Bu büyük yeraltı iletişim ağının yani diğer dünyanın sağlam kanıtını bulmuştum. | TED | ولقد وجدتُ الدليل الراسخ من شبكة التواصل المكثفة تحت الأرض، العالم الآخر. |
Binlerce iplikten oluşan bir suç ağının ortasındaki bir örümcek. | Open Subtitles | عنكبوت في منتصف الشبكة شبكة جنائية ذات الآلاف من الخيوط |
Şimdi, siz bununla daha önce hiç kimsenin ilgilenmeme nedeni olarak sahiplik ağının çok çok sıkıcı bir çalışma konusu olmasını düşünebilirsiniz. | TED | قد تعتقد الآن أنه لم يلاحظ أحد ذلك من قبل لأن شبكات الملكية هي دراسة مملة للغاية. |
Yani benim o bilgiye de erişimim yoktu, çünkü etrafımdaki sosyal iletişim ağının bu bilgiye ulaşma şansı yoktu. | TED | لم تكن لدي إمكانية الوصول إلى هذه المعلومات لأنه لم تكن لدى شبكات التواصل الاجتماعي امكانية الوصول إلى هذه المعلومات. |
Belki de büyük bir komplocular ağının birliğimizin moralini bozmaya ve zayıflatmaya hazırlandığını düşünüyorsundur. | Open Subtitles | ربما يخيل لك أنهم شبكه ضخمه من المتامرين مستعدين للقيام بأي عمل وحشي لتنبيه وإيقاظ النظام في مجتمعنا |
Belki de büyük bir komplocular ağının birliğimizin moralini bozmaya ve zayıflatmaya hazırlandığını düşünüyorsundur. | Open Subtitles | ربما يخيل لك أنهم شبكه ضخمه من المتامرين مستعدين للقيام بأي عمل وحشي لتنبيه وإيقاظ النظام في مجتمعنا |
...uydu ağının fırlatılışı nedeniyle çıkabilecek uluslararası bir kriz spekülasyonu nedeniyle konuşmasını erteledi. | Open Subtitles | عشية شائعات حول أزمة عالمية تتعلق بعمليات إطلاق سرية لشبكة من أقمار الإتصالات الفضائية |
Sitka, aynı zamanda yeraltı hayvanı ağının da bir parçasıydı hayvan hakları savunucularından oluşan bir grup. | Open Subtitles | كان سيتكا موقع تحت الأرض لشبكة الحيوانات ، جماعة متشددة في مجال حقوق الحيوان. |
Ölümcül bir ısırıktan sonra, ağının merkezine dönüp onu paketliyor. | Open Subtitles | بعد عضّة قاتلة، تعود إلى محور شبكتها لتغلّفه. |
Dominik Cumhuriyeti'ne bağlı terörist ağının lideri Randall Burke'ü takip edeceksin. | Open Subtitles | أنت ستذهب خلف رئيس شبكة ارهابية مقرها جمهورية الدومينيكان راندل بيرك |
Sivil medya ağının üyeleri için resim bu şekilde. 10 yıl önce, arkadaşım Ethan Zuckerman ile Global Sesler'i kurmuştuk. | TED | هذه الصورة لأعضاء شبكة إعلام المواطن, غلوبال فويسز إنني ساعدت على تأسيسها منذ أكثر من 10 سنوات مع صديقي ايثان زوكرمان |
Ayrıca, eğer böyle bir ilişkiler ağının içindeyseniz dünya görüşünüz bu ağdan size gelen bilgilerin ne olduğuna baglı. | TED | أيضاً، إذا اندمجت في مثل هذه الشبكة من العلاقات، نظرتك للعالم ستكون بما ستصلك من معلومات من خلال شبكة العلاقات |
İnsanlığın sürekliliği, kesinlikle, ancak daha büyük anlamda, hayat ağının kendisinin. | TED | نحن جزء من الإنسانية التي تتغير ببطء حتمًا ولكنها بمعناها الواسع جزء من شبكة الحياة نفسها. |
Kişiliğimiz gerçekte kulaklarımızın arasında çalışan kürenin içindeki birkaç sinir ağının birleşiminden oluşur. | Open Subtitles | النفس هي حقا مجموعة من عدة شبكات عصبية متميزة، كلها متواصلة بهذه الكرية الهلامية بين أذنينا. |
Bilgisayar ağının Savunma Bakanlığı'nın gözünde parladığı zamanda. | Open Subtitles | حينما كانتْ شبكات الحواسيب فكرةً لم تُنفَّذ في رأس وزارة الدّفاع. |
- Dört aydır. Düşük seviyeli bir piyondu. Felix'e uzanan dağıtım ağının bir parçasıydı. | Open Subtitles | منذ 4 اشهر، انه جزء من شبكه كبيره مرتبطه بـ "فيليكس" |
Savunma ağının beyni olan bu yeni bilgisayar, kitlesel bir düşman saldırısıyla ilgili bütün karmaşık matematiksel problemleri çözebilir. | TED | هذا الكمبيوتر الجديد صمم من أجل العمل كنظام عصبي مركزي لشبكة الدفاع، ويمكنه حل مسائل حسابية معقدة من شأنها التصدي لأي غارات جوية متوقعة. |
- İAO tüm internet ağının ana güvenliğini kontrol ediyor. | Open Subtitles | تسيطر على الأمن الأساسيةIAO لشبكة الإنترنت بالكامل |
Bu, ağının çökmesine neden olur neredeyse o anda avını ağla sarmalar. | Open Subtitles | هذا يسبّب انهيار شبكتها وامساك الفريسة على الفور تقريباً. |