"ağlamak için" - Traduction Turc en Arabe

• للبكاء
• لتبكي عليه

Kadınlar da kendilerini berbat hissederler ve Ağlamak için tuvalete giderler. .
و المرأة تشعر بالسوء حيال نفسها و فقط تذهب للبكاء في الحمام

Yani, sen Ağlamak için ormana girmeseydin bu şeyi hiç bulmazdım.
حسنا, لم أكن أبدا لأجدها, إن لم تذهبي للبكاء في الغابة

Aslında, Ağlamak için bir sürü nedeni var.
اتعلم, انه لا يبدوا وكأن ليس لديه الكثير من الاسباب للبكاء

Bunu gözlerine sürmesiyle Ağlamak için gerçek bir sebebi olacak.
عندما تمسح عينها بهذا ستجد حقا شئ لتبكي عليه

Zavallı Kate Ağlamak için bir omuza ihtiyaç duyacak.
سوف تحتاج كايت المسكينة إلى كتف لتبكي عليه

Sadece dökülen sütün arkasından Ağlamak için bir neden yok demiyoruz dökülen şarabın arkasından da Ağlamak için bir neden yok diyoruz.
انتظر، انتظر، انتظر، انتظر. ليس فقط لأنه لايوجد سبب للبكاء علي اللبن المسكوب، لايوجد سبب للبكاء علي النبيذ المسكوب.

Ağlamak için fazla sert bir adamım ama ben de seni özleyeceğim.
أنا قاسي جدا للبكاء , لكنني سأفتقدك , أيضا

Daha büyük nedenlerim var Ağlamak için. Ama ağlamadan önce kalbim bin parçaya bölünecek.!
"أمتلك الأسباب الكافية للبكاء ولكن سينكسر قلبي إلي آلاف القطع قبل أن أسمح لنفسي بالبكاء.

- Bilmiyorum karanlık, ıslak yalnız yerime, Ağlamak için değil.
-انا لا أعلم, إلى مكانى المظلم,مكانى لوحدى وليس للبكاء.

O çatlak, gecenin bir yarısı arabasında Ağlamak için çıkıp gidiyor, bense "olacağına varsın" diyorum.
هذا مجنون يخرج في منتصف الليل للبكاء في سيارتها، وأنا مثل، "العيش والسماح العيش."

Bu daha çok Ağlamak için bir sebep, bir yıl daha yaşlanmak!
هذا بالأحرى سبب للبكاء اصبحت اكبر بسنة !

Ağlamak için sebep yok.
ليس هناك ما يدعو للبكاء.

Eğer ölmüşse Ağlamak için bir sebep yok demektir.
حتى وإن مات فلا داعي للبكاء.

Ağlamak için 30 saniyen var. Devam et.
لديك 30 ثانية للبكاء

Ağlamak için 30 saniyeniz var.
لديكم 30 ثانية للبكاء

Zinal, Ağlamak için 30 saniyen var, yoksa...
زينيل لديك 30 ثانية للبكاء

Ağlamak için gerçek bir omuza ihtiyacın olabilir. - Lütfen.
لكي يوجد هناك كتف حقيقي لتبكي عليه

- Ağlamak için bir omza ihtiyacın olursa burada iki tanesi seni bekliyor
- تحتاج كتفاً لتبكي عليه, لدي اثنان كبيران هنا

Dışarı. Moira'nın Ağlamak için bir omuza ihtiyacı vardır diye düşündüm. - Erika, ben...
-للخارج، اعتقد بأن (مويرا) بحاجة لكتف لتبكي عليه