعلقة به ومن تبعاته الى السمنة ومرض السكري

Anılan devirden beri onlar dağlara baksa da her nerde olursa olsun, açlığın en kötüsünü umutsuzluk ve karanlıkta kaybolmayı bilen insanın bedeni burda, bu mahkeme salonunda zindana, ateşe ve kılıca rağmen hâlâ yaşıyor.
كما كانوا يتطلعون إلى الجبال من الوقت المتذكر أينما عرف جسد الرجل الجوع آخر مرة

Nanitlerin açlığın üstesinden gelmesi, kanserle mücadele etmesi ve... yakıt olarak kullanılması gerekiyor.
نانويتس خلقت كي تمنع الجوع العالمي تهاجم السرطان، تنشيء وقود

Benim için açlığın en iyi tarifi bir ekmeğin tarifidir.
بالنسبة لي، فإن أفضل وصف الجوع على وصف الخبز.

Harry Houdini, soğuk ve açlığın ne demek olduğunu bilir.
هاري هوديني يعرف معني الجوع و الصقيع و من غير ولا مليم

Bir süreden sonra açlığın yatıştığını söylerler. Bunu bekliyorum.
يقولون أن الجوع في لحظة ما يُخمد الإنسان، وأنا أنتظر تلكَ اللحظة.

Öyle ki, açlığın son safhasına gelene dek sabrederler.
علاوة على ذلك, يمكنه تحمل الجوع لفترة طويلة

Tabi, sonra da hepimiz el ele tutuşup insanlar arasında açlığın, savaşın ve kötülüğün kaybolmasını dileriz.
أجل، ومن ثم سنمسك أيادي بعضنا ونتمنى ذهاب الجوع و الحروب و الدنائة بين الناس

Biliyor musun, hepimiz el ele tutuşup, savaşın ve açlığın kaybolmasını zaten dileyebiliriz seni esmer, alaycı kaltak.
تعرفين، نستطيع كلنا مسك الأيادي ونتمنى ذهاب الجوع و الحرب أيتها السافلة المتشائمه

Benim mücadelem asla sizinki kadar zor olmayacak. Tanrı'nın sıcaklığı yüreğimde uyuduğum müddetçe hiçbir zaman gerçek soğuk ya da açlığın anlamını bilmeyeceğim.
مقاومتي لن تكون بنفس قوتك , فيما أنام في حضن المسيح الدافئ ولا أعلم برد الجوع الحقيقي

Nanitlerin açlığın üstesinden gelmesi, kanserle mücadele etmesi ve yakıt olarak kullanılması gerekiyor. Ama bu...
نانويتس خلقت كي تمنع الجوع العالمي تهاجم السرطان، تنشيء وقود

açlığın büyük bir sıkıntı...
نظراتك الجائعة تسبب لي إزعاج كبير

Dünya Gıda Programı 30 ulusu, 30 ulusu bırakabildi çünkü onlar kendi uluslarındaki açlığın çehresini dönüştürebildiler.
برنامج الغذاء العالمي استطاع مغادرة 30 دولة، 30 دولة، لأنهم غيروا طبيعة المجاعات في بلدانهم.

Chamberlain'e göre, Almanya açlığın pençesindeydi.
font color="#yellow" ...لقد أعتقد أن ( ألمانيا ) كانت على حافة المجاعه