"adaletini" - Traduction Turc en Arabe

    • العدالة
        
    • عدالة
        
    • عدالتها
        
    • وعدالة
        
    Üreme adaletini ilk duyduğumda 23 yaşındaydım. TED كنتُ أبلغ من العمر 23 عاما عندما سمعتُ لأول مرة عن العدالة الإنجابية.
    Hey, sen, Fransız adaletini küçümseme! Open Subtitles أنتِ , لا تتفوهي بما هو زائف اتجاه العدالة الفرنسية
    Ama sen zayıf olduğun için senin adaletini kendi askerimi öldürerek sağladım. Open Subtitles ،لكن لأنك كنت ضعيفاً على التنفيذ اضطررت لقتل أحد جنودي لتحقيق العدالة من أجلك
    Targaryenler'den önceki zamanlarda din savaşçıları Yedi'nin adaletini dağıtırdı. Open Subtitles قبل حقبة التارغيريين، تخلى مُتشددي الدين عن عدالة الآلهة
    Baba'nın adaletini gerçekleştiriyordum, ve sen onaylamadın çünkü bütün kanları, bütün intikamı kendin için istedin. Open Subtitles لقد طبّقتُ عدالة أبينا ولكنك لم توافق لأنك أردت كل الدماء وكل الانتقام لنفسك
    O da, papazın imansız eylemleri için dağlarda kendi adaletini yarattı. Open Subtitles وأذاقته عدالتها الخاصة المُتبعّة في الجبال، لأجل طُرقه الكافرة.
    Senin gibi suçlular mahkemeleri, hukuku, düzeni, bu milletin adaletini ihlal ediyorsunuz. Open Subtitles ..مجرمون مثلك ينتهكون المحكمة والقانون والنظام وعدالة هذا الشعب
    Aklanmaya bozulmuş ve kendi adaletini uygulamış. Open Subtitles كان منزعجا من تبرئته وأراد تحقيق العدالة بنفسه
    Beni de, bu dürüst insanlara yardım etmem ve adaletini tüm bu topraklara dağıtmam için seçti. Open Subtitles كما إختارني لأسُاعد هؤلاء الصالحين ليتشروا العدالة حول الأرض.
    Kendi adaletini sağlıyor. Open Subtitles الان الاثنين ميتين خدمت العدالة الخاصة بها
    Bir numarada, bu davanın... adaletini sağlamak var. Open Subtitles .. الأمر الأول، نحقق العدالة بما يكفي في هذه القضية
    Carson'ların kabile adaletini bekleyecek zamanları yok. Open Subtitles آل كارسون ليس لديهم الوقت لأنتظار العدالة القبلية
    Şimdi size ne düşündüğümü değil, mahkemede değişim yapmak için usul adaletini kullandığımda ne yaşadığımı anlatacağım. TED أنا الآن لا أخبركم بما أفكر به، بل أخبركم بأمور عشتها بإستعمال العدالة الإجرائية لتغيير الثقافة في دار القضاء وفي غرفة المحكمة.
    Bu doğru şey ise, yap. Kendi adaletini yarat. Open Subtitles اذا كان الأمر الصواب ويجب فعله فأفعليه " أصنعى العدالة بنفسك "
    Ama ben yine de suç adaletini çok sevdim. Open Subtitles لكني أحببتُ تخصص العدالة الجنائية
    Eğer onun yerine sorumsuzca hareket ettiği için kasksız motosikletçiyi kurtarırsanız, o zaman zararı azaltma konusundaki ilk tasarım prensibinin çok ötesine geçtiniz ve robot araba artık yol adaletini pay etmiş olur. TED وإذا بالمقابل تجنبت راكب الدراجة بدون الخوذة لأنه لم يهتم بالسلامة تكون قد أنحرفت كثيراً عن المبدأ الأول بشأن تقليل الخطر وتكون سيارتك المبرمجة قد خالفت عدالة الشارع
    Tanrı'nın adaletini yerine getirmek için fırsat kolluyordu. Open Subtitles في انتظار الفرصة لتطبيق عدالة الرب
    İki komplocuyu Kral'ın adaletini sağlaması için Camelot'a götürüyorum. Open Subtitles سآخذ متآمران إلى "كاميلوت"، لمواجهةِ عدالة الملك
    Ancak insanın, intikam için Tanrı'nın adaletini yanlış anlama eğilimi vardır. Open Subtitles ولكن الإنسان يخلط عدالة الله بالإنتقام
    Roma'nın adaletini bu mahkumlar üzerinde uygulamak benim görevim. Open Subtitles ... هوواجبي لإدارة عدالتها... إلى هؤلاء السجناء
    Ancak, başbakan olarak ülkenin özgürlük ve adaletini korumak için bir seçim yaptım. Open Subtitles على كل حال ، بصفتي الرئيس لقد أتخذت القرار الصائب لضمان حرية وعدالة الأمة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus